Öncelikle merhaba arkadaşlar bu bölümü telefondan yazdığım için çok uzun olmayacak.
Aslında yazmama kararı almıştım o kadar çok hakaret dolu mesaj aldım ki tüm isteğim kayboldu. Hikayeye bir kez bile yorum yapmayan kişiler bana küfür ve ağır hakaret dolu mesajlar yolluyorlar. Fakat daha fazla dayanamadım ve yeni bölüm yazma kararı aldım. Bu gün hepsine bölüm yazmaya çalışacağım.
Bana sorulan bir soru vardı arkadaşlar Melek 19 Savaş ve Barış ise 32 yaşındalar.
Sizi seviyorum umarım beğenirsiniz.
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN BAYANLAR VE UNUTMAYINKİ BU GÜNÜ ÖZGECAN KUTLAYAMAYACAK.
♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥
Nefeslerimi daha kolay almaya başlasam da başımda ki ağrının tarifi yoktu. Boğazım kurumuştu “Biraz su alabilir miyim” sesim çatlamıştı. Kafasını olumlu anlamda sallayıp odadan çıktı. Çok geçmeden elinde bir tepsiyle geri dönmüştü. Tepsiyi kucağıma bıraktığında içindeki çorbaya karşı yüzümü buruşturup su bardağına yöneldim. Kolumu zor hareket ettiriyordum. Bardağı tutan elim titriyordu birkaç yudum aldığımda midem bulandı. Öğürdüğümde Barış kusacağımı anlamış olacak ki bana çöp kutusunu uzattı. Uzun süredir yemek yemediğim için fazla bir şey kusamamıştım. Yatağa geri yattığımda etraf kararmış ve sesler bulanıklaşmıştı. Üşüyordum ve soğuk soğuk terliyordum…
♥YAZARDAN♥
Barış ne yapacağını şaşırmıştı. Bünyesi kanı kabul etmemiş olabilir miydi? Kızın yanına gidip kucağına aldı ateşini şimdiden hissetmişti. Odadaki banyoya girdiklerinde kızı duşkabinine soktu. Suyu ılıştırınca kızı ıslatmaya başladı. Başındaki dikişlere dikkat ederek tüm bedenini yıkadı. Bu sırada küçük kız mızmızlanıyordu.
Savaş üzerini değiştirip odaya girdiğinde yatağı boş görünce paniklemişti. Kızın bir an ellerinden kaçtığını düşünmüştü. Odadaki banyodan gelen seslerle oraya yöneldi. Gördüğü manzara karşısında şaşırmıştı. "Ne oluyor burada" diye kükrediğinde küçük kız içeriye giren azrailine baktı. Gözlerini zor açık tutuyordu. Barış kardeşine bakarak "Kan naklinde komplikasyon gelişti. Ateşi çıktı bende ateşini düşürmek için ılık duş aldırdım sorun bittiyse temiz bir takım getir." diyerek kardeşini oradan kovdu.
Melek biraz daha kendine gelmiş gibi hissetmişti. Barış'ın verdiği havluya sarılarak banyodan çıktı. Kirli çarşafları değiştiren Barış kıza "Bu gece uyumasan iyi olur senin için salonda yatak hazırlatacağım. Şimdilik kıyafetlerini değiştir." diyip odadan çıktı. Azrailinin getirdiği pijama takımını üzerine geçirdi. Ayakta zor durduğu için kirli kıyafetlerinide alıp yatağa oturdu. 19 yaşında olmasına rağmen başına gelenleri düşünüyordu.
Oysa o mezuniyet balosuna gidecek akşamda arkadaşlarıyla barda eğlenip sahil kenarında sızacaktı. yazın ortalarında da kazandığı üniversite belli olduğunda hayallerine biraz daha yaklaşacaktı. Olmadı. Yapamadı. Hayallerine bir adım bile yaklaşamadı. Belki de son zamanlarını geçiriyordu.
Canını yanarak ölmek yerine uyumalıydı. O zaman belkide uyanmazdı. Yatağa uzanıp başını yastığa koydugunda başındaki ağrı şiddetini artırarak kendini tekrar belli etti. Gözlerini kapattı...
♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥
Barış 15 dakika sonra salonu kız için düzenlemişti. Büyük kanepeyi televizyonun karşısına almıştı. Temiz çarşafıda koltuğa serip yastığı kabarttı. Etrafına göz atarak kardeşini aradı fakat göremeyince kızın yanına çıktı.
Kapıyı çaldığında ses gelmemişti. Bu sessizlikten ürkerek odaya daldı. Küçük kızı yatakta kirli cüppesine sarılarak uyduğunu görünce içi acıdı. Hayallerinden koparılıp gelmişti buraya. Büyük adımlarla kızın yanına gidip onu uyandırmaya çalıştı.
Küçük kız gözlerini aralayıp "Cehenneme mi düştüm?" diye sordu çatallaşmış sesiyle. Barış tam cevap verecekken arkadan gelen sesle ikiside susmuştu...
♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥♥
♥SAVAŞ'TAN♥
Odaya kendi pijamalarından bırakarak çıktı. Çalışma odasındaki Erhan'a dönerek "Ne buldun" Erhan genç patronuna dönerek "Efendim pek iç açıcı şeyler değil. Kız hayatında karakola uğramamış bile. Zaten hüzünlü bir hayatı varmış" siyerek elindeki dosyayı adama uzattı.
Savaş elindeki dosyaya göz attığında gözleri kararmıştı. Daha on yaşındayken annesini kaybettiğini ve daha kötüsü babasının onu istemeyerek İngiltere'ye gönderdiğini okumuştu. Bir çok şey yaşadığını anlayabiliyordu. Nasıl böyle bir hata yapmıştı ki. Erhan bu huzursuz sessizliği bozarak "Abi" diyip duraksadı. Sadece yalnız kaldıklarında dertleşmek içib ona böyle seslenirdi. Savaş'ta bunu anlayarak "Ne var Erhan. Eğer hatamı yüzüme vuracaksan şimdi sırası değil düşünüyorum." Bu sözleri üzerine Erhan duraksadı.
Aklına geleni söylemeliydi "Abi babası polise şikayette bulunmamış arkadaşları da İngiltere'ye döndüğünü sanıyor. Türkiye'den onun adına çıkış yaparak İtalya'da olduğunu gösterirsek yasal olacaktır." bu fikir genç adamın aklına yatmıştı. Hem böylelikle kıza bir çözüm bulana kadar vakit kazanırlardı. Kafasını sallayarak " İş sende. Her şeyi hazırla kusursuz olsun. İtalya'da ki evede bir oda hazırlat kız için eksiksiz bir şekilde bir kaç güne oraya geçeceğiz." dedi ve odadan çıktı.
Kızın odasına girdiğinde duyduğu cümle üzerine "Evet. CEHENNEME DÜŞMÜŞ KANATSIZ MELEK." diyerek son noktayı koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEME DÜŞMÜŞ KANATSIZ MELEK
أدب المراهقينZorlu bir hayat geçirdiğimi sanıyordum, yanılmışım! Asıl zor olan kısmı şimdi başlıyor. Artık amacım hayallerimi gerçekleştirmek değil sadece nefes almak...