1. BÖLÜM

3.6K 153 23
                                    

Ayda'dan...

Gözlerime güneşin ışınlarının değmesiyle huysuzlanıp kafamı öbür tarafa çevirdim. Yine gece perdeyi açık bırakmıştım. Banu abla gece perdeyi açmama her ne kadar kızsada onu dinlemiyordum. Ellerimi yumruk yapıp gözlerimi ovaladıktan sonra yataktan kalktım. Saate baktığımda saat 6'ydı. Alarm çalınca alarmı kapatıp uykulu halde lavaboya doğru yürüdüm. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra birazcıkta olsa uykum açılmıştı. Giyinmek için odama gittim. Yine her zaman ki gibi forma giyeceğim için kıyafet seçmeye gerek kalmamıştı. Bazen iyi ki forma var diyorum. Forma olmasa yarım saat ne giyeceğim diye düşünür dururdum. Kırmızı kravatımı taktıktan sonra çekmeceden beyaz uzun çoraplarımı alıp giydim. Makyaj masasına doğru gittim ve masanın üzerinde duran tarağımı alıp saçlarımı taradım ve klasik at kuyruğu yaptım.

Banu "Aydaaa hadi kızım gel kahvaltı hazır"

Banu abla beni çağırınca çalışma masasının dibinde ki çantamı alıp mutfağa doğru gittim. Banu abla yine her zaman ki gibi marifetini göstermişti. Gülümseyip anneme sarılıp hastalıktan dolayı çökmüş yanaklarını kocaman bir buse kondurdum.

"Ellerine sağlık ablam ikinizede günaydın bu arada"

Banu "sanada günaydın sıpa hadi kahvaltını ette geç kalmadan okuluna git"

Kafamı onaylar şekilde salladım ve çatalımı dometese batırdım. İçimde çok kötü bir his vardı. Ne zaman içimi kötü bir his sarsa o gün çok kötü bir şey oluyordu. İçimde ki kötü his gittikçe artarken iştahım kaçmıştı. Elimde ki çatalı bıraktım ve masadan kalktım.

"Size afiyet olsun ben artık okula gideyim karnım pek aç değil acıkırsam okulda bir kaç şey atıştırırım"

Banu "tamam kuzum derslerine iyi çalış"

Deyince gülümseyerek kafamı salladım ve anneme sarılıp onu bol bol öptüm. Sandalyemde ki çantayı aldıktan sonra evin kapısına gittim. Kapıyı açmak için kapının demir ve soğuk kulpunu tutarken içimden bir ses 'evden çıkma' diyordu. Ne kadar gitmek istemesemde gitmek zorundaydım. Eğer gitmezsem devamsızlıklarım artacaktı ve sınıfta kalacaktım. Demir ve soğuk kulpu aşağı indirdim, evden çıktım. Biraz hava almak için okula yürüyerek gitmeye karar verdim. Yürürken içimde ki kötü his gittikçe artıyordu ve izlenme hissine kapılıyordum. Arkamda adım seslerini duyunca daha çok şüphelenmeye başladım. Issız ve tenha yolda olduğum için başıma ne geleceği belli olmazdı. En sonda dayanamayıp kafamı çevirip arkama baktım. Arkama baktığımda iki tane takım elbiseli ve iri yarı adam vardı. Filmlerde gördüğüm mafyalar gibilerdi. Gözlerini kırpmadan beni izliyorlardı. Kaşlarım çatılmıştı. Bir tane adam işaret parmağını kulağına götürdü ve bir şeyler fısıldadı. Henüz ne olduğunu anlamadan iki adam bana doğru yürümeye başladı. Ben ise hemen arkama dönüp ayak topuklarımı kıçıma vura vura kaçtım. Sonunda okulun önüne gelince hemen okulun bahçesine girdim. Nefes nefese kalmıştım. Kalbimin atışları gömleğimin altından o kadar belliydi ki. Ellerimi dizlerime koydum ve nefes düzenimi normale döndürmek için derin nefes alıp verdim. Nefesim düzene girince arkama baktım kimse yoktu.

Açelya "Ayda iyi misin nefes nefese kalmışsın?"

En yakın arkadaşım Açelyanın sesini duyunca ona döndüm.

