11

202 28 12
                                    

Felix'in yatağına yaslanmış bir şekilde oturuyorlar, ikisi de sessiz. Felix hala Jisung'un söylediği iltifatı düşünürken Jisung elindeki resmi inceliyor. Aklına gelen şeyle Felix'e doğru çeviyor bakışlarını.

"Bizim eve de şövale alalım, seni resim çizerken izlemeyi sadece hayal etmek istemiyorum."

Felix cevap vermeden izliyor Jisung'un yüzünü, derin derin bakıyor birkaç dakika.

"Seninleyken çok tuhaf hissediyorum, sanki kendimi sevebilirmişim gibi."

"Sevebilirsin zaten, tıpkı seni sevdiğim gibi."

Felix bakışlarını Jisung'un gözlerinden dudaklarına doğru yavaşça çeviriyor, bir süre orda takılı kaldıktan sonra hafifçe yaklaşıyor Jisung'a.

Dudakları neredeyse birbirlerine değecekken duruyor Felix, son kez bakıyor Jisung'un gözlerine. Orada gördüğü duygular sayesinde daha kararlı bir şekilde kapıyor iki dudağın arasındaki mesafeyi.

Kıpırdamadan duruyorlar birkaç saniye, ikisi de kendilerine zaman veriyor bu hissi tanımak için.

İlk hamleyi Jisung yaparak Felix'in üst dudağını emiyor, ikisi de fark ediyor aralarındaki uyumu. Böylelikle dakikalar geçiyor ve ikisi hala o yumuşaklığın peşinde.

Felix elleriyle Jisung'un ensesindeki saçlarla oynarken ikisi de hareketlerini hızlandırıyor. Jisung geri çekilerek kısa bir an Felix'in yıldızlarına bakıyor, parmaklarıyla dokunuyor nazikçe. Felix mayışmış bir şekilde Jisung'un dokunuşlarına bırakıyor kendini.

Jisung küçük öpücükler bırakıyor bu sefer yüzünün her noktasına. Yavaş bir şekilde öpüyor Felix'in çillerini.
Felix elleriyle tutuyor Jisung'un çenesini ve kendine doğru çekerek dudaklarını birleştiriyor. Nefessiz kalana kadar devam ediyor dudaklarının hareketleri. Geri çekildikkerin de bu sefer Felix kısa kısa öpücükler konduruyor Jisung'un kızarmış dudaklarına.

Nazik bir şekilde tanıyorlar birbirlerini, en sonunda Felix kızarmış yanaklarını Jisung'un boynuna saklayarak derin bir nefes alıyor. Utanmış bir şekilde öylece bekliyorlar. Ve bu sessizliği Jisung'un kararlı sesi bölüyor.

"Birlikte yaşayalım."

Felix şaşırmış bir şekilde kaldırıyor başını. Birkaç dakika Jisung'un yüzünü inceliyor.

"Emin misin?"

"Güzel olmaz mı?"

"Olur ama.."

Jisung, Felix'in bakışlarında kararsızlığı görüyor ve nedenini tahmin ediyor kendince. Bu yüzden nazikçe Felix'in suratını elleri arasına alıyor.

"Endişelenme, hani anı yaşayacaktık?"

"Aynı evde yaşarsak birbirimizden bıkmaz mıyız? Seni kaybetmek istemiyorum."

Felix dolu gözlerini Jisung'tan saklamaya çalışıyor odayı inceleyerek.

"Eğer kendini benim gözümden görseydin kendine bu kadar yüklenmezdin."

"Bilmiyorum." diye mırıldanıyor Felix.

"Eğer sorunumuz olursa bunları konuşarak hallederiz, önemli olan mutlu olmamız."

Felix alttan bir şekilde bakıyor Jisung'un gözlerine, daha sonra kıvrılıyor dudakları. Jisung, Felix'in yanağında süzülen gözyaşlarını öpüyor sakince.

Hiçbir şeyi umursamadan yaşadığı hayatında önemli bir hedef belirliyor Jisung: 'Felix'in mutluluğu.'

Yatmadan önce dişlerini fırçalarken ikisi de birbirlerini izliyor, belki de Felix kendi evinde ilk defa bu kadar huzurlu.

Daha sonra yatıyorlar yanyana. Saat iyice ilerliyor, neredeyse güneş kendini belli edecek. Ama uyuyamıyorlar. Felix birlikte yaşamayı hayal ederken Jisung onu ve mimiklerini izliyor. Bu yüzden geç uyanıyor ikisi de.

Acele etmeden kahvaltı yapıyorlar ve Felix'in eşyalarını ayarlıyorlar. Çok fazla eşya almıyor yanına Felix. Alışverişe çıkacaklar çünkü.

İki küçük bavul ile evden ayrılıyorlar. Felix annesine mesaj ile haber veriyor taşındığını karşılığında aldığı tek şey ise kuru bir 'tamam' oluyor. Bunun moralini bozmasına izin vermiyor Felix daha doğrusu alıştığı için fazla bir tepki vermiyor.

Eve geldiklerinde yaptıkları ilk şey Felix'in resimlerini asmak oluyor. Yıldızlı gece resmini yatak odasına asıyor Jisung, tam yatağın karşısına.

"Güne yıldızlarla başlamak harika olacak."

Yanında duran Felix'e göz kırparak salona geçiyor, tabi arkasında cümlesinin altındaki anlamı anlayan kırmızı bir Felix bıraktığından habersiz.

Elleriyle çillerine dokunurken derin bir nefes alıyor sakinleşmek için. Bir yandan da utandığı için kendine sinirleniyor.

Salona geçtiğinde kızaran yanaklarını gören jisung kendine hakim olmadan öpüyor Felix'i, Jisung öptükçe daha da kızaran Felix ise tepki vermeden heykel gibi dikiliyor. Tepkisini fark eden jisung kahkaha atıyor istemsizce.

"İyi misin?"

"Ben bi suratımı yıkayayım."

Felix hızlı adımlarla banyoya gittiğinde arkasından onu izliyor jisung. Sonra bakışları kendi evinde geziniyor. Renksiz evi ilk defa bu kadar canlı.

Birlikte yemek hazırlıyor kendi aralarında şakalaşarak. Felix yavaşça alışıyor bu duruma. Daha sonra yakınlardaki büyük alışveriş merkezine gidiyorlar.

Jisung kararlı o çiftler için yapılan diş fırçalarından almaya. Bu yüzden ev eşyası satan yere giriyorlar. Jisung gördüğü tüm çift eşyalarını almaya çalışıyor Felix gerek olmadığını söylese de. Bu yüzden jisung gizlice atıyor üstünde 'my love' yazan ve okla yan tarafı gösteren kupaları.

Felix şaşırarak izliyor Jisung'un bu yönünü. Elinde kalpli diş fırçalarını almak için izin isteyen Jisung ile kocaman gülümsüyor Felix. Düşündüğünden daha huzurlu hissettiriyor her şey.

Elindeki fırça ve boyalarla elinde tuval tutan Felix'e doğru ilerliyor jisung.

"Ben de resim çizmek istiyorum."

"Birlikte çizeriz, eğlenceli olur."

Elindeki poşetlerle çıkışa doğru ilerliyorlar bir yandan da akşam yemeğinde ne yiyeceklerini konuşarak.

Felix'i dinleyen jisung yan tarafındaki kişiyi fark etmeden çarpıyor. Tam özür dilemek için başını çevirdiğinde gördüğü kişiyle yutuyor kelimelerini.

"Han Jisung?"

Jisung ona şaşknca bakan çocuğu umursamadan Felix'in kazağından tutarak ilerlemeye başlıyor. Felix şaşırsa da ayak uyduruyor Jisung'a.

"Demek yeniden kaçıyorsun, tam senlik."

Arkasından bağıran çocuğa tepki vermeden ilerliyor. Sadece Felix'in elini tutuyor sıkıca, hiç bırakmayacakmış gibi.

  

Dont Leave Me \ Jilix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin