5

297 49 9
                                    

Öğle arası ilk defa Jisung yemekhaneye inmiş, duvar kenarındaki boş masallardan birinde yemek yiyordu.

Ağzındaki lokmayı çiğnerken bir yandan da şarkının sesini kısıyor Jisung. Karşısına oturan Seungmin'e bakıyor biraz şaşırarak. Boş yer olmadığı ve ikisi de aynı sınıfta olduğu için olmalı diye düşünüyor ve yemeğine devam ediyor.

"Oturmamda sorun yok değil mi?"

Duyduğu güzel ses ile başını iki yana sallıyor ağzı yemek ile dolu olduğu için, sorun yok dermiş gibi.

Masanın üzerindeki suyu alıyor ve yarısına kadar içiyor Jisung daha sonra ise Seungmin'e bakıyor.

"Sorun yok."

Sevimli bir şekilde gülümseyerek başını sallıyor Seungmin karşılık olarak, o da farkında Jisung'un insanlarla çok konuşmadığının.

Jisung ise hafif bir şekilde gülüyor üzerindeki bakışlardan bir haber. İkisi de konuşmuyor yemek boyunca.

Jisung karşısındaki masada oturan Felix'i fark etsede o tarafa doğru bakmıyor. Baksa yeniden göz göze gelecekler aslında.

Yemeğini ilk bitiren Jisung oluyor ve Seungmin kötü hissetmesin diye ona hafif gülümseyerek ayrılıyor masadan.

Bahçeye doğru hızlı adımlarla ilerliyor, yağmurun yağışını kaçırmak istemiyor çünkü.

Bir süre öylece bekliyor duvara yaslanmış bir şekilde ama çalan zil ile sınıfa doğru gitmeye başlıyor.

Dersler sandığından daha hızlı geçiyor. Hızlanan yağmurla birlikte şemsiyesini açarak evine doğru yürümeye başlıyor, hava bugün daha soğuk.

Yolu izleyerek ilerlerken tanıdık gelen yer ile kaldırıyor bakışlarını ve direkt gözleri Felix'in her zaman oturduğu kaldırımı buluyor. Yağmurun altında oturan Felix'i görmesiyle telaşlı adımlarla yanına gidiyor.

Şu anda Jisung'un şemsiyesi ikisinde yağmurdan koruyor. Ve yeniden Felix oturduğu yerden başını kaldırmış bir şekilde Jisung'a bakıyor.

"Hasta olursun, hava soğuk."

Jisung bakışmalarını bozarak çevresine bakıyor hızlıca. Bazıları yağan yağmur yüzünden hızlı adımlarla geçiyor yanlarından, onları fark etmiyorlar bile. Fark ettiği bu durum hafif kıkırdamasına sebep oluyor Jisung'un, kimse onları fark etmiyor bile.

" Kolay kolay hasta olmam."

"O zaman burada oturmaya devam et."

Jisung hızlı adımlarla uzaklaşıyor Felix'in yanından, ıslanmamak için.
Felix ise eline tutuşturulan şemsiye ile birlikte arkasından bakakalıyor Jisung'un.

Ve yağmur dinene kadar oturuyor elinde sıkıca tuttuğu şemsiye ile birlikte.

Ama yeterli olmuyor Jisung'un verdiği şemsiye ve Felix hasta olduğu için okula gelemiyor.

Jisung şaşırmıyor yan masada oturan kızlardan duyduğu şeye. 'Ona söylemiştim' diye mırıldanıyor kendi kendine.

Bugün daha fazla sıkılıyor Jisung okulda. Nedenini bilse de bilmemezlikten gelmeyi tercih ediyor o ayrı konu. Günün sonuna kadar bir kez Seungmin ile konuşuyor sadece, o da verilen ödev hakkında.

Jisung okul çıkışına doğru ilerlerken yanına gelen öğretmeni ile hafif şaşırıyor.

"Bunu Felix'e verir misin? Adresi kağıtta yazılı. Şimdiden teşekkür ederim Jisung."

Bay Min nefes almadan konuşmasını bitirip arkasına dönerek hızlıca uzaklaşıyor. Jisung ise elindeki defter ve şaşkınca açılmış gözleri ile bakakalıyor arkasından.

Kağıtta yazan adrese geldiğinde gri renkli bir apartman ile karşılaşıyor Jisung. Ne yapacağını bilmeyerek saçlarını karıştırıyor elindeki deftere bakarken.

Merdivenleri çıkarken kapıda onu bekleyen Felix'i görmesiyle boğazını temizliyor. Öğretmen ondan istemiş olduğu halde neden gerildiğini çözemiyor.

Felix gözlerini kısmış bir şekilde ona bakarken defteri ona doğru uzatarak olanları açıklıyor Jisung.

"Bay Min bunu sana vermemi istedi."

Öksürmeye başlayan Felix ile kaşları çatılıyor istemsizce, solgun görünüyor diye geçiriyor içinden.

"O zaman ben gidiyorum."

Felix başını sallarken bir yandan da burnunu çekiyor, yorgun görünüyor.
Jisung bir Felix'e bir merdivenlere bakıyor kararsızca.

"İyi misin? Sana hasta olursun demiştim."

Felix aklına gelen şey ile kapının arkasındaki askıda asılı olan şemsiyeyle doğru bir bakış atıyor. Ardından kafasını iki yana sallayarak yeniden Jisung'a dönüyor.

"O kadar önemli bir şey değil. Bu arada teşekkür ederim."

Önemli değil dermiş gibi başını sallıyor Jisung.

"Gidiyorum o zaman, sıcak bir şeyler iç."

Eve gidene kadar öylece yolu izliyor, eve gidince de akşam yemeği için sandviç hazırlamaya başlıyor.

Yalnız yaşamak zor diye geçiriyor içinden, Felix'in de tek yaşadığını düşünerek.

Yatağına yattığında içinde kaybolduğu düşünceler yüzünden iç çekiyor. Kendine verdiği sözleri bozmak üzere, isteyerek bozmak üzere çünkü.

"Hani bundan sonra kimseyi önemsemek yoktu?"

Kendine sorduğu soruyu kendi cevaplıyor Jisung.

"Yoktu, ama şimdi olsun istiyorum."

'Olmaz' diye mırıldanıyor yorgun bir şekilde. 'Kendi iyiliğim için olmamalı, ne kadar değer verirsem o kadar üzülürüm.'

Uyumadan önce bunları düşünse de okula gidince gözleri Felix'i arıyor Jisung'un. Ve soğuktan burnu kızarmış Felix ile göz göze geldiklerinde rahatlamış hissediyor.

Her ne kadar böyle hissettiği için Kendine kızsa da elinde olmadığının o da farkında.

Bunu kabullenerek başlıyor güne, sanki biraz mutlu.



Dont Leave Me \ Jilix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin