3. BÖLÜM

757 24 0
                                    

Hastaneden Berçin' i bir hafta önce çıkarttık. Şu an Berçin' le birlikte terasta oturup sakin havanın tadını çıkartıyorduk. Doğrusu o gün Berçin' in odasına gelen adamın aslında onun annesinin teyze çocuğu olduğunu öğrendim ve onun almaya gelmişti. Hemde Istanbul' a götürmeye gelmişti. Benden uzağa. Berçin' in teyzesi olan Füsun Hanımın kardeşinin emanetini yanına almak istiyor. Bunu Berçin' e ne düşündüğünü sorduğumda bana hiçbir şey düşünmediğini. Bu gerçeği öğrendiği zaman intihara teşvik etmiş. Ona hâlâ çok kırgınım  intihar etmeyi düşündüğü için. Berçin' in burada artık bir akrabası yoktu. Annesi ve babası vefat ettiği uzun zamandan beri amcasının yanındaydı. Şimdi ise teyzesi yanına almak istiyordu. Ama neden. O adamda bir şeyler var ama ne halbuki iyi birisine benziyordu. Yavuz karanlık birine çok benziyor ama insan yüzüne bakınca karanlık olduğu belli oluyordu. Evet ben galiba Yavuz' u güzelce bir araştırmak gerek. Çok tuhaf bir adam. Çünkü nedense Berçin' e çok farklı bakıyordu. Bu çok kötü onlar zengin aile, Berçin' lerde çok zenginler ama burada. Burası Mardin, orası ise koca Istanbul. Berçin nasıl dayanacak,  nasıl nefes alacak oradan. Düşüncelerimden beni ayrılan Berçin' in bana seslenmesiydi. Ona dönerek konuştum.
"Efendim. Bir şey mi dedin." dedim. Başını yana eğerek konuştu.
"Deminden beri sana sesleniyorum. Ama beni bırak duymayı aldırmadın bile. Ha bide neyin var." dedi merakla. Ona cevap vermeden bakışlarımı ondan kaçırdım. Elini çenemin altına koyup ona bakmamı sağladı.
"Neyin var İra. Ne oldu seni rahatsız eden şey ne?" dedi. Bunu ondan saklayamam. Derin bir nefes alıp tekrar verdim.
"Berçin. Ben artık yürümeyeceğim. Doktorlar benim yürümem için artık umut yok dediler." dedim. Çünkü öyle dediler artık özgürce koşmayacağım. Sakat olarak kalacağım hiç mi yürümeyeceğim. Insanı yaralayan en büyük şey ona acıyan bakışlarla bakan sevdikleridir. Artık özgürce koşmayacağım için üzülürdüm eskiden ama şimdi umrumda bile değil. En azından ailem bana acıyan gözlerle bakmıyorlardı. Onların sevgisi her şeyden önce gelir. Derin düşüncelerimden ayıran ses Berçin' in sesiydi. Elimi sıkıca tutup konuşmaya başladı.
"Ben inanıyorum bir gün yürüyeceksin hemde özgürce. O yüzden lütfen umudunu kaybetme. Allah' olan inancını yitirme. Aksine hep umutlu ol." diye destek verdi. Gözlerim yavaştan doldu. Berçin hemen gözyaşımı silip tekrar konuştu.
"Yapma böyle. Bak beni de çok üzüyorsün. Biliyorum sen  yürüyeceksin. Bunun için zamana ihtiyacın var." dedi. Evet çok haklı ve söylediği her şey doğru. Bu hayatta umudum  annemdi ve babamdı. Onlar benim için çok çaba harcadılar. Bütün yıllarını bana vaad ettiler sadece yürümem için ama güne kadar ayaklarımı hiç hissetmedim. Doğrusu şu an bile hissetmiyorum da. Berçin' in eline baktığımda her iki bileği sargılıydı. Bunu nasıl cesaret etmişti aklım almıyor. Ben bunu bile yapamazdım ama hayat bize öyle ağır gelir ki insan kendisinden bile vazgeçer. Çünkü hayat bizden her şeyimizi elimizden alıyor aşkımızı, sevdiklerimizi, ruhumuzu, hayatlarımızı ve bizi....
Hayat böyle işte acımasız, bizeden aldıkları ve bizden verdikleri istemediğimiz şeylerdi. Tekrar elini tuttum. Hafifi gülümseyerek konuştum.
"Kuzum seni beni bırak ben kendime bakarım. Ama asıl sen böyle yapma. Kendini üzme ben hep yanındayım. Belki oraya gitmen senin için iyi olur. Farklı şehir, farklı hayat ve belkide aşık olabilirsin." dedim. Ne konuştu ne de cevap verme gereği duydu sadece yüzüme baktı. Bakışını benden çekip Mardin' in müthiş manzarasına çevirdi ağzını açıp tam konuşacakken, annemin sesini duyduk. Kapıya baktığımda annem ve Hafize teyze gelmişti.
"Ne yapıyordunuz burada hı." dedi gülümseyerek. Berçin' le göz göze geldik ağzımızdan küçük bir kahkaha çıktı. Annem bu sefer yalandan sinirli bir şekilde konuştu.
"Bana bakın sizi gidi haylazlar. Hiç utanmıyorsunuz anneyle alay etme. Bakın terlik geliyor haa." dedi tatlı sinirli şekilde ve terlik derken de gerçekten de elinde bir terlik vardı, işte biz bunu görünce daha da çok güldük bizimle birlikte annem ve Hafize teyze de güldüler. Sonra Berçin konuştu.
"Hiç Cemre teyze İra ile hasret gideriyoruz ve biliyorsunuz yarın yolcuyum." dedi hüzünle. Evet Yavuz' dan bir hafta istemiştik hatta hastanede baya zor ikna ettik. Adam resmen inatçı keçi çıktı. Zor oldu ama en azından ikna ettik, zaten adam çok karanlık birisiydi. Ben nasıl dostumu ona emanet edeceğim, nasıl o eve göndereceğim. Ama Berçin bana bir şey olmacağını ve kendi her koşulda kendisini koruyacağını söyledi. Evet kendisini koruyacağını çok iyi biliyorum. Benim arkadaşım çok zeki birisidir ona kimse zorla bir şey yapamaz yaptırmamaz. Allah' ım sen sonumuzu hâyır eyle. Ondan sonra annemin sesini duydum.
"Haydi kuzular doğru sofraya daha baban gelmedi. Bakın Hafize teyzeniz sizin her şeyi yaptı hemde en sevdiğiniz yemeklerden yaptı." dedi. Yemek mi? Hemde en sevdiğimizden yemekleri. Berçin bunu duyunca hızlıca ayağa kalktı her iki elini yukarıya kaldırıp oynamaya başladı.
"Yaşasın hemde en sevdiğimiz yemeklerden mi? İşte buna hayır demem." diye bağırdı. Ay! İnanamıyorum tek istediği ve düşündüğü yemek mi? Ona inanmayan gözlerle baktığımı görünce omzunu yukarıya kaldırıp 'ne var' der gibi yaptı. Ona 'sen iflah olamazsın' der gibi baktım. Berçin sonra konuşmaya başladı.
"Ay! Tamam be ne yapayım acıktım brm ve hemen seni uçuruyorum sofraya." dedi. Bende kahkaha atarak konuştum.
"Uçur beni Berçin." dedim yine daha çok kahkaha atarak. Tam gidicekken annem bizi durdurup konuşmaya başladı.
"Az kalsın unutuyordum misafirimiz var." dedi. Kim ki acaba hemde bu saatte. Ikimizde anneme merakla bakarken annem tekrar konuştu.
"Kim diye sormayın. Zaten aşağıda görürsünüz." dedi ve Hafize teyzeyle birlikte önde gittiler. Berçin' e dönüp konuştum.
"Kim geldi acaba?" dedim merakla. Ondan sonra Berçin konuştu.
"Bilmiyorum ki." deyip tekelekli sandalyemi sürdü. Yemek salonuna geldiğimizde Berçin beni direkt yemek odasına görüldüğünde gördüğümüz kişiyle resmen küçük dilimi yutacaktım. Berçin de benim gibi tutulduğunu da biliyorum. Çünkü karşımızda oturan kişi Berçin' in kuzeni olan Yavuz MERİTOĞLU' ydu. Onu burada görmek beni çok şaşırttı. Berçin' in titreyen sesini duydum sonra.
"Senin burada ne işin var. Niye buraya geldin." dedi. Ama Yavuz' un yüzünde bir mimik bile oynamadı. Sonra bakışını anneme döndürüp ve konuşmaya başladı.
"Beni bu gece davet ettiğiniz için size çok teşekkür ederim Cemre Hanım." dedi. Ne annem mi onu davet etmişti. Ama neden?
"Ne demek oğlum. Sonuçta size bu evin ikinci kızını emanet ediyoruz. Eh! Bir tanıyalım seni kimsin kimdensin necesin dimi." dedi annem sakin bir sesle ve çokta samimi. Biz anneme şok gözlerle bakıyorduk. Annem bize dönüp bu sefer azarladı. Bakın altını çiziyorum bizi resmen bu adamın yanında azarladı.
"Ah! Ne diye robot orada duruyorsunuz ki davetiye mi bekliyorsunuz. Allah Allah bunların bir aklı karış havada. Bak hâlâ duruyorlar." dedi kızgınca. Berçin bozulmuş gibi bana baktı. Morali çok bozulmuştu haklı benimde moralim çok bozuldu. Berçin beni masanın masanın yanı başındaki sandalyeyi kenara çekip benimkini oraya sürükledi, Berçin' de yanımdaki sandalyeye oturdu. Yavuz Bey' de ise ayağa kalkıp Berçin' in karşısına oturdu zaten o sırada içeriye abim ve babam girdi. Herkese selam verip yerlerine geçtiler. Abim bakarak gülümsedi. Babam da Yavuz' a dönerek konuştu.
"Hoşgeldin Yavuz Bey oğlum." dedi. Bu ne samimiyet baba. İnanamıyorum bu adam herkesle mi arasını iyi yapmış. Berçin' le göz göze geldik o da şoktaydı ya da anlamayı istemiyordu. Yavuz Bey bakışlarını babamdan çekip Berçin' e bakmaya başladı. Bende bakışlarımı ondan çekip Berçin' e baktığımda sadece tabağıyla ilgileniyordu ya da daha doğrusu oynuyordu. Yavuz Bey buraya gelmeden önce keyfi yerindeydi ama şimdi ise keyfi hiç yerinde gibi değildi. Babamın konuştuğunda dikkatimi Berçin' den çekip babama baktım.
"Biliyorsunuz yarın Berçin kızımızın yeni bir hayattaya başlıyor. Onun için heyecan olmalı dimi Berçin tanem." dedi babam tatlı sesiyle. Babam bize anlamlı lakaplar takardı. Meselâ bana 'kızıl güneşim', Berçin' e 'Berçin tanem', abime ise 'oğul, eşek sıpası ve rüzgâr' der. Ama en çokta 'rüzgâr' der ona. Berçin babama bakım sıcak bir gülümseme gönderip konuştu.
"Evet yeni hayatım için çok heyecanlıyım." dedi imalı bir şekilde. Sonra bakışlarını babamdan çekip Yavuz' a dönüp tekrar konuşmaya başladı.
"Hemde çok heyecanlıyım Murat amca çok." dedi duygusuz sesiyle. Zaten Yavuz' un bakışları da Berçin' in üzerindeydi. Birbirlerine nefretle bakıyorlardı. Umarım aralarında bir sorun çıkmaz. Çünkü birbirlerine nefret gibi bakıyorlardı, ne ara bu kadar birbirini tanıdılar ki. Çünkü şu an ortam çok gergin. Berçin' in söyledikleri Yavuz' un zoruna gittiği belliydi. Bu ergin ortamı biraz önce gidermem gerek. Derin bir nefes alıp Berçin' e döndüm.
"Berçin yemekten sonra birlikte terasta uyuyalım mı?" dedim en azından bu gergin hava yok olsun diye. Berçin bana gülümseyerek başını 'evet' olarak salladı. Bende gülümseyerek tekrar yemeğimi yemeye başladım. Annem doğru söylüyordu bugünkü yemekler benim ve Berçin' in en çok sevdiklerimiz yemekleri vardı, buna tatlıda dahil. Biz yemeklerimizi yerken babam ilk önce boğazını temizledi sonra bize bakıp konuştu.
"Yarın akşam hayırlı bir işimiz var." dedi. Duyduğumda elimdeki çatal tabağıma düşmüştü. Çünkü ne zaman babam hayırlı bir iş dese konu dönüp dolanıp bana geliyordu. Kimisi isteme-görücü- gibi konularla gelirdi. Bu konuyu babamla konuşmuştum ben ne evlenmek ne de gelecek olanları ile görüşmek istemiyordum. Ben bunları düşünürken biri elimi sıkıca tutmuştu. Bakışımı elimi tutan kişiye baktığımda her zaman yanımda olan canım dostum, kız kardeşim olan Berçin' di. Bana her konuda destek vermişti. Hâlâ bana bakıyordu ya da bir cevap bekliyordu. Bende diğer elimi alıp elinin üstüne koyup ona 'iyiyim' diye gülümsedim.
Bu yarım halimle nasıl evlenirim nasıl yeni bir hayata başlarım. Zaten beni bu yarım halimle kimse almaz. Beni bu yarım halimle sevemez. Gözlerim yavaştan dolmuştu ama bugün ağlamayacağım. Çünkü ağlamak bana artık fayda etmiyor aksine gözyaşlarım bana zarar veriyor. Beni güçsüz ediyor. Ama bitti. Ağlamak yok. Savaşmak var.

....

Yeni bölüm geç geldiği hepinizden  çok özür dilerim. Ama artık bu kitapta önce aktif olacağım. O yüzden lütfen bol bol sevgi gösterin olur mu?
-Herkese merhaba sevgili okurlarım. Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir. Yeni bölümde görüşmek üzere.

Bide bölümler kısa. Evet biliyorum çok kısa ama ileride bölümlerde bölümler daha uzun olacaktır.

//////////////////////////////////////////////////////

Sevgili okurlarım bana ulaşmak için:
Twitter:❧❧zeynep❧❧
(zynp_jaehyunzen)

Instagram: zeynepmutlu27  (kişisel hesabım)

Instagram: zynpwattdunyasi (wattpad)
Pinterest: zynpezrahappy
(peachgirl)

Telegram: Rüya Kapanı
(zmtownwattr)

𝐘Ü𝐑𝐄Ğİ𝐌İ𝐍 𝐒𝐄𝐒İHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin