(Yeniden Doğuş)
45 gün sonra / ReyMir Konağı
Miran gözlerini açtığında yine Reyyan'ı yanında bulamadı gözlerini aşağıya kaydırdığında masada ders çalıştığını gördü. Reyyan cidden hızla konuları bitiyordu öyle bitirmek için bitirmek gibi de değildi yaptığı denemelerde netlerindeki ilerleme bariz belliydi biraz daha zorlasa bu sene bile iyi bir sıralama yakalayabilirdi..Bu kadar hızlı ilerlemesinin sebebi kafasını dağıtmaktı bir de evden dışarı çıkmayınca bu zamanlarını iyi kullanmıştı.
Mahfuz'un ölüm sebebi Asiye'nin 'babam da gizli kalpten vefat etmiş' sözleriyle anlaşılsa da Reyyan'ın isteğiyle otopsi yapılmıştı.Sahiden buydu ölüm sebebi babası da kendi babası gibi evladını son kez görüp ölmüştü.
Reyyan hala toparlanamamıştı aslında Miran açısından pek bir sorun yoktu yani onunla yine eskisi gibiydiler fakat Reyyan eskisi gibi cıvıl cıvıl değildi işte sanki içinden bütün mutluluğu çekip almış gibiydiler. Miran açısından durum böyleyken diğerleri o kadar şanslı değildi.Reyyan kimseyle görüşmüyor,konuşmuyordu kim gelirse gelsin kapıdan geri gidiyordu içeri girdiklerinde ise gördükleri şey pencereden dışarı bakan Reyyan oluyordu. Annesi neredeyse her gün geliyordu bir şeyler anlatıyordu ama Reyyan'ın ağzını bıçak açmıyordu.
Hicran ise gittiği gibi geri gelmişti cenazeden sonra Asiyeyle birlikte tekrar dönmüştü.Evet Mahfuz vasiyeti üzerine Reyyan'ın olduğu şehre defnedilmişti. Reyyan babalarının ölümünden kendisini suçladıklarını zannettiği için gittiklerini,aramadıklarını düşünüyordu fakat Hicranlar tarafında ise durum çok farklıydı onlar da eğer daha önce gelseydik Reyyan ve babası daha fazla vakit geçirebilirdi diye kendilerini suçluyorlardı ve bunun için tekrar görüşmeye utanıyorlardı.
(Burası aynı zamanda fb olarak gösteriliyor) Cenaze günü iki kardeş birbirlerine sarılıp sessiz sessiz ağladılar sadece hatta Reyyan oldukça sessizdi normalde bu kadar sakin kalması imkansızdı. Kimin ne dediğini umursamadan gelen Gönül'ü görene kadar sürmüştü bu sakinliği nedense Gönül'ü görür görmez boynuna sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı 'Gönül ben ona doyamadan babam öldü' diyerek. Etraftakiler buna şaşırıp aralarında fısır fısır konuşsa da Gönül tıpkı buraya geldiği gibi yine onları umursamayarak Reyyan'a sarılıp ağladı. Reyyan kendini Gönül ile aynı kaderi yaşamış gibi hissediyordu o da babasını küçük yaşta kaybetmişti onun da tıpkı kendisi gibi babasıyla fazla vakti olmamıştı bunun için patlama noktası olmuştu Gönül'ü görmek.
Aradan geçen 45 günde bunlar olmuştu fakat Reyyan ayağa kalkmak için tek bir kişiyi bekliyordu şans bu ya o da gelmiyordu...
"Günaydın" dedi Miran düşüncelerinden sıyrılarak.Yataktan kalkıp yanına gitti.
Reyyan test kitabından başını kaldırıp hüzünlü bir gülümsemeyle "Günaydın" dedi.
Miran yanağına bir öpücük kondururken o da sakallarını okşuyordu. "Saat çok erken değil mi ders çalışmak için" diye sordu Miran.
"Uyku tutmadı yatakta dönüp durmaktan da sıkıldım" dedi Reyyan. Miran Reyyan'ı ayağa kaldırıp "Şimdi sıkılmayacaksın çünkü kocan uyandı" dedi Miran. Reyyan yine buruk bir şekilde gülümsedi. Miran ise o buruklukta takıldı kaldı.Daha ne kadar böyle devam edecekti ? Reyyan sanki gitgide daha da içine kapanıyordu ne yaparsa yapsın bir türlü çekip alamıyordu onu hapsolduğu yerden.
"Kahvaltı yapalım mı işe geç kalacaksın yoksa"
Miran Reyyan'ın iyice belli olan karnına elini götürüp "Oluuur hem oğlum da acıkmıştır değil mi oğlum" dedi. Yine beklediği cevabı alamadı. "Ben bu çocuğa iyilik yapıyorum yine de bana tekme atmıyor" dedi yalancı bir sinirle. "Hadi Miran hadi çocuk doğacak neredeyse sen hala tekme bekliyorsun" deyip odadan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyus
FanfictionBundan aylar önce yapmaya çalışmıştım fakat bir sorundan dolayı silmek zorunda kalmıştım. Umarım kötü bitirdiğimiz ReyMir hikayesini bu hayallerle güzel bir şekilde hayallerimizde yaşatabiliriz. Not: Burada Aslan ölmüş olarak gösterilecektir yani di...