Uyandığımda pencereden giren güneşi farkettim. Kafamı kaldırdığımda Tom un kolarını bana sarmış koltukta uzanır pozisyonda yattığımızı farkettim. Yüzünde huzurlu bir ifade vardı ona yaklaşıp dudaklarından hafifçe öpüp geri çekildim.
Rigel: Bence artık kalkmalısınız Lordum sabah oldu
Tom: Bence bir kere daha öperseniz kalkabilirim Leydim
Gülerek dudaklarına yaklaştım ve tekrardan öptüm anında karşılık verirken geri çekilmediği için birkaç dakika sürdü o sırada kapının aniden açılmasıyla oraya döndük. Gelen dünki kızdı bizi gördüğünde gözlerinden bir anlık bir üzüntü geçti ama hemen toparladı.
Tom: Ne hakla buraya böyle dalarsın
Jessica: Ama Lordum
Tom: Ama ne
Jessica: Ben sizin en gözde ölüm yiyeninizim kim olduğu belirsiz birini sorgulamam lazım bence
Tom: Sana fikrini soran olmadı
Jessica: Ama o kız
Tom: Senin kim olduğu belirsiz dediğin o kız benim Leydim bir daha bana veya ona saygısızlık yaparsan kim olduğun umrumda olmaz şimdi çık çabuk buradan
Kız sinirli gözlerle bana bakıp arkasını dönüp gitti. Tom o sırada bana baktığı için bunu görmemişti. Koltukta doğrulup ayağa kalktı ve elini bana uzattı.
Tom: Sana vermem gereken bişey var
Elini tutup kalktım ve onun yönlendirmesiyle çalışma masasının otaya gittik. Masanın çekmesini açıp içinde annemin kolyesini çıkardı. Arkama geçtiğinde saçlarımı kaldırdım ve takmasını bekledim. Taktığında kolyeyi düzelttim ve saçlarımı da düzeltip ona döndüm ve sıkıca sarıldım.
Rigel: Artık kahvaltıya mı insek Lordum
Tom: Siz nasıl isterseniz Leydim
El ele odadan çıktık. Aşağıya yemek salonuna indiğimizde Malfoyların yanında Black ve Lestrange ailesi ve dün bana bağıran kız vardı. Bizim girmemizle hepsi ayağa kalktı. Mia, Walburga ve Abigail hemen yanıma geldi ve sırayla sarıldılar.
Mia: Seni çok özledik Rigel
Walburga: Dönmene çok sevindik
Tam Abigail de bir şey söyleyecekken o kız konuştu.
Jessica: Nesini özlediniz acaba 2 günlük kız ayrıca 16 yaşında ismini bile hiç duymadığım biri acaba bi bulanık mısın ki
Sona doğru sesi alaylı çıkmıştı. Herkesin sinirlendiği ve gerildiği belliydi. Tom tam konuşucakken ondan önce konuşmaya başladım.
Rigel: Eğer bir kere daha bana bulaşırsan senin o dilini keserim duydun mu beni
Rigel: Ayrıca senden daha saf kan olduğuma eminim
Jessica: Emin misin çoğu safkan aile çocuklarını tanırım ve senin ismini bile duymadım
Rigel: Ahh doğru senin kıskanman yüzünden tanışamadık bile evet ismim neydi dedin
Jessica: Jessica Bletchley
Rigel: Rigel Walburga Black Grindelwald
Kızın soy ismimi duymasıyla gözleri açılırken
Jessica: Ama böyle birini hiç duymadım
Rigel: Artık geri döndüm ve ayrıca 16 yaşında değilim 40 lı yaşlarımdayım göstermediğimi söylerler. Ayrıca bundan sonra Tom un yanında seni görmicem anladın mı beni
Jessica: Ben Lordun gözde ölüm yiyenlerindenim buna sen karışamazsın.
Rigel: Kendimi bu konuda sana kanıtlamak zorunda değilim. Ben senin kraliçenim.
Jessica: Ama Lordum
Tom: Kraliçeni duydun
Kız büyük bir sinirle dışarı çıktığında onu takmadan kızlara döndüm. Bi an da hepimiz gülmeye başlayınca erkek bize garipçe bakmaya başladı. Abraxas, Orion ve Adrianın yanlarına gittiğimde onlara da sıkıca sarıldım.
Rigel: Eee beni özlediniz mi
Abraxas: Hepimiz seni çok özledik
Rigel: Merak etmeyin bi daha hiç bir yere gitmiyorum
Orion: Neyse hadi kahvaltıya geçelim
Kahvaltımızı yaptıktan sonra salona geçip oturduk. Birkaç saat sohbet ettikten sonra ayaklandım.
Rigel: Walburga benimle gelir misin
Kafasını sallayıp ayağa kalktığında diğer bir odaya geçtik.
Walburga: Evet Rigel ne söylicektin
Rigel: Sirius a neden böyle yaptığını sen söyliceksin
Walburga: Ne yapıyormuşum
Rigel: Aileden dışlamak kan haini ilan etmek ve gezilere izin vermemek dışında mı
Walburga: Buna karışamazsın ben onun annesiyim
Rigel: Ve bende vaftiz annesiyim bundan sonra ona böyle davranmıcaksın duydun mu beni
Walburga: O gryffindora giden bir kanıbozuk
Rigel: Böyle yaparak onu safkanlıktan uzaklaştırıyosun kendinden bir daha ona kötü davranırsan onu görmene bile izin vermem şimdi gidebilirsin.
O çıktıktan bir kaç dakika sonra kapı açıldı. Tom geldi ve çenemden tutup başımı kaldırdı.
Tom: Ne oldu Rigel
Rigel: Önemli bir şey değil, Gerçekten
Rigel: Ama benim şimdi Hogwartsa dönmem lazım
Tom: Biraz daha kalsan
Rigel: Yeterince kaldım şimdi gitmek gerekiyor yazın tekrar gelicem
Sıkıca birbirimize sarıldık ayrıldığımızda onun gözlerine bakarken Black malikanesine cisimlendim. Black malikanesinden eşyalarımı aldıktan sonra gözlerimi kapatıp Hogsmeade e cisimlendim ve ordan hogswarta yürüdüm. Hogwartsa girince okulun ev cinlerinden birini çağırıp eşyalarımı odama gönderttim ve büyük salona yöneldim. İçeriye girdiğimde bakışlar bana döndü. Hiç birine bakmayıp masama ilerlerken gelen sesle oraya döndüm.
Sirius: Rigel
Masasında 4 lü arkadaş grubuyla oturmuş yemek yiyolardı. Onun yanına ilerledim.
Rigel: Efendim Sirius
Sirius: Seni arkadaşlarımla tanıştırmak istiyorum bugün bizimle yer misin
Rigel: Olmaz hayatım ben bir Slytherin im ve Gryffindorlarla pek anlaştığım söylenemez.
Sirius un yüzü düşmüştü
Sirius: Pek-
Rigel: Daha sözümü bitirmedim buraya oturamam ama istersen yemekten sonra bahçede yada kara gölün orada tanıştırabilirsin
Yüzü tekrar güldüğünde eğilip yanağından öptüm ve saçlarını hafifçe sevip tekrar doğrulup kendi masama geçip oturdum.
Bölüm kısa bir bölüm oldu ama devamı gelicek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin İzinde (Harry Potter)
FanficBir kızın yıllar sonra seçiceği yol her şeyi değişticek ya aydınlık taraf kazanıcak yada karanlık taraf sonsuza kadar hüküm sürücek....