♣OTOPSİ RAPORU

79 8 2
                                    

Bu bölümü @42derya313 adlı değerli okuruma ithaf ediyorum.

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyiniz. Ayrıca destekleyen tüm okurlarıma da teşekkür ederim. ..

İyi okumalar...

***

Uzun ve yorucu bir günün sonunda, her ikiside soluğu evlerinde almıştı. Raison, dairesine girmeden önce karşı komşusu Ronald'a iyi geceler dileyerek içeri girip anahtarı, ahşap portmantoya fırlatırken 'Tanrım, nasıl bir gündü bu böyle?' Diye mırıldandı ufak bir ses tonuyla.

Kırık beyaz ve buz mavisi tonlarının hakim olduğu odasına girdiğinde derin bir nefes alıp sırt çantasını büyük beyaz gardrobun önüne koydu. Ardından yine aynı şekilde uzun siyah çizmelerini de çıkarıp çantanın yanına yerleştirdi.

Gözleri yorgunluktan kapanmak üzereydi. Bu ülkeye geldiğinden beri ilk defa bu kadar yorucu bir gün geçirmişti ve acısını en az 10 saat uyuyarak çıkarmalıydı. Hem yarın haftasonuydu ve hazırlaması gereken herhangi bir yazı yoktu.

Aklına üzerindeki şişme montu çıkarmadığı gelince üşengeçliği bir kenara bırakıp dolaba yöneldi ve duştan sonra giyinebilmek için gerekli olan malzemeleri kaptığı gibi banyoya ilerledi. Normalde hedefi direk kendini yatağa bırakmaktı ancak böyle bir günden sonra onu sadece ılık su kendine getirebilirdi.

Ronald, arkadaşının aksine eve girdiği an duş almıştı. Mutfakta meyveli sodasını yudumlarken, bugün yaşanan her şeyi tek tek kafasında puzzle parçası misali yerleştirmeye çalışıyordu. Bar tezgahı gibi bir yapıya sahip yüksek mutfak tezgahına dirseklerini dayamış bir eliyle sodasını tutuyorken diğer eliyle nemli saçlarını karıştırıyordu. Uykusuzluk ve yorgunluğun emaresi olan kızarmış gözleri çarpık gülümseme eşliğinde elindeki bardağa kaydı.

Çoğu insan bu gibi durumlarda alkollü bir içecek kullanıp rahatlamaya çalışırdı ama Ronald, arkadaşı -Raison- gibi farklıydı. İkisi de alkolü keyfi bir içecek olarak asla kullanmazlardı. Sadece çok özel günlerde belki bir iki kadeh şarap içerlerdi. Onun haricinde, alkolün bağımlılığın yani sıra, dengeli ve mantıklı düşünmeyi de zedelediğini öne sürüyorlardı. Hatta, Raison 'Uyurken bile mantığımıza ihtiyacımız vardır. Siz keyif alarak rahat bir uyku çekeceğinizi düşünürken aslında rasyonel olamadığınız için böyle düşündüğünüzü bile farkına varamazsınız. ' derdi sürekli.

Ronald, yine Raison'ı düşündüğünü farkedince ister istemez bugünki o muhteşem ötesi masajı aklına gelmişti. Bu genç kadının parmakları bile sihirliydi.

Tanrı aşkına! Senelerdir arkadaşı olan bu kadını, sadece 6 aydır görmüyordu ve daha iki hafta önce gelmiş olması neyi değiştirmişti? Neden ona gerçekten arkadaşı gözüyle değil de mükemmel ve zeki bir kadın gözüyle bakıyordu?

'Kendine gel, Ronald' diye mırıldanarak, sert bir şekilde elindeki bardağı tezgaha bırakıp hırsla ayağa kalktı.

Sinirle, odasına ulaşıp kapıyı çarparak yatağa yattı ve hemen uyumayı dileyerek gözlerini kapattı.

***

Raison, kulağına dolan melodik sesin, bilinç altında hakimiyet kurmuş bir ses olduğunu düşünürken aslında telefonunun çaldığını anlamamıştı. Yatağında huzursuzca kıpırdanıp gözlerini, odasının penceresinden yansıyan güneş ışığına direnerek aralamaya çalıştı. Kirpikleri yavaşca kalkarken, bir kaç kere gözlerini kırpıştırarak sabah mahmurluğundan kurtulmayı denedi.

Sonunda telefonunun çaldığını idrak ederek hemen yatakta toparlandı ve komidinin üzerindeki telefonunu alarak kim olduğuna dahi bakmadan kulağına götürdü.

SON ADIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin