(Sonsuz Mutluluk)
"Dede hoş geldin" dedi Azat ama Gönül'e bakıyordu. Mustafa ağa önce Gönül'e döndü baktı sonra Azat'a "Höst lan deden burada ey başını öne"dedi sinirle. "Babam Hoş geldin geç buyur" dedi Handan da Azat'ın yanına gelerek. "Ne hoş geldim ne hoş geldim Handan bilemezsin" dedi Mustafa sonra Gönül'e döndü "Kızım sen yan tarafa Reyyan'ın yanına git bir de Miran'ı çağır buraya konuşacaklarımız var" dedi. Gönül de hiç konuşmadan başını sallayıp gitti.
Mustafa ağa kapıdan içeri girdi balkondaki Nasuh'a seslendi "Gel hele ağa gel aşağıya haberim olmadan neler etmişsiniz bir anlat bakayım" dedi. Nasuh da homurdanmaktan başka bir şey yapamadı.
ReyMir Konağı:
"Bitirmeyin keki ha kendi elimle yaptım yemezsem gözüm kalır" dedi Melike ve çalan kapıyı açmaya gitti. Kapıda Gönül'ü görünce ağzı açık kaldı "Gönül" demesine kalmadan Gönül içeriye girdi. Mutfaktakilerde Melike'den farklı bir tepki vermemişti "Gönül ne oluyor? Fırat mı bir şey yaptı" dedi Reyyan. "Yok Fırat değil Mustafa ağa geldi Miran seni çağırıyor yan tarafa" dedi Gönül. Miran Reyyan'a baktı onun da onayıyla Şadoğlu konağına gitmek için evden çıktı.
"Seni de o mu getirdi" dedi Reyyan. Gönül evet anlamında başını salladı tedirginliği belliydi."Mustafa ağa kim" diye sordu Hicran. "Azat ağamın dedesi vallaha o bile geldiyse ortalık cidden karışmış" dedi Melike. "Yürüyün terasa bakalım ne olacak" dedi Reyyan ve hepsi terasa çıktı.
Şadoğlu Konağı:
Miran daha içeriye girmeden içeride kopan fırtınayı duyabiliyordu içeriye girdiğinde de dozunun arttığını gördü. "Dünden beri duyduğum lafı ben bilirim Nasuh" diye bağırıyordu Mustafa. "Baba biraz sakin ol" dedi Cihan. "Siz hiç konuşmayın iki torunum evlenmiş haberim yok beni çağırmaya tenezzül bile etmemişsiniz neyim ulan ben eşek başı mı? Şu an geldiğime de dua edin hoş ucu bana o kıza dokunmasa yine gelmezdim de"
"Dede bak bir dinle" dedi Azat. "Kes lan sen de senin yaptığına ne demeli? Ha? Biz beyimize varisimiz diyelim koskoca aşireti bırakalım o bizi saymasın" dedi Mustafa sonra yukarıya baktığında kızları gördü kızlar yakalanmanın utancıyla yere eğildi ama Reyyan'ın göbeğinden dolayı bu biraz zorlaştı üç kız Reyyan'ı çekince anca eğilebildiler. "Şu kız yukarıda olmasa ayağımın altına almıştım seni" diye devam etti.
"Rezil olduk" dedi Gönül. "Sus bir ne dediklerini duyalım" dedi Reyyan.
"Ulan seviyorsan gel adam akıllı konuş biz de gidip isteyelim bu kadar dedikodu çıkmasına gerek var mıydı? Yaptın ya da yapmadın ben orasını bilmem Azat çıkan lafa bakarım. Aslında bırakacaksın vuracak o Fırat seni. Amcası kılıklı" dedi Mustafa ağa. Son lafa Azat ve Miran çaktırmadan güldüler. Kızlar da yukarıda sesleri çıkmasın diye ağızlarını tutarak gülüyordu ama pek fayda etmiyordu. "Ya ben ne alaka" dedi Hazar.
Mustafa Miran'a baktı eliyle onu göstererek Hazar'a döndü "Gözün aydın Hazar Miran oğlunmuş maşallah nur topu gibi bir oğlun oldu bu yaştan sonra" dedi Mustafa. Hazar bir şey demedi içinden mırıldandı sadece. "Ağa tamam biz ayıp ettik sana haber vermedik ama şimdi bağırmanın sırası değil otur da konuşalım ne yapacağımızı" dedi Nasuh. "Tövbe de Nasuh ben seninle bir kez oturduğumda kızımı verdim o gün bugündür başımdan bela eksik olmuyor.Artık konuşulacak da bir şey yok birkaç saate aşiret toplanıyor onlar ne derse o" dedi. Hepsi birbirine bakarken Mustafa ağa söylenmelerine devam etti.
"Bu aileden bir ben bir de Reyyan çekti biz nereden bulaştık size ya? Öyle değil mi Reyyan" diye seslendi Reyyan'a Mustafa. Reyyan mecburen kızların desteğiyle ayağa kalkmak zorunda kaldı "Hoş geldin Mustafa dedem" dedi. "Hoş bulduk güzel kızım" dedi Mustafa da. Handan konuşmaya başlayıp dikkatleri üzerine çektiği sırada o da eskisi gibi yere çöktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meyus
FanfictionBundan aylar önce yapmaya çalışmıştım fakat bir sorundan dolayı silmek zorunda kalmıştım. Umarım kötü bitirdiğimiz ReyMir hikayesini bu hayallerle güzel bir şekilde hayallerimizde yaşatabiliriz. Not: Burada Aslan ölmüş olarak gösterilecektir yani di...