Kavuşma

64 2 7
                                    

Geri geri giderken ani bir refleksle ayağa kalkıp koşmaya başladım kimseyi görmek duymak istemiyordum arkamdaki adım sesleri çoğalınca hızımı artırıp daha da koşmaya başladım.

Bileğimden tutumasıyla çığlığım tüm sokakları doldurmuştu  '' Bırak beni bırakkkkk" daha da sıkıp beni kendine çektiği an ipler kopmuştu elimdeki  dosya kayıp gittiği an kendimi bırakıp hıçkıra hıçkıra ağladım

'' Neden" diye fısıldadım güçsüz bir sesle '' Neden sürekli önüme çıkıyorsun "

'' Neden bırakmıyorsun beni istemiyorum" dediğimde  elleri belimde birleşmiş beni daha çok  bedenine hapsetmişti

Orda öylece sokak ortasında dizlerimin üstüne çökmüş bana sarılan adama hapsolmuştum sesiz geçen dakikalara inat sakince geri çekildim

'' Efe " dedim burukça '' Beni götürsene burdan "

Başını  usulca aşağı yukarı salarken ayağa kalkıp elini uzatı ellimden tutup ayağa kalktığımda atığı adımları takip etim elimi hala bırakmamış tutuyordu durup yavaşça bana döndüğünde gözlerimiz buluşmuştu

'' Çocukken yaptığımız gibi koşalım mı?" dediğinde başımı salayıp koşmaya başladım ellimi Bırakmak yerine oda koşuyor neşeli kahkahalar atıyor Du yaklaşık 15 dakikanın sonunda durduğumuzda Telaşla efeye dönüp

'' Dosya" dedim öfkeyle Efe gülümseyip diğer elini havaya kaldırdığında dosyanın onda olduğunu anlamıştım derin bir nefes aldığımda yavaş adımlarla binanın kapısını açtım asansöre yaklaşıp düğmeye bastım geçen her saniye biraz geç kalmışlığın saniyesiydi kıyamet kopmaya yakındı sanki

asansörün kapısı açıldığında hızla içeriye atıldım efede girmiş  8. Katın düğmesine basmıştı

Alınan her nefes batılırmıydı yüreğe? benim batıyor acıyordu

Başımı hafifçe efeye çevirdiğimde başını yaslamış  gözlerini yumuştu gözlerime dolan yaşlarla iç çektim

Ona yaklaşıp başımı göğsüne yasladığımda başta afalamıştı ama iki saniyenin sonunda elleri belimde buluşmuştu

'' Şşşşşşttttt " dediğinde ağlamam şiddetlenmişti

'' Gecem gündüzüm ağlama" 

'' Efe " dedim hıçkıra hıçkıra

'' Ben Ben ertuğrulu  çok özledim"  alnıma dudakları değdiğinde sesiz kalacağını anlamıştım

'' Ben çok kötü bir teyze oldum demi sahip çıkamadım ablamın emanetine neden neden yapamadım görmedim onu yalnız bıraktım yüreğimin acısı daha ağır bastı " hıçkırıklarım krize dönüşüyordu

Gelen sese döndüğümde asansör kapısının açıldığını anlamıştım hıçkırık sesim kulaklarıma doldukça başımı efenin gögsüne daha da bastırıyordum Buğranın olduğunu tahmin etiğim ses kulaklarıma doldu

'' Efe iyi mi?"  Efe buğraya dosyayı vermiş asansör kapısını yine kapatmıştı

''Seni Ertuğrula götüreyim mi?" dediği başımı hafifçe kaldırıp yüzüne baktım

''Vala mı? " başını salayıp burnumdan öpmüştü

'' O kadar nazlısın ki okadar kırılgansın ki" burnumu çektiğimde oturup ağlamak istiyordum

Alnını anlıma yasladığında gülümseyip

'' Gülde alırız mavi "

djartzın kovliçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin