#istiklal#marşının#94.yılı
Muzaffer Komutan ilk başlarda sonra yatır matır dediyse de sonra kabul etmişti.
İzin almama normalde gerek yoktu da.Mirza mevzusunu Muzaffer Komutan iyi bildiğinden bu baskından sonra bir süre ortalıkta görünmemem taraftarıydı.
Askeri araç beni çarşıda bırakmıştı.Daha doğrusu ben demiştim.Kendim yürüyerek onun evine geldim.İzinlidir herhalde bugün.İnşallah öyledir.
Onun hayali bile yeterken bana gerçeğini göreceğimi bilmek kalbimi yerinden çıkartacak gibi atmasına neden oluyordu.
Kapısının önüne geldiğimde kolumdaki saate baktım.Saat 2.30'a geliyordu.
Zile bastım.İkinciye bir daha bastım.Sabrım yoktu.Ya evde değilse?Üçüncüye bir daha bastım.
PINAR
Defteri kapatıp ısrarla çalan kapıya doğru ilerledim.Acaba kimdiki?Alacaklı gibi çalıyordu aynı.
Mercekten bakmamla onu görmem ,kalbimin deli gibi atması,gözlerimin dolması bir oldu.Acaba şimdi ne diyecekti?Ne deyip de kederle solan gönlümü daha da bir acıtacaktı...?
Hemen bakmayı kestim.Açmalı mıydım?Çocuk gibi açmamışım ne geçecekti elime?Mantığım kalbimin sesini bastırabilecek miydi?Açacaktım zaten önemli bir şey olmasa gelmezdi herhalde.
Kapının kilitlerini açtıktan sonra,kapının sürgüsünü indirdim ve kapıyı açtım.
Sadece göz göze bakıyorduk birbirimize.Ne o bir şey diyordu ne ben kendimi toparlayıp bir kelam edebiliyordum.
"Bir şey mi oldu?"dedim.Kırgın ses tonumu istesem de saklayamazdım zaten.
"Yo hayır."dedi ve kabanının ilk üç düğmesini açtı.İç cebinden benim boyun fularımı çıkardı.
"Bunu karakolda unutmuşsun."dedi.Ses tonunda gerçekten bir duygu yoktu.Ne kızgınlık,ne samimiyet hiçbir şey yoktu.
Bana fuları uzatan eline uzattım elimi. elim eline değdi.O an ruhum bir kuş olup uçtu.Sevda ateşim çıra olmuş yanıyordu.Nefes alamıyordum...
Sonra aklıma gerçek dünya gelince fuları elinden almamla elimi çekmem bir oldu.
"Teşekkür ederim."dedim.Hala dikiliyordu kapıda.Ben de iyice görgüsüzleşmiştim.
"Buyur geç."dedim kapıyı iyice açarak kenara çekildim.
O da bir süre sonra bekledikten sonra hareketlenmiş ve içeriye geçmişti.
Kabanını almak için davrandım.Bir an olsun evli olduğumuzu düşündüm.Sonra yüreğim 'cız' etti..Göğüs kafesimin orta yeri boğuldu acıda...
Kabanını fortmantoya astıktan sonra dolaptan çıkarttığım terlikleri ayağına uzattım.Ardından elimle oturma odasını göstererek
"Buyur, geç otur sen ."dedim.
Bana bir süre daha baktıktan sonra oturma odasına doğru ilerledi.Ben de hemen mutfağa geçtim.Hızla salata malzemeleri yıkamak için kaba koydum.Yıkadıktan sonra
hızla doğramaya başladım.
Sonra yemek hazırladığımı ona söylememiştim.Görgüsüzlüğüm had safhaydı bugün.
Arkamı döndüm.Bana bakan bir çift kara gözle karşılaştım.Heyecandan bir afallasamda.
"Yemek hazırlıyorum."dedim.Sesim öyle kırgındı ki.Kalbine fısıldıyordu kalbim dargın olduğunu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON:İsimsiz kahramanlara saygı duruşu
RomanceHeybetli dağlar arasında ümitlerin savaşı Yaşam ile ölüm arasına sıkıştırılmış isimsiz kahramanların aşkı Fedakarlıkların hikayesi Pervasızca birbiri için yanan yüreklerin serüveni... Film tadında kitap adında.Daha önce eşine rastlamadığınız c...