Ay gökyüzünü hakimiyeti altına alıyor saatler ilerledikçe. Jisung esneyen Felix'e bakıyor. Göz göze geldiklerinde hafif bir tebessüm sunuyor Felix, gözleri uykusu geldiği için kızarmış."İstersen bugün benim odamda uyuyabiliriz."
Jisung gergin bir şekilde parmaklarıyla oynuyor, Felix ile sarılma fikri nedensizce kalbini hızlandırıyor bir anda.
"Tabi rahatsız olmayacaksan."
Felix ise kısaca Jisung'un odasına bakıyor, rahatsız olduğu için değil. Bu onun için özel bir şey.
"İsterim, birlikte uyumayı."
Jisung samimi bir tebessümle bakıyor Felix'e daha sonra birlikte odaya doğru ilerliyorlar. Evdeki sessizliği dinlerken uykuya dalamayan jisung ve kafasındaki gürültüyü susturupta uyuyamayan Felix rahat bir uykuya kavuşuyor bugün.
Okul aynı şekilde devam ediyor ikisi için sadece artık göz göze geldiklerinde birbirlerine tebessüm ediyorlar.
Jisung derslere odaklanmaya çalışsa da en sonunda kendini pencereden dışarı izlerken buluyor, bu elinde değil. Felix ise şu sıralar daha sakin, sanırım Jisung'un varlığı onu rahatlatıyor. Tabi sınıf arkadaşları bu duruma şaşırıyor haklı olarak, kavga çıkaran Felix, uysal bir kedi gibi.
En çok öğle molasını seviyor Felix. Jisung ile birlikte yemek yemeyi, ikisi de utandığı için çekingen konuşmalarını ve Jisung'un kendisinden başka kimseyle ilgilenmeyişini seviyor.
Üstelik okul daha hızlı geçiyor bunlar olurken. Çünkü diye düşünüyor Jisung, günün sonunda Felix ile buluşma düşüncesi sanki zamanı hızlandırıyor.
Son ders bitiyor, Jisung oturduğu yerden kalkmadan Felix"in gelmesini bekliyor. Bugün onun evine gitmeyi planlıyorlar, annesi iş gezisinde. Felix kendisi için değerli bir şeyi göstereceği için fazla heyecanlı bu yüzden koşar adımlarla gidiyor Jisung'un yanına.
Okuldan çıktıktan sonra bir süre sessizce ilerliyorlar bu durum Felix'in gördüğü kediyle tuhaf sesler çıkarmasına kadar sürüyor. Jisung dudaklarındaki gülümsemeyle izliyor Felix'in yavru kedilerle konuşmasını.
"Seni sevdiler."
"Gelsene, sen de sev. Çok tatlılar."
Jisung küçüklüğünden beri sadece uzaktan izliyor hayvanları. Onlara bağlanırsa gitmek daha da zorlaşır diye düşünüyor çünkü. Kimseyi bırakmak istemiyor arkasında.
"İzlemek daha güzel."
Felix bir süre daha oynuyor kedilerle daha sonra güzel bir gülümsemeyle Jisung'un elinden tutup önden hızlı bir şekilde ilerlemeye başlıyor. Bu Jisung'un da gülümsemesini sağlıyor.
El ele giriyorlar Felix'in evine. Evdeki sessizlik karşılıyor onları. Felix alışmış bir şekilde ilerliyor odasına doğru. Jisung ise kısa bir süre ayrılan ellerine baktıktan sonra peşine takılıyor Felix'in.
En sevdiği kıyafetlerini Jisung için hazırlıyor Felix, onun için sevgi gösterme yollarından biri bu.
Burnuna gelen güzel kokuyla derin bir nefes alıyor, nasıl her şeyi bu kadar güzel olabilir diye geçiriyor içinden jisung.
Üzerini banyo da değiştirirken asılı olan diş fırçalarını görünce kısa bir an duraksıyor, iki tane olan şeyler ona uzak geliyor. Daha sonra aklına gelen şeyle elleriyle yüzünü kapıyor, utanmış bir şekilde.
"Felix için eve diş fırçası alsam iyi olur."
Aynada gördüğü kendisiyle kocaman gülümseyip mırıldanmaya devam ediyor Jisung.
"Kupa da almalıyım, onun sevdiği renkten kazak da alsam iyi olur. Sevdiği bitki çaylarını öğrenip onlardan da alıyım..."
Mutfakta bir şeyler hazırlayan Felix'e sessizce yaklaşıp arkasından sarılıyor Jisung. Şok olmuş bir şekilde ona bakan çocuğu görünce sesli bir şekilde gülüyor, belki de sevmek sarhoşluk hissi veriyordur diye düşünüyor kısa bir an.
" Eve senin için bir şeyler almalıyız ki tek olan her şey eşini bulsun."
Felix, Jisung'un enerjik sesini duyduğunda rahatlıyor ve onu kafasıyla onaylıyor.
"Birlikte alışverişe çıkabiliriz, istersen."
"Çok güzel olur."
Jisung burnuna gelen güzel kokularla derin bir nefes alıyor. Daha sonra buzdolabına yaslanmış bir şekilde Felix'in yemek yapışını seyrediyor, dudağındaki tebessümle. Felix ise biraz gergin bir şekilde arada Jisung'a bakıyor, böyle güzel bakan biri onun bu duruma inanamsını zorlaştırıyor.
Sessiz bir şekilde yemeklerini yiyorlar , anın tadını çıkarıyor ikisi de.
Yemekten sonra kahvelerini içerken Felix biraz daha yaklaşıyor yanındaki çocuğa.
"Sana bir şey göstermek istiyorum."
Sesindeki heves hemen belli ediyor kendini her ne kadar Felix bunu gizlemeye çalışsa da.
"Odama gidelim."
Jisung elimdeki kupayı bırakarak uysal bir şekilde takip ediyor Felix'i, biraz meraklanmış.
Felix, üstünü bezle örttüğü tuvalleri dikkatli bir şekilde çıkarıyor koyduğu dolaptan. Kendisi hakkında sevdiği tek şeyi gösteriyor Jisung'a.
Gördüğü resimleri şaşkın ve hayran olmuş bir şekilde inceliyor Jisung. Felix ise beğendiğini belli eden tepkilerini incelemekle meşgul, biraz rahatlamış halde.
"O kadar güzeller ki."
"O kadar huzur veriyor ki..."
Jisung elinde tuttuğu, yıldızlı geceyi yansıtan tuvali Felix'e doğru çeviriyor.
" Sanırım bunu aynaya bakarak çizdin."
Felix bir süre Jisung'un elinde tuttuğu resmini inceliyor, farklı bir bakış açısıyla. En sevdiği resmini böyle yorumladığı için istemsizce doluyor gözleri.
"Hiç böyle düşünmemiştim."
"Görür görmez aklıma direkt sen geldin."
Onunla ilgili her şey huzur veriyor diye geçiyor içinden Jisung.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dont Leave Me \ Jilix
Ficção AdolescenteVe yeniden göz göze geliyorlar. *Lana Del Rey dinleyerek okumanızı öneririm.