ASİYE EREN'DEN:
Doruk'un şarkıyı bitirmesiyle yanımda benden bir cevap bekleyen Ömer'e doğru döndüm. Oldukça şaşkın ve aynı zamanda da sinirliydi.
-'' Asiye!! Ne sevmesi, ne saçmalıyor bu?!!'' diye sordu. Ne cevap vereceğimi tam olarak bilemiyordum.
-''Ömer! Bak şu an yeri değil. Evde konuşalım olur mu?''
-''Asiye!!!! Sende mi seviyorsun onu? Bize yaptıklarına rağmen.'' Dedi. Haklıydı evet ama Doruk pişman olmuştu ve ben artık ona inanıyordum.
-''Ömer, sakin ol. Asiye'nin de dediği gibi evde konuşun.'' Dedi Melisa Ömer'in kolunu tutarak. O kadar sıkışmış durumdaydım ki üstelik herkes bizi seyrediyordu.
-'' Sakin filan olamam. İki şarkı söyledi, iki güzel söz söyledi diye mi aşık oldun ona? Gerçekten merak ediyorum bu şerefsize nasıl inanabildin? Hiç mi bizi düşünmedin?''
-'' Kuzi, şu an sinirlisin, gel gidelim.'' Dedi Oğulcan. Bense Ömer'in son söyledikleriyle daha fazla dayanamayacağımı anlamıştım.
-'' Haklısın. Bize söyledikleri çok ağırdı. Ama görüyorsun ki artık pişman. Ayrıca evet, bende Doruk'u seviyorum. Ama iki şarkı, iki güzel söz söylediği için değil. Benim yanımda olduğu için, bana değer verdiği için, beni koruduğu için. En önemlisi de ne biliyor musun? Annemiz babamız olmadığı günden beri ilk defa onun yanında mutlu oldum ben, Ömer. Senin sandığın gibi basit sebeplerden değil yani. Lütfen benim kararıma da saygı duy.'' Diyerek bahçeden ayrıldım. Peşimden gelen Aybike durdurarak sarıldı bana. Doruk'a inanmak için kendi içimde büyük bir çaba vermişken, Ömer'in söyledikleri istemsizce canımı yakmıştı. Hem de ben onları bu kadar çok düşünürken. Bu hayatta insanlara ikinci bir şans vermek ya da değişeceğine inanmak bu kadar zor muydu gerçekten? Yoksa insan aşık olunca kör mü oluyordu? Aybike usulca sarılmamıza son verdiğinde bense gözyaşlarıma engel olamıyordum.
-'' Asiye, ağlama daha fazla. Eminim oturup konuştuğunuzda Ömer seni anlayacak.''
-'' Ya Aybike sen gördün benim nasıl bocaladığımı. Kendi içimde verdiğim o savaşı. Ama Ömer sanki bunları unutmuşum sizleri düşünmemişim gibi konuştu.''
-'' Haklısın. Ama sadece biraz zamana ihtiyacı var. Herkes gibi o da çok şaşırdı.''
-''Sadece şaşırdı mı? Herkesin içinde bana söylediklerine baksana.'' Dedim.
-'' O şu anki siniriyle söylenmiş şeyler. Hem o da Melisa'yı bu kadar çok severken seni anlamaması büyük aptallık olur.''
-'' Bilmiyorum Aybike. En iyisi daha fazla konuşmamak.'' Dedim.
-''Yalnız Doruk Atakul'a bak sen ya. Serenat yaptı resmen sana. Çok şanslısın valla Asiye. Herkes çatladı kıskançlığından. Tabii sen Harika'nın bakışlarını da görmedin dimi?'' dediğinde ona doğru döndüm.
-'' Ne bakışı?''
-'' Bayağı etrafa o kem gözleriyle kıskanç bakışlarını yolladı. Doruk'u unutmuş diyorlardı ama bilemedim. O bakışlar şüphelendirdi beni.'' Dedi.
-'' Boş ver Aybike. Gel gidelim biz.'' Dedim. Konuyu dağıtmak için söylemişti biliyorum ama ne Harika ne de başka bir insan umurumda değildi. Ailem dışında. Aybike ile beraber sınıfa doğru yürümeye başladık.
-'' Ya Asiye, bana da keşke böyle serenat yapsalar.'' dediğinde anlık da olsa istemsizce gülümsedim.
-''Yaparlar Aybike. Neden olmasın?'' diye cevap verdim.
-'' Bunun için önce beni seven biri olması lazım. O da herhalde hiç olmaz.'' Dediğinde yüzü düşer gibi olmuştu.
-'' Aybike, bulacaksın sende o insanı. Hem sen sevilmeyecek biri değilsin ki. Nerden çıktı şimdi bu?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN MELODİSİ
FanficAsiye Ve Doruk... Birbiri için atan bu iki kalbin melodisini beraber duymaya var mısınız?