"Hiç iyi değilim bugün çok garip şeyler oldu hadi sınıfa gidelim sana her şeyi anlatıcam"

Açelyaya her şeyi anlatmıştım. Beni sakinleştirmek için iyi şeyler söylemişti. Zorda olsa sakinleşmiştim. Sonunda bütün dersler bitince çantamı alıp kafeye gittim kafeye girdiğimde baya bir kalabalıktı.

Mustafa "Ayda al şu önlüğü hemen işe başla"

Mustafa abi bizim kafenin müdürüydü. Çok samimi ve şakacı insandı. Herkes ona hayrandı. İşe ihtiyacım olduğumda yaşım küçük olduğu için kimse beni işe almamıştı. Mustafa abi ise halimi görünce bana yardım etmişti. Kafama atılan önlükle hemen düşüncelerden sıyrıldım ve hemen işe başladım.

*********5 saat sonra

Akşam olmuştu ve kafede ki kalabalık azalmıştı. Sabahtan beri oradan oraya koşturup durmuştuk. Ayaklarımın altı, bacaklarım ve başım çok ağrıyordu. Uykulu halde son siparişleri servis ediyordum. Elimde ki tabağı 12 numaralı masaya koydum ve müşterilere samimiyetle gülümsedim.

"Afiyet olsun"

Müşteriler ise samimiyetle gülümseyip teşekkür ettiler masadan ayrılıp kasaya doğru gidiyordum ki Mustafa abi seslendi.

Mustafa "Ayda buraya gelsene"

Deyince Mustafa abinin yanına gittim. Elinde ki parayı elime sıkıştırdı. Kaşlarım çatılmıştı. Mustafa abiye bakıp bu ne anlamda kafamı salladım.

Mustafa "Bugün çok emek verdin bu senin maaşın"

Yüzümde kocaman bir gülümseme yayıldı.

"Ya abi çok teşekkür ederim annem çok sevinecek"

Deyip ona sarıldım oda ellerini sırtıma koyup okşadı ve geri çekildi.

Mustafa "sevinemene sevindim fare bugün çok yoruldun artık evine git yarın okulun var"

Kafamı sevinçle salladım. Mustafa abi benim bu halime gülüyordu. Önlüğümü çıkarıp çantamı aldım ve Mustafa abiyle vedalaşıp kafeden çıktım. Annem gerçekten bu parayı aldığıma çok sevinecekti. Hemen eve doğru yürümeye başladım. Minibüse binmiyordum çünkü geçen yıl aldığım Özgecan Aslan haberi beni çok korkutmuştu ve bu yüzden hep aydınlık yollardan geçiyordum tenha sokaklardan oldukça uzak durmaya çalışıyordum. Mahalleden yukarı çıkarken evimin önünde bir kalabalık görmüştüm. Gülen yüzüm solmuştu. Merakla oraya gittim ve neler olduğuna baktım. Gördüğüm şeyler beni korkuya sokmuştu. Binamız yanmış ve simsiyahtı itfaiyeler ve polisler siyah kefenler çıkarıyordu. Koşarak kefenlerin yanına gittim ve fermuarları açtım. Polisler beni durdurmaya çalışıyordu. Annemi bulamayınca içim rahatlamıştı. O içerideydi belki yaşama ihtimali vardır. Kafamı binanın kapısına çevirdim. Polisler Banu ablayı ve siyah bir kefen çıkardı. Koşarak Banu ablanın yanına gittim. Yardım ekipleri Banu ablayı alıp bir ambulansın sedyesini oturttular ve muayne etmeye başladılar.

"Abla, abla iyi misin?"

Banu "iyiyim yavrum, iyiyim sakin ol"

"Abla nasıl sakın olayım annem nerede"

Banu ablanın gözünden bir yaş süzülmüştü. Yoksa aklımda ki şey diye düşündüm. Yoksa annem ölmüş müydü ?

"Abla bir şey de annem içeride mi?"

Banu abla zorla elini kaldırıp işaret parmağıyla bir yeri gösterdi.

Banu "annen o kefenin içinde"

Deyince kafamı oraya çevirdim. Gözlerimden yaşlar akmıştı. Gerisi acı çığlıklar, feryatlar, gözyaşları ve bir kızın yapayalnız kalışıydı...

Son...

Sınır: 5 vote 5 yorum

Bölümü beğendiyseniz vote atıp yorum yaparsanız çok sevinirim :)

BENİM BABAM BİR VAMPİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin