Marjinal Apartmanı

Acil

Yorgunlukla eve girdiğimde İdil yere oturmuş, duvarı izliyordu. 

"Ne yapıyorsun?" diye sordum merakla. 

"Kafama bir şey takıldı, onu düşünüyorum." deyince "Neden yerde?" diye sordum. 

"Yer soğuk diye oturdum. Diğer türlü düşünürken uyuyakalıyorum." demesinin üzerine "Seni rahatsız etmeyeyim." dedim ve odama gittim. 

Ben Niranur Aslan, yirmi yedi yaşındayım. Keşfedilmeyi beklenen bir yazarım. 

Üzerimi değiştirdikten sonra geri oturma odasına dönmüştüm ki tüm ekibin geldiğini gördüm. 

Ekiptekiler kim mi? 

Kafadan çatlak birkaç insan.

Abim Murat, çocukluk arkadaşım Nagihan, Nagihan'ın kuzeni İdil, hem abimin lise arkadaşı hem de karşı komşum Oğulcan ve yan komşum Onur. 

Birkaç sene önce Nagihan ve İdil ile bu üç artı bir eve taşınmıştık. 

Zaten Onur ile de böylece tanıştık. Taşındığımız günün akşamında yemek kokusunu alıp daha bizimle tanışmadan evimize dalmıştı.

Biz buraya taşındıktan kısa bir süre sonra karşı daire boşalınca abim ve Oğulcan oraya taşınmıştı.

"Siz ne zaman geldiniz?" diye sordum şaşkınlıkla. 

"İdil acil bir şey var dedi, biz de geldik." diyen Onur'a "Anında gelebilecek kadar işsiz miydiniz yani?" diye sordum. 

Hepsi bir ağızdan "Evet." deyince "Tahmin etmeliydim." dedim ve Oğulcan'ın yanına oturdum. 

"Ee acil durum ne İdil?" diye soran abimin üzerine İdil "Kafama bir soru takıldı." dedi. 

"Üstüm zekam ile soruyu çözerim. Söyle bakalım." diyerek omuzlarını dikleştiren Oğulcan ile gözlerimi devirdim.

"O zaman soruyorum." diyen İdil ile Nagihan "Sor artık." dedi. 

İdil, Nagihan'ın tavrından tırsarken "Kapalı çarşının kapalı olduğu bir günde kapalı olmayan çarşının açık olma olasılığının o kapalı çarşı olma olasılığı nedir?" diye sordu. 

Hepimiz İdil'e anlamayarak bakınca İdil "Çok merak ettim ama!" diye isyan etti.

Oğulcan'a döndüm ve "Böbürleniyordun, hadi çöz soruyu." dedim. 

"O ben değildim." diyen Oğulcan ile tek kaşımı kaldırdım. 

"Belki de benimdir ama şimdi şöyle düşünmek lazım. Ben bensem sen sensin fakat sana göre ben senim, sen bensin. Yani bu durumda az önce böbürlenen sen olabilirsin." 

Oğulcan'ın söyledikleri ile "Sen malsın." dedim ve İdil'in sorduğu soruyu düşünmeye başladım.