1:3

11 1 0
                                    

Medyada: İan

Keyifli okumalar ^^

——————————————

Nefes nefese uyandım rüyadan. Yatakta oturur pozisyona gelerek etrafa bakındım. Tao kucağımda uyuyordu hâlâ. Tüylerini sevip yataktan kalktım.

Pencerenin kenarına gidip kollarımı birbirine bağlayarak dışarıyı seyretmeye başladım. Gün doğmak üzereydi.

Üzerime bir şal aldım ve odadan sessizce çıktım.

Bir anda yanım da beliren Tao'yla yerimden sıçradım.

"Korkuttun beni!" fısıldıyarak sitem ettiğim sözlere karşı gözlerini devirdi.

Gözlerini kısarak  konuştu"nereye böyle."

"Kötü bir rüya gördüm. Meditasyon yapmaya gidiyorum."

Gözlerini üzerimde çekmemişti. Bu sefer gözlerini deviren ben olup yavaşça merdivenlerden inmeye başladım. Tabi tahta merdivenlerle bu nasıl mümkün olursa.

Aşağıya indiğimde kapının önünde ki dolaptan beş mum,bıçak ve bir kaç ot alıp dışarıya attım kendimi.

Çıplak ayaklarımla çimlere basmak gerginliğimi birazda olsa almıştı. Hafif esen rüzgarla beraber şalıma iyice sarılıp elimdeki malzemelerin düşmemesi için iyice sıkıca  tuttum.

Sessiz geçen bir kaç dakikanın ardından koca meşe ağacının yanına gelmiştik.

Dört siyah mumu yan yana dizdim beşinci beyaz mumu da ortalarına koydum, önümde duran mumlara doğru fısıldadım.

' İgniculus fiat cereolum'

Yanan mumlarla beraber Tao da mumların önüne geçip oturdu. Ben de ayaklarımı birbirine bağlayıp oturdum.

Otları elimle alıp iyice küçülene kadar parçaladım ve yere attım. Sol elimin avuç kısmına kesik atarak kanamasını sağlayarak, yere üç damlanın düşmesini bekledim.

Derin bir nefes alıp vererek odaklanmaya başladım. Gözlerimi kapatıp devam ettim.

" Tenebras animarum meam audire quaestiones et dubia"

Seslerin tamamen kesilmesiyle durdum. Gözlerimi açıp etrafa baktım. Ben ve Tao hareket ediyorduk sadece. Sakince derin nefes alıp vererek dudaklarımı araladım.

"Ostende mihi in posteritatem"

Hiç bir şey olmayınca tekrar fısıldadım.

" Post 1 anno ostende mihi in posteritatem"

Bir anda her yer karardı. Sesi  sert ve kısık kadın tıslamasıyla etrafımda dönüp sesin sahibi aramaya başladım.

"Ne istiyorsun İblislerin Kraliçesi"

"Bana geleceği göstermeni istiyorum"

Tıslayarak konuşmaya başladı.
" Her şeyin bir bedeli vardır Kraliçe."

"Ne istiyorsun karşılığında" sesim sert çıkmıştı.

Tıslayarak şuh bir kahkaha attı.

"Zamanı geldiğinde ne istediğimi söyliyeceğim ve sen yapmak zorunda kalıcaksın. Bunu istediğinden emin misin?"

Dönüşüm - Uyanış IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin