3. Bölüm

109 10 0
                                    

Karakola gelmişlerdi hücreye atılmış tı Nur . Korku ve göz yaşı iç iceydi sadece küçük bir pencere vardı koridor a bakan onuda kapatınca zifiri bir karanlık oluyirdu. Rutubetli soğuk örgütücü bir yerdi.
Küçük pencereden içeriye sızan ışıkla zar zor secbildigi bir battaniye vardı eline aldı rutubet ten çok iğrenç kokuyordu  midesi bulandı attı köşeye. 

Elini dudağından çenesi ne gelen kana sürdü korumustu. Yan ağı hala sızlıyordu. Zar zor duyduğu ezan geldi kulağına hatırladığı kadariyla akşam olmalıydı. Zoraki kalktı pencereye yaklaştı sağa sola baktı bayan polis i gördü.

-Bakarmısınız memur hanım

-Ne var diye tersledi Nur u

-akşam namazı olduda abdest almam lazım namaz kılacağı m

Sinir bozucu bir kahkaha attı polis oturduğu masadan kalkti alaylı bakışlarla elindeki anahtarları masaya bıraktı yaklaştı demek namaz kılacaksın. Yine sinir bozucu bir kahkaha attı. Sonra sinirli bir şekilde dişlerini sıkarak .

-pis yobaz üzerindeki çarşaf ı parcalamdığıma dua et . Şimdi otur oturduğu n yerde yoksa komser e söylerim bir daha bu delikten çıkamazsın.

Beklemediği bir cevapti bu. Burdan bir daha cikmamak , ailesi hasan zordu. Oturdu korkmuyordu ama ailesinden uzak kalmak onu çok ürkütüyordu. Teyemmum aldı Kıble yi bilmiyordu içeri girerken aklında kaldığı kadariyla bir yöne döndü. Çarşaf ini yere serdi. Namazını kılmaya başladı. Icerideki sessizliği merak eden bayan polis içeriye baktı şaşkınlık geçirdi bu durumda bile namaz kılıyordu. Namazını bitirince .

-Hani senin abdestin yoktu ne oldu.

-Siz suyu vernezseniz de Allahın toprağı var. Teyemmum aldım.

-Kızım akklı ol daha gençsin güzelsin yaşlaninca yap modern ol biraz.

-Yarın ölmeyeceğime dair söz verebilir misin.

-Tabiki hayır.

-Peki sen yarın ölursen ne olacak.?

Düşündü evet haklıydı ya yarın ölürse. Ne olacaktı? 

-Haklısın dedi geri döndü oturdu yerine düşündü.

Belkide bir güneşin daha doğuşuna vesile olmuştu bu olay. Demiyormuydu Allah "Sizin Hayır bildiğinizde şer, şer bildiğinizde Hayır vardır, siz bunu bilemezsiniz ben bilirim " Bakara 216.

-Gel doktor oğlum eşim içerde , basına vurmuslar.
-Kim vurdu efendim.
-polisler silahla başına vurmuslar.
-Polisler mi dedi içeri girerken yüzünde şaşkınlık ve endişe vardı . Komşu kadınların bazıları gitmişti . Doktor içeri girdi her kes ona bakıyordu.  Uzun boylu sarıya çalan saçını yana doğru taranmış.  Renkli gözlü duruşunda oldukça efendi olduğu anlaşılan genç bir adam girdi.
-Hayırlı günler ben doktor Ahmet.
-Geç doktor . bir bak eşime durumu ne olacak.
-Kızım Nurum Bitanecik kızım bırakın. Diye sayıklıyordu Halime hanım . Doktor emre vakit kaybetmeden muayene başladı. Bası şişmiş ve kanamıştı.  Bir iğne yaptı mümkün olduğunca islama. Uygun yapmaya çalışıyor du işini. Halime hanım ignenin etkisi ile uyumuş tu .
-Bir ağrı kesici iğne yaptim uyudu sabah uyanır büyük ihtimalle. Bir kaç ilaç yazacağım onları ihmal etmesin. Bu arada Nur kim.
-Kızım bugün eve baskın yapmışlar güya irtica varmış.  Diye. Kızımı ve bir kaç Arapca tefsiri almışlar. Eşimi bu halde bırakıp gitmisler Allah tan komşular gelmiş yardım etmişler.
-Zalimler diye yüzünü eksitti Ahmet. Hangi karakola götürdüler peki.
-Aşağıdaki mahaledeki karakola.
-Telefon varmı?
Sehpanın uzerindeki telefona ilişti gözleri.
-siz merak etmeyin halledeceğim bu işi.
-Nasıl?
-O karakoldaki başkomiser arkadaşım olur . fikirlerimiz farklı olsada iyi dostuz. Dedi ve numarayı cevirirken beni kırmaz bir hal çaresine bakar en azından ahvalini öğreniriz dedi. Sinyal sesinden sonra.
-Bana başkomiser Aydın beyi bağlayın doktor Ahmet deyin.
-Alo Aydın ben Ahmet senden bir isteğim olacak bugün sizin karakola bir kız getirilmiş. Onun durumunu öğrenecektim.
Ahmet Aydının konuşmasının bitirmesinden sonra.
-Rica etsem biraz daha hızlı olurmusun kardeşim ailesi perişan durumda. Tamam . Dedi ve kapattı telefonu Ali beye dönerek.
-kızınız hakkın da islemler devam ediyor ve sabah bırakacaklar büyük ihtimalle . ben şimdi gitmeliyim yarın 10 gibi gelirim insallah.

SIYAH NURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin