♣BİLİNMEZE DOĞRU

19 2 0
                                    

Ronald, Genç kadının yanından ayrılarak evine geçtiğinde aklının hala onda olduğunu fark etmişti. Onun o solgun halini gördüğünde kalbinde tarif edilemez bir acı peyda olmuştu. Sanki o nefes alamadığında birileri kendi boğazını sıkıyordu.

Kısa bir süre sonra kafasında kurduğu senaryoları kenara bırakarak eline telefonunu aldı ve arkadaşı Erdem'i aramaya karar verdi. Parmaklarını dokunmatik ekranda gezdirdikten hemen sonra cihazı kulağına dayadı.

"Evet?" Erdem'in 'meşgulum, ne söyleyeceksen söyle ve kapat' tınısını taşıyan sesi üzerine, genç adamın dudaklarına bir gülümseme yerleşmişti.

"Oo, Ahbap yine meşgulsun sanırım." Diye arkadaşına takıldığında Erdem'in sıkıntıyla oflayışı kulaklarını doldurmuştu.

"Sorma kardeşim ya! Beyin fonksiyonlarım durdu, 7/24 ekran başında pineklemekten. "

"Öyle deme oğlum! Millet senin bulunduğun koltuğa çıkabilmek için kaç takla atıyor, en iyi sen bilirsin."

"Bilirim tabii. Ben bilmeyeceğim de kim bilecek? Aman neyse sen onu boşver şimdi. Ee, Niye aramıştın?"dediğinde Ronald'ın gülümsemesi en derinlere gömülmüştü sanki.

"Son olaylar yüzünden canım çok sıkıldı. Biraz kafa dağıtmam lazım eğer müsaitsen iş çıkışı bana gel diyecektim." Dediğinde gerçekten de buna ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. O kadının cesedini gördükten sonra bile soğuk kanlılığını koruyabilmiş olması büyük bir mucizeydi.

"Tamamdır, adamım. Gece oradayım. Haydi görüşürüz..." diyerek telefonu alelacele kapattığında, Ronald bir an için afallasada anlayışla başını sallayıp ayaklanmıştı.

Vücudundaki kırgınlıktan kutulabilmek adına kısa bir öğle uykusu kesinlikle iyi gelecekti. Bu düşünceyle ağır bedenini yumuşak yatağın üzerine bırakarak, bir kaç saat sonra olacaklardan habersizce gözlerini kapattı.

***

"Valla oğlum söylemeyeyim diye beni tembihlediler ama benim vicdanım el vermiyor. Zavallıların başına bir şey gelirse ben nasıl yaşarım?" Raison sabırsızlığını karşı koyamayarak atıldı.

"Ne biliyorsanız lütfen bize anlatın, teyzeciğim."derken samimi ses tonu ve içten gülümsemesi yaşlı kadını etkilemişti. Daha fazla beklemeden gençlerin aklında dört dönen soruyu cevapladı.

"Dün gece büyük oğlan -Berat- geldi benim kapıya. Saat gece yarısını geçiyordu. Baktım arkasında kardeşi -Samet- duruyor. Ellerinde iki koca valiz. 'Hayırdır evladım, gecenin bu saatinde?' Dedim. 'Neriman teyze biz gidiyoruz. Seninle son kez görüşmek istedik.'dediğinde ben iyice işkillendim tabii. Kimde kalacaklarını, niye bu saatte çıktıklarını sordum. Uzak bir akrabası bunları almaya gelmiş,bu yavrucaklarda apar topar hazırlanıp çıkmışlar. Merdivenlerden inmeden önce de ' Neriman teyze, bizim gittiğimizi kimseye söyleme. Varsın öldü bilsinler. Polisle felan uğraşmayız biz.'dedi. Ben daha ağzımı bile açamadan da aşağı indiler zaten."

Kerem ve Raison, yaşlı kadının söylediklerinin gerçekliğinden şüphelenmeselerde yinede eksik bir noktanın olduğunu farkındaydılar.

"Başka? Başka hiçbir şey söylemedi mi?"diye merakla sordu Genç kadın.

"Yok evladım, başka bir şey demediler. Zaten bir görseniz, ikiside ruh gibiydi. Hele Samet'im. O sıcakkanlı çocuğu almış yerine put dikmişsin sanki. Üzüldü diye mi acaba, dedim. Ama yok öyle de değildi. Bir tuhaftı ikiside." Diyerek sözünü tamamlayan yaşlı kadın, bir adım dışarı çıkıp arkasından kapıyı aralamıştı.

SON ADIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin