(55.Bölümden itibaren yazılmaya başlanmıştır)
3 gün sonra
Miran Aslanbey konağında annesinin yaşadığını öğreneli 3 gün olmuştu. Mezarın boş olduğunu duyduğundan beri içinde hep bir umut vardı fakat yine de inanamamıştı annesinin yaşıyor olabileceğine 3 gündür hazar beyden gizli o geceyle ilgili bir şeyler bulmaya çalışıyordu. Azize Füsunu Füsunda azizeyi suçluyordu Dilşah konusunda yani oradan da eli boş dönmüştü. Hala hazara söylememesinin sebebi bunun da azizenin bir oyunu olabileceğini düşünmesiydi. Böyle böyle 3 gün geçmişti.
Hastane (sabah):
Genç kız uçağa nasıl bindiğini nasıl indiğini bu bilmediği şehre nasıl geldiğini bilmiyordu. Babasının hastanede olduğu haberi gelince ilk bulduğu uçağa binip gelmişti hastane kapısından koşarak girdi. Danışmanın olduğu yere vardığında aceleyle
"Mahfuz ....'in kızıyım 3 gün önce getirilmiş buraya iyi mi lütfen söyleyin"
Kulübe(sabah):
Reyyan çayları koyarken" Allah aşkına bir şeyler ye artık bak kaç gündür doğru düzgün bir şey yemedin. " diye isyan ediyordu.
Miran düşündüklerinden sıyrılıp karısına gülümseyerek cevap verdi "Ben yerim bir şeyler. Reyyan kusura bakma seni de çok ihmal ettim bu ara ama biliyorsun..." Reyyan sözünü kesti yanına gelerek elini saçlarına daldırdı şefkatle okşarken
"Olur mu öyle şey hiç Miran sakın böyle düşünme hem iyiyim ben" diğer elini karnına koydu "yani iyiyiz" Miran gülümseyerek ellerini karnının üstünde birleştirdi Reyyan söylerine devam etti "Biz iyiyiz ama sen de iyi ol biliyorum zor ama güçlü olman lazım anneni bulman için "
Miran gözleri dolu dolu "Sahiden bulabilecek miyim bu sefer de yalan olmayacak değil mi "diye sordu
Reyyan kocasının gözlerini silerek elleriyle başını tuttu "Bulacaksın tabiki de yalan değil anneni bulduktan sonra her şey daha güzel olacak bak göreceksin" havayı dağıtmak için "ama ilk önce yemek yemen lazım yoksa göndermem seni bir yere" ikisi de gülmüştü.
"Bak mercimek görüyor musun annen bana nasıl her istediğini yaptırıyor" dedi Miran.
Hastane:
Mahfuz üç gündür hastanedeydi. Zehra onu bulduğunda ambulansı çağırmış fakat korkusundan onunla gidememişti. Hastaneden bir tanıdıktan haber alıyordu durumunun hala kritik olduğunu Reyyan'a söylemedi çünkü kızı daha yeni bir bebek kaybetmişti üzülmemesi gerekiyordu. Mahfuz uyanmıştı fakat hala durumu kritikti aklında ise Dilşah hanım vardı şimdi kim bilir neredeydi.
Hicran "Baba bak ben geldim" dedi.
Mahfuz kafasını çevirdiğinde kızını görmeyi beklemiyordu "Hicran senin ne işin var burada"
Kız gözyaşlarını silerek "Nasıl gelmeyeyim baba gelene kadar aklımı kaybedecektim zaten sana ne oldu kim yaptı bunu"
"Şşş tamam ağlama güzelim bak iyiyim" Mahfuzun dili böyle söylüyordu fakat kelimeler bile kesik kesik çıkıyordu ağzından.
"Hicran buraya gelmemeliydin" dedi zar zor
Hicran sinirle ayağa kalktı "Asıl bugüne kadar gelmemem hataydı senin yanında olmalıydım" dedi bir yandan da saçlarını karıştırıyordu
Mahfuz son gücünü toparlayarak "Hicran senden bir şey isteyeceğim" dedi. Hicran babasının durumunun iyiye gitmediğini anladı tama gidecekken Mahfuz kolundan tuttu "Ablanı getir bana "diye neredeyse yalvardı. Hicranın gözünden yaşlar çoktan firar etti mahfuz sözlerine devam etti "Dünya gözüyle ikinizi de son kez göreyim "dedi bu da son sözü oldu birden gözleri kaymaya başladı ve kapandı makinalardan çıkan seslerle dışarıya koşup doktor diye bağırmaya başladı. Yaklaşık 15 dakika sonra çıkan doktorlar babasının durumunun iyi olmadığını ve uyutmaları gerektiğini söyledi. Genç kız sandalyeye oturup "Getiricem baba sana söz getiricem ablamı ikimizi beraber göreceksin sana söz" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyus
FanfictionBundan aylar önce yapmaya çalışmıştım fakat bir sorundan dolayı silmek zorunda kalmıştım. Umarım kötü bitirdiğimiz ReyMir hikayesini bu hayallerle güzel bir şekilde hayallerimizde yaşatabiliriz. Not: Burada Aslan ölmüş olarak gösterilecektir yani di...