Dilşah'ın kaldığı ev ( Ertesi gün):
"Tanıştığıma çok memnun oldum Dilşah Hanım ben yine geleceğim hem diğer sefer geldiğimde Miran'a da bir şeyler getiririm."diyerek Şükran hanıma selam verdikten sonra kapıdaki Miran ve Reyyanın yanına gitti Hicran.
"Nasıl durumu annemin Hicran" diye heyecanla sordu Miran.
"Biliyorsunuz ben daha yeni mezunum hatta mezun bile değilim diplomam bile yok bunun için daha uzman biriyle görüşseniz Dilşah hanım için daha iyi olur ama anladığım kadarıyla çok zor günler atlatmış ve şu an bebeğiyle oynayan küçük bir çocuk gibi lütfen üzerine fazla gitmeyin yoksa her şey daha da zorlaşır."
"Hiçbir zaman iyileşmeyecek mi yani" derken Miran'ın gözünden yaşlar akıyordu.
"Hayır bunu söylemiyorum onun için hala umut var çünkü bu hale gelmesine sebep olan şey gerçekleşmemiş hala yaşıyorsun zibidi önce bunu anlatacağız sonra onu eski sağlığına kavuşturacağız."dedi
Reyyan Miran'ı omzundan destekledi ve güven veren bir gülümseme gönderdi kocasına.Hicran çantasından bir kart çıkarttı.
"Bu benim hocam Reyyan sabah durumu anlatınca ben de kendisiyle görüştüm ve size yardımcı olabileceğini söyledi onun daha çok tanıdığı vardır bir görüşün size sağlam bir psikolog önersin"
"Olmazsa İzmir'e de gideriz yeter ki iyi olsun Dilşah anne"dedi Reyyan
"Gideriz.Gideriz o iyi olsun ben başka bir şey istemiyorum."diye onayladı Miran
"Benim artık hastaneye dönmem lazım kusura bakmayın yine uğrarım buraya da"
İlk sarılan Reyyan olmuştu bu sefer artık aralarındaki soğukluk kalkmıştı. "Kendine dikkat et tamam mı yemeğini falan da aksatayım deme otelde veya hastanedeki yemekleri beğenmiyorsan hemen ara beni gönderirim ben sana" dedi
"Merak etme bakarım ben başımın çaresine siz de kendinizi üzmeyin Dilşah hanım iyi olacak hem bu ufaklığa da iyi bakın" derken Reyyan'ın karnını okşuyordu.
"Her şey için teşekkür ederim Hicran"diyip elini sıktı Miran.Hicran hala mirandan hoşlanmasa da ablasının onu sevdiğini görüyordu ve ona saygı duymaktan başka bir çare kalmıyordu bunun için aynı içtenlikle o da elini sıktı daha sonra evden çıktı.
"Girelim mi içeri"
"Korkuyorum Reyyan yine aynı tepkiyi verirse yine beni istemezse"
Miran'ın yüzünü ellerinin arasına alıp cevap verdi Reyyan "Kaçarsan da bir şey değişmeyecek Miran hem Hicran üzerine gitmeyin dedi sen de yavaş yavaş yaklaş ona"
Miran kafasını sallayıp kapıyı açtı.İçeri de oturan Şükran hanım ve annesi konuşuyorlardı.
"Miran gel oğlum gel torunum"diye çağırdı Şükran
Miran çekingen davransa da yanlarına gitti ve Dilşah'ın yanındaki sandalyeye oturdu.Dilşah'ın elini yüzünde hissedince irkildi kadın kendine çevirmişti Miranı.Her zerresini inceliyordu.
"Çok benziyorsun oğluma çok benziyorsun" dedi sonra elindeki sözde bebeğe baktı sonra tekrar Miran'a baktı devam etti "Tamam sana da oğlum diyeceğim ama azizeye söylemek yok tamam mı seni de alır elimden tamam mı"
Şükran tam 'O senin zaten oğlun' diyecekti ki Miran eliyle durdurdu sonra annesine dönüp başını salladı "Söz söylemeyeceğim ama oğlum diyeceksin değil mi?"diye sordu.Dilşah gülerek başını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyus
FanfictionBundan aylar önce yapmaya çalışmıştım fakat bir sorundan dolayı silmek zorunda kalmıştım. Umarım kötü bitirdiğimiz ReyMir hikayesini bu hayallerle güzel bir şekilde hayallerimizde yaşatabiliriz. Not: Burada Aslan ölmüş olarak gösterilecektir yani di...