16. BÖLÜM

500 33 15
                                    

Evet uzun zamandır yazmıyorum.

Sakin olun sakin oluuuunnn :)

Ayda

Onur "Ayda güzelim hadi kalk baban geldi."

Duyduğum ses ile gözlerimi zorlanarak açmıştım. Karşımda babamı ve Onur'u görünce gülümsemeye başladım. Fakat ikiside bir tepki vermemişlerdi. Çok tedirgin gibi duruyorlardı. Kaşlarım çatılmıştı.

"Ne oluyor tedirgin gibi duruyorsunuz?"

Aytun "Ayda sana bir şey diyeceğiz ama lütfen sakin ol."

Onur "Gerçi sen uyurken sakinleştirici verdik serumuna o yüzden bir şey yapamazsın."

Sinirlerim daha çok artmıştı.

"SÖYLESENİZE ARTIK!"

Aytun "Bak babacığım ben maalesef 1 yıl ortadan kaybolmak zorundayım. Eee belki başıma kötü şeyler gelebilir hatta ölebilirimde bir kaç saat sonra uçak kalkacakher şeyi hazırladım. Gitmek zorundayım malesef."

Babamın dediği şeylerle ilk bir kaç dakika donmuştum.

"B-baba ne diyorsun? H-hayır gidemezsin izin vermiyorum!"

Aytun "Bebeğim gitmezsem beni bulup öldürürler lütfen zorluk çıkarma lütfen seni böyle bırakıp gitmek istemiyorum."

Babamın gözleri dolmuştu. Bende dayanamayıp ağlamaya başlamıştım. Yatakta doğrulup oturur pozisyona gelmiştim.

"Baba ne diyorsun sen! Hayır gidemezsin!"

Sesim oldukça yüksek çıkmıştı.

Onur "Ayda lütfen bebeğim sakin ol."

Onu dinlememiştim. Babam yanıma gelip sıkıca sarılmaya başladı. Bana sıkıca sarılırken bir yandanda sırtımı okşuyordu. Sırtımın okşanması beni sakinleştirirken kulağıma eğildi.

Aytun "Sana Onur bakacak. O sana sahip çıkacak onu üzme onu dinle tamam mı? Unutma ben senden binlerce kilometre uzağında olsam bile kalbim seninle hiç bir şey baba kızı ayıramaz bunu unutma lütfen."

Başıma öpücükler kondurduktan sonra benden ayrıldı. Arkasına döndü ve yavaş adımlarla kapıya ilerlemeye başladı.

"Baba gitme ne olur!"

Sesim halsiz çıkmıştı. Fısıltı gibi çıkmıştı. Bu sefer bağırmaya başlamıştım.

"BABA GİTME NE OLUR! BENİ BIRAKMA GİTME!"

Durmamıştı. Bu sefer serumumu çıkarıp yataktan çıkmıştım. Ama çoktan kapıdan çıkıp gitmişti. Ayağa kalkmaya çalışırken dengemi kaybedemeyip yere düşünce yanıma koşarak Onur gelmişti. Yere düşmemle beraber kemiklerim ağrımaya başlamıştı. Vücuduma giren şiddetli sancıyla çığlık atmıştım. Canım yanıyordu. Hem ruhsal hem fiziksel...

Onur "AYDA SAKİN OL! KENDİNE ZARAR VERİYORSUN!"

Gittikçe ağrıyan vücudum ve her şeyin üst üste gelmesi çığlık atmama sebep olurken vücudum titremeye başladı. Herkes beni teselli etmeye çalışıyordu. Onur beni kucağına çekip saçlarımı geriye atıp yüzümü okşuyordu. Anlam veremiyordum ne dediğine çığlıklarım kesiliyordu. Kendimde değildim sebebi boynuma saplanan uzun ve ince bir demir parçası olabilirdi. Sakinleşmiştim fakat hala içli içli ağlıyordum. Onur beni kucağına alarak yerden kaldırdı ve düzenli bir şekilde yatağa koydu. Vücudum üşüyordu titrediğimden dolayı üşüdüğümü anlayan Meriç abi üstüme battaniyeyi örttü ve normal bir tebessüm ile 'her şey geçicek ay parçası' demişti. Bir kaç dakika bilincin açıktı. Onur başımda durup saçlarımı okşarken Pamira abla koluma serumu takacağı an kolumu çekmiştim.

Onur "Şşştt tamam Pamira abla onu şimdi yorma uyuduktan sonra takarsın."

Çok geç olmadan gözlerim aniden kapanmıştı. İçimden kendime küfürler ediyordum. Bir kaç saat sonra gözlerimi tekrar açmıştım. Fakat çok üşüyordum ve yerimde hareket edecek kadar bile gücüm yoktu. Tir tir titrerken Onur başımda üzgün ifadeyle bakıyordu. Dayanamayıp ağlamaya başlamıştım. Battaniye göbeğime kadar çekilmiş boynuma ıslak soğuk bir bez konulmuştu. Hıçkırığımı duyan Onur hemen yanıma gelip sarılarak sırtımı okşamaya başladı. Ağlamam biraz olsun dinerken susmuştum artık. Sessiz bir şekilde onun kucağında bir yere dalmıştım. Uzun sessizlikten sonra Onur sessizliği bozmuştu.

Onur "Ömür boyu gelmeyecekmiş gibi davranıyorsun Ayda ama gelicek kendini bunun yüzünden harap ediyorsun seni böyle görmek canımı yakıyor. Elbet bir gün gelicek Ayda'm niye kendini bu hale soktun."

"Kimi sevdiysem gidiyor... Annem bile ben doğarken gitmedi mi?"

Onur derin bir iç çekti. Kırgındım beni sevdiklerini söyleyip giden herkese kırgındım. Onur hiç bir şey demeyip saçlarımı okşarken bende cam'a dalmış bakıyordum. Sahi seni seviyorum deyip gitmenin ne anlamı vardı ki? Amaçları beni kırıp dökmek mi? Gerçi her defasında kırılıp dökülüyorum ama sonra birleştiriyorum parçaları ama eskisi gibi olmuyor, izleri kalıyor... Zamanla o izlerde geçer belki diyorum, bekliyorum ama izler hala eskisi gibi. Sonra yine aynı şey yine aynı döngü... Bıkmıştım artık! Sonra bir gün parçaları toplayıp birleştirmemeye başladım, artık kendimi toplamaya gücüm kalmıyordu. Öylece kalakaldım ve babam geldi. O toplayıp birleştirmişti parçalarımı şimdide o kırıp döküyordu beni. İnsanın babası bile gidermiş...

Ne oluyorda gidiyorlar ki elimden tutup kaldıramzlar mı o düştüğüm yerden? Niye kinliler bana kendimde bir sorunum mu var benim? İnsanlara çok mu iyilik yapıyorum? Hiç bir şey bile yapmıyorum ki bir kenarda sessiz sessiz oturuyorum, şarkımı dinliyorum, kitabımı okuyorum ve resmimi yapıyorum. Mutlu olmam onların gözüne çok mu battı? Sıkılmıştım kafamdaki sorulardan, sıkıldım umut verip sonra yüz vermemelerinden ve sıkıldım artık seviyorum deyip gitmelerinden.

Son...

BENİM BABAM BİR VAMPİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin