djartzın kovliçesi

YAZ GELDİİİİ BEBEĞİMM

''Daha soft gir daha yumuşak bul beni diye yükselme o L' yi uzat ''  sercan kulaklığı çıkarıp sandalyeye oturup konuştu ''Havva çok sıcak abi bugün herşey morelimi bozuyor fazlasıyla üstüme geliyor'' elleriyle kendine yelpaze yaparken kaydı beklemeye alıp stüdyoya girmek üzere kayıt odasından çıktım kapının kulpunu tutup derin bir nefes aldım prodüktör olarak sanatçıma yardımcı olmalıydım yavaş bir hareketle kapıyı açıp gülümsedim ''Ben geldimmm diye girerdim ama ben zaten burdayım demi'' bana anlamsız gözlerle bakan sercana bakıp tekrar gülümsedim ''Her neyse unut girişimi , ilham mı gelmiyor canın mı sıkın bu iş havvayla alakalı değil serco çünkü her yer kılima ve içeri yeterince soğuk''

''Bilmiyorum ruhum daralıyor'' kayıt odasındaki mikrafon açıldığında efe konuşmaya başladı ''Abi kusura bakmada bitsede gitsek kafasındasın'' sercan derin bir nefes alıp tekrar konuşmaya başladı ''Öyleyim değil mi ?'' bir sorun vardı 

''Ay zaten bende bunaldım 3 şarkı kaydı yaptım burda bence bir tatili hak ettik hem biz boştayız diye kaydetmiyormuyuz şarkıyı daha çok zamanımız var '' mikrafon tekrar açıldığında bakışlarım büyük cama kaydı camda gördüğüm kişi ve mikrafonda yükselen ses aynı kişiye aiti 

''Ay zaten yaz geldiii bebeğim biz burda ne yapıyoruz ya '' 

Yüzümü buruşturup konuşmaya başladım ''Ezelcim seni burda tutan hatta seni buraya getiren nedir ?''  gözlerini kısıp tekrar dokundu mikrafon tuşuna sanırım akşama kadar pert olacaktı 

''Ben sevgilimi özlüyorum ama sen nerde anlayacaksın seninki zaten yanında değil mi ne anlar tok açın halinden ''  hayretle kaşlarımı kaldırdığımda buğra da kayıt odasına girmişti sercana dönüp ''Ezele ne olmuş  ben anlamadım normalde asla buğrayı ortaya koymaz ama '' Ne zaman çıkardığını anlamadığım telefonda birşeyler yapıp bana döndü ''Neyse ki H harfi yok yengemizde her neyse dün kavga etiler döndüğünde ezel senin için meraklanıp buğraya patladı nasıl yusufu engelemedin dedi baya büyük kavga etiler '' kaşlarımı çatıp elimle saçlarımı itirdim ''Tamam da buğra zaten engelemeye çalıştı ama o aşalık herifin adamları izin vermedi  çok ayıp etmiş ezel '' usulca başını saladı ''Ama ezel işte söz konusu sen olunca buğrayı bile görmüyor ne yapacaksın onun zafıda sensin '' başımı sercanın omzuna koyup konuştum ''Orası öyle tabi benim için en kıymetlim ama ertuğrul gittiğinden beri kimse önceliğim olmadı yani bana şunun için hayatını feda edermisin deseler çok değer verdiğim biri olsa bile hiç düşünmeden hayır derim ne kadar istersemde olmuyor ne bileyim'' bir eliyle saçlarımın ucunu parmağına dolayıp konuştu 

''Çünkü sen anladın gece hayatın  önemini verdiğin kayıplardan anladın onsuz yaşayamam dediğin herkes gittiğinde anladın sen hayatın kıymetini ayakta kaldın kendi dünyanı yaratın o dünyanın etrafına duvarlar ördün biz ne kadar istesekte  aşamadık o duvarları sen bu hayata bir daha kayıp vermemek için herkesi çıkardın hayatından evet biz vardık güldük eğlendik ağladık ama sen hep yalnızdın ve sen bu süreçte en çok kendini sevdin ağlasanda kendi kendine olduğun için ve bu senin için bir özelik gece hemde çok güzel bir özelik'' gülümsedim gözümden yaş aksada gülümsedim ''Çünki'' dedim usulca 

''Çünkü ben en büyük kayıbı güvenmemden verdim ben gerçek geceye bürünürken çok ihanete uğradım en yakınım tarafından hemde hiç birşey olmamış gibi oturup izledim hatta yeri geldi kabulendim yalnız ben değil herkes kabulendi sen bile'' sercanın saçlarımda dolaşan elli kaskatı kesildi  ''Asla affedemeyeceksin değil mi '' gözümden bir yaş daha aktı ''Asla tam anlamıyla güvenmeyeceksin ne bana ne kovla'' başımı usulca saladım ''Asla'' burnumu çekip devam ettim ''Asla ffetmicem asla güvenmicem güven bir defa verilir ve siz o güvenimi katletiniz ve ben artık kimseye güvenemiyorum''İçime doğan izlenme hissi ile başımı hafifçe cama çevirdiğimde efenin kaskatı kesilmiş bedenini gördüm dolmuş gözleri sıktığı yumruğu çatılmış kaşları gerilmiş yüz kasları hepsinden pişmanlık akıyordu ama geçti çok geç.