Reyyan stajdaki ilk haftasını bitirirken başından geçen her şeyi saat çok geç olsa da kardeşine telefonda anlatma gereği duymuştu. En sonunda telefonunu kapattığında hastanenin kapısına gelmişti. Şengül el sallayarak onu durdurmuştu yanına geldiğinde "Ay Reyyan abla hızına yetişilmiyor" dedi genç kız. Reyyan gülerek "Benim evde bekleyen minik bir oğlum var" dedi. "Derman için değer mi valla değer be sadece fotoğraflarda gördüğümle yiyesim geliyor" dedi Şengül.
Reyyan üniversite eğitiminden sonra staj için bir hastanede çalışmaya başlamıştı. Daha 1 hafta olmasına rağmen üniversitede olduğu gibi hem hocalarına hem de diğer stajyerlere de kendini sevdirmişti. Ne okulda ne de stajda korktuğu olmamış yaşından dolayı kimse onu yadırgamamıştı aksine ondan daha da büyük olan insanlar vardı.
Reyyan saatine baktığında nöbette olduğu için sabaha geliyordu daha fazla gecikmek istemediği ve oğluyla kocasını özlediği için artık gitmeye karar verdi. Şengüle dönüp "Söz Derman'ı getireceğim ama artık gideyim ben Şengül" dedi. Şengül onun kolunu sıvazlayıp "Tabi ablacım Derman'ı öp benim için" dedi ve çalan telefonuna bakmak için geriye doğru gitti. Reyyan da kapıya doğru gitti fakat sabahki gibi gözünün karardı. Sabah yorgunluktan dese de şu an bunu diyemiyordu. Soğuk soğuk terlerken eli ayağının boşaldığını hissetti ve ilk önce çantası onun ardından da kendisi yere yığıldı. Şengül tesadüf eseri arkasını döndüğünde Reyyan'ı düşerken gördü ve hemen yanına koştu. Yere yığılan kadının yanına oturup başını dizine koydu. Yanağına hafifçe vururken "Reyyan abla iyi misin" diyordu daha sonra bağırarak "Sedye getirin" dedi. Reyyan ise sadece oğlu ve kocasının adını sayıklıyordu "Derman, Miran"
Yaklaşık yarım saat sonra acilde gözlerini açtı. Şengül ve diğer doktorlar yanındaydı. Şengül onun uyandığını fark edince hemen "Reyyan abla nasılsın" diye sordu. Reyyan hala kendine gelmemiş sesiyle "Noldu bana" dedi. Doktorlardan biri "Bayılmışsın" dedi. "Miran'a haber vermediniz di mi panik yapmasın yorgunluktandır" dedi Reyyan doğrulurken. Sima olarak tanıdığı kadın doğum uzmanı Esra "Eşine haber vermedik ama bayılmanın yorgunluktan olduğunu düşünmüyoruz" dedi. Reyyan anlamayarak "Neden peki" diye sorunca kadın gülümseyerek "Daha testlerin çıkmadı ama gebelikten şüpheleniyoruz" dedi. Reyyan şaşkınca "Ne" diyebildi. Diğer doktorlar geçmiş olsun diyerek çıkarken bir tek Esra ve Şengül kalmıştı. Esra tekrar söze girdi "Dediğim gibi daha testinin sonuçları çıkmadı. En son ne zaman adet gördün?" diye sordu. Reyyan düşündüğünde 2 ay gibi bir süre olduğunu fark etti ama kabul etmeyerek "Ama benim adetim zaten düzensizdir" dedi. "Bu da olabilir en iyisi kendini rahatlatmak için bir gebelik testi yap bizim sonuçlarımızı da biz haber veririz" dedi Esra ve elindeki gebelik testini uzattıktan sonra geçmiş olsun diyerek ayrıldı yanlarından.
Reyyan of diyerek kendini tekrar yatağa bıraktı. "Abla istemediğin bir hamilelik mi" diye sordu Şengül. Reyyan düşündüğünde aslında sorunun hamile kalmakta değil stajdayken hamile olmakta olduğunu fark etti bir de Miran vardı tabi o okulu boyunca Reyyan'ın zorlanmaması için her birlikteliklerinde korunmaya oldukça dikkat etmişti. Şimdi ne diyecekti ona? Adam onun okulu için nerelerden gelmişti ne fedakarlıklar yapmıştı? Bunun için Miran'a haksızlık ettiğini düşünüyordu çünkü hatırladığında 2 ay önceki o birliktelikte ertesi gün hapını almayı unuttuğunu da hatırladı. Bunlar aklındayken testi hastanede yapmaya cesaret edemediği için evde yapmaya karar verdi. Şengül ısrar etse de arabayı kullanabileceğini söyleyip hastaneden sonunda çıktı.
Reyyan arabayı evine doğru sürerken güneş yeni yeni doğuyordu. Yolda sürekli bu konuyu düşündü aslında aklına gelenlerle teste gerek bile olmadığını fark etti ama yine de bir umut dileniyordu kaderden. Derman'a hamileyken olduğu gibi kaç haftadır yumurta kokusuna dayanamamasından, regl olamamasına yorduğu göğüslerinin büyümesi ve daha birçok belirti vardı ama o yine de olmamasını istiyordu. Eve sonunda varmış ve hemen içeriye girmişti. Erken saat olduğu için oğlu ve kocası uyuyordur diye düşündü. İlk önce oğlunun odasına gitti. Oğlunun mışıl mışıl uyuduğunu görünce öpmeye kıyamadı ama üstünü örtmeden de gidemedi. Yorganı oğlunun küçük bedenine örttüğünde kıvırcık saçlarından huylanan Derman onları geriye atıp yine uykusuna döndü. Reyyan oğlunun tatlılığına gülümseyip çıktı. Yatak odasına geldiğinde oğlunun kopyası olan kocasının uyuduğunu gördü. Cebindeki test eline değdiğinde artık ertelemenin saçma olduğuna karar verdi ve çantasıyla ceketini çıkarttı. Sessizce temiz iç çamaşırları alıp banyoya gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyus
FanfictionBundan aylar önce yapmaya çalışmıştım fakat bir sorundan dolayı silmek zorunda kalmıştım. Umarım kötü bitirdiğimiz ReyMir hikayesini bu hayallerle güzel bir şekilde hayallerimizde yaşatabiliriz. Not: Burada Aslan ölmüş olarak gösterilecektir yani di...