Bölüm şarkısı: birdy-people help people
Arabanın içinde tıngır mıngır ilerlerken gözüm sürücü koltuğunda oturan babama kaydı. Trafiğin sıkışıklığından dolayı küfür edip duruyordu. Paketi ise babam gelmeden sızma yapan yerini onarmış ve babama birşey çaktirmamiştim. Fakat bu gözlerini sürekli benim üzerimde tutmadığını değiştirmiyor. Üniversiteye başladığımdan beri bana değişik davranır oldu. Gözü sıkça ve uzunca bana kayıyo göz göze geldiğimizde ise sanki suçlu bir çocuk gibi kafasını yere çeviriyordu. Annemle kavgalarımız saç başa dalmaya kadar geldiğinden babam her seferinden beni belimden çekerek onun yanından uzaklaştırıyordu. Ee bunda ne var diyebilirsiniz ama babanız bir eliyle göğüsünüzün tam altını tutup ve baş parmağıyla okşar gibi yapıyor diğer eliylede kasıklarınıza kadar indiriyosa bu işte iş vardır.
Düşüncelerimden ayrılıp bana pardon daha çok bacaklarıma bakan babama 'Hayırdır' bakışı attım. Kış da olduğumuz için kalın siyah çorap giyip üstünede çok mini sayılmayacak bir etek giymiştim. Oda birşey yok dercesine dudağını büzüp kafasını sağa sola salladı. Sonra aklına bir fikir gelmiş gibi gözleri parladı. Gözlerini bacaklarima dikip
-Şurada bir leke kalmış da ona gözüm takılıyordu. Dedi ve elini bacağına getirip çitilemeye başladı. İlk başta sanki bir lekeyi çıkarmak istercesine çitileyen elleri şimdi bacaklarımı okşuyordu. Ona dehşet saçan gözlerimle baktım ve eline tokat atıp kendi bacağının üzerine doğru fırlattım. Evet bir eli nasıl fırlattım bende bilmiyorum. Olabilecek en yüksek sesimle
-"Ya sen napıyorsun ya? Hiç mi erkeklik gururun hiç mi babalık gururun yok? Kenara çek"
Ben bağırırken yaptığı tek şey paniklemek olmuştu. Eli ayağına dolaşmış gibi direksiyonu sıkı sıkı tututyordu. Ara sıra etrafına bakıyordu ve bana 'SUS' diye emir veriyordu. Bu yaptıkları yetti ama artık. Sessiz kız rolünü oynamaktan bıktım usandım.
-Sizin derdiniz ne benimle ya? Annemide senide tanıdığımı sanmıyorum ben artık. Ayrıca ben ne yaptım size ya ? Sana ne yaptım? Üniversiteyi kazandığımdan beri bana bakışlarını, annemle kavgamızı ayırmak için tuttuğun yerlerin neresi olduğunu bilmiyor muyum sanıyorsun? Derdiniz ne sizin? Özellikle senin derdin ne be hastalıklı it?
-Sürtük anneninkini bilmem ama benim derdim sensin.
Dedi yüzündeki pis sırıtışla birlikte. Anneme önceden Sürtük dese karşımdakini linç ederdim. Ama bir şeyler değiştiğini ben de biliyorum. Bun yüzden öyle demesine sesimi çıkarmadım.
-Aç kapıyı incem
-Hiç bir yere gittiğin yok otur oturduğun yerde
-Senden izin istemedim. Kenara çek!
-İnsanı bazen fazla bayıyorsun ve karşındakinin baban olduğunu unutuyorsun. Sonrada bana bunu yapmakta zorunlu bırakıyorsun.
Ben daha 'Ne' demeden ağzıma tuttuğu bezle ilk önce kendimi sersem gibi hissettim. Sonra elini çekecek gücü bırak göz kapaklarını açık tutmacak güç bulamadım. Karanlığa gömülmeden duyduğum son şey ise"Hayatım,yağmur fazla yağıyor otelde kalıcaz" oldu. Sonrası zaten karanlık hissizlik..
Gözlerimi zorlukla açmaya çalıştım ama bir şey var ki buna engel oluyo. Elimle gözlerimi ovuşturmak için hamle yaptığimda kollarımı hareket ettiremediğimi fark ettim. Bileklerimde ise ince birşey vardı ve fazla sıkıydı.Canımı yakıyordu her hareket ettirdiğimde.Bende bileklerimi daha fazla oynattım canım acısın diye. Hep böyle yapardım paniklenince, telaşlanıca yada üzlünce. Sanırım bnların hepsini şu anda yaşıyorum.Bağırıp yardım istemek için ağzımı aralamaya çalıştığımda dudaklarımın üzerinde büyük ve yapışkan şeyin bant olduğunu fark ettim. Ayaklarımı hareket ettirmeye çalışınca onları bağlamamış olduğunu fark edince büyük bir umut kapladı içimi. Küçükken balerin olmak istediğim için teyzem ile eniştem karne hediyesi olarak bale kursuna göndermişlerdi. Balede bacaklarını benden iyi kullanan yoktu. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen yapabileceğime inanıp bacaklarımı düz tutup belimi yukarı doğru kaldırdim ve tek bacağımı yavaşca yüz hizama getirdim. Parmaklarimla gözümün üstündekimi çıkardıktan sonra ani gelen ışık yüzünden gözlerimi birkaç sanıye boyunca kırpıştırdım. Sonra parmaklarım arasına aldığım bandın ucunu çekmeye başladım. Lanet olasıca bant çıksana artık. Bacağımın uyuşmasına az kalmışken bandı hızlıca çektım ve ağzim açıkta kaldı. Büyük bir rahatlıkla ve başarmanın etkisiyle bacağımı eski yerine koydum. Ben kendi kendime mal gibi sırıtırken etrafa baktım. Oldukça lüks bir yer değildi. Kapının açılma sesiyle irkildim ve kafamı o yöne doğru çevirdim. Babam kapıyı tek ayağıyla kapatıp bana döndü. İlk başta herhalde gözümdekini ve ağzımdakini çıkarttığım için şaşırdı ama kendisini hızla toparladı. Etkileyici sandığı bakışlarını bana yönelterek
-Günaydın bebeğim
Dedi.Kendince etkileyici olan bakışı bana kabız olmuşta edemiyormuş gibi geliyordu. Ona bu sefer içimden gelerek gülümsedim ve gülümsememe karşılık verdi.
-'BENİM GÜNÜMÜN AYDIN OLMASINDAN SANANE İİT' didim.
O ise -artik ona babam demek istemiyorum- böyle birşey beklemediğinden afallamişa benziyordu. Yarattığım eserimden kafamı ondan çektım ve ellerim hala bağlı olduğu için sırt üstü yukarıdaki duvarla bakışmaya başladım. O kadar dikkatli bakmışım ki rütübetlı taraflarını, bir önceki rengın kavun rengi olduğunu ve duvarın belirli bazı yerlerinde sarı-yeşil karışımı iğrenç birşey olduğunu fark ettim. Sıkılıp kafamı onun daha önce orada olduğu yere çevirdiğimde orda olmadığını anlayınca bir paniklemedim değil. Biraz daha onu son yere bakarak oyalandığımda yan odadan üstünü değiştirerek bana doğru yürümeye başladı. Daha doğrusu altına eşofman giymiş üstünde ise hiçbirşey yoktu. 45-46 yasında olmasına rağmen oldukça ama oldukça fit bir vücudu vardı. Onu süzdüğümü fark edince bana tamamen döndü ve alayacı bir bakış attı.
-Nasılsın bebeğim?
-Sana ne bundan itoski?
-İtoski mi? Sen babama böyle demekten çekinmiyor musun? Özellikle sadece iç çamaşırlarinla dururken?
İç çamaşırlarımla olduğumu yeni fark ettim. Bende diyorum neden burası soğuk.
-Senin kendini baba olarak düşündüren nedir?
Diyip aynı onun yaptığı gibi alaycı bakışlarla ona bakarak. O ise ağzını açıp kapatmakta yetindi. Bu işlemi birkaç defa daha yapınca cevap vermiceni anladim ve gözlerimi çevirdim.
-Sana benim karşimda çıplak dururken benle düzgün konuş demiştım. Uymadın cezanı çekeceksin.
Aslında korkmazdım. Korkmamalıydım da zaten. Ellerim açık olsa onu kolayca yere serebilirdim. Ama sadece gözlerimi kocaman açıp bana doğru gelen adama doğru baktım. Ayaklarımla belki kendimi savunabilirdim. Bunu anlamış olacak ki hızla dizlerinin üzerine doğru oturdu ve kasık bölgelerime elleriyle okşamaya başladı. Benim tit tir titremem yada yapma diye söylenmem onu durdurmuyordu. Ne yani şimdi babam bana tecavüz mü edecekti. Ben napicaktim peki? Anneme bir daha nasıl bakacaktım yada onunla nasıl konuşacaktim? Gözlerimi sımsıkı kapattım. O ise bu halime sadece güldü ve boynumda olan işine devam etti. O kadar çok korkuyorum ki.Ben anneme nasıl bakacak onunla nasıl konuşucam artik. Ya beni reddederse.Mükemmel bir anne olmayabilir ama beni reddetmesine dayanamam. Bana iyi davranmamasına rağmen ona olduğundan fazla bağlıydım.Ya onu kaybedersem.
Belki de korkmakta fazla erken davrandım.Kapının aniden açılıp 2 adamla içeriye giren annemi görmesem hala annemi düşünüyo olucaktım. Oysa tecavüze uğramak üzere olan bendim ama o ise babam yetmiyormuş gibi iki adamla otel odasına giriyo. Annem şokun etkisiyle olduğu yerde kalıp ilk önce babama bakıp süzdü sonrada benim ağlamaktan kızarmış yüzüme bağlı ellerime ve iç çamaşırlarımla olduğum vücudumu süzdü. Gözlerini bir kaç kez daha kırptı. Geçen süre esnasında yanındaki adamlar gitmişti şimdi odanın içinde ben, benim üstümde babam ve kapıda sanki hiç suçu yokmuş gibi duran annem vardı. Beni genelde umursamazdı isteklerimi yerine getirmez ve yardım etmezdi. Ama denemekten zarar gelmezdi dimi. kuruyan boğazımdan dolayı birkaçkere öksürdüm ve anneme yaşlı gözlerimle bakarak
"A-anne yardım ett noluurr"
"Anne lüüt-tfen"
Annem ise bakışlarını bana yöneltip ağzını kapattı ve birkaç dakka boyunca olduğu yerde durdu. Sonra babama bakarak "evde konuşuruz" dedi ve benim suratıma bakmadan otel odasından çıktı. Sonrasını yanağıma inen sert bir darbe ve karanlık..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON DEFA
ChickLitberaber güleceğimiz, beraber üzüleceğimiz birinin hikayesi bu... Yağmur un hikayesi... Sizce yağmur babasının tacizlerine son verdirebilecek mi? Ya Poyraz ın Yağmur a duyduğu öfke arasında aşka rastlarsa? bu hikayenin kötü çocuğu hem de o iken. Dam...