Felix gördüğü rüyanın etkisiyle titrerken yapabileceği tek şey elini tutmak oluyor Jisung'un. Yere oturmuş vaziyette bekliyor Felix'in titremesi geçene kadar.Ayağa kalktığında uyuşmuş bacaklarının etkisiyle bir süre hareketsiz bekliyor daha sonra da yemek yapmak için mutfağa doğru ilerliyor. Felix ise rahatlamış bir şekilde güzel rüyaların peşinde.
Domesteleri doğrarken bundan sonra ne olabilir diye düşünüyor, istemsizce kötü ihtimaller aklına geldiğinde huysuzca omzunu silkiyor Jisung. Eğer uğraşırsan her şey güzel olur diyerek kendini teselli ediyor yemek pişirirken.
Masayı hazırladığında sessiz bir şekilde Felix'in yanına gidiyor ve çömelerek saçlarını okşuyor bir süre, yaptığı şeyden dolayı utansa da elinde değil.
Hava kararmış, yağmur yeniden kendini gösterirken hafifçe sarsıyor Felix'i uyanması için. Felix korkmuş ve nefes nefese kalmış halde gözlerini açtığında Jisung sarılıyor sıkıca, korkmasın diye. Felix ise ilk defa karşılaştığı bu şefkatle ne yapacağını bilmeyerek karşılık veriyor Jisung'a, çoktan sakinlenmiş halde.Jisung ellerini Felix'in saçlarına geçiriyor ve geriye doğru tarıyor parmaklarıyla, diğeri ise hipnoz olmuşcasına izliyor karşısındakini.
"Sakinleştin mi?"
Felix'in saçlarındaki elleri şimdi de yanaklarını buluyor, baş parmağıyla okşuyor yavaşça çillerini.
"Hıhımm."
Mayışmış bir şekilde bir şeyler geveliyor Felix, çoktan gözlerini kapatmış uyumaya hazır.
"Hadi yemek yiyelim."
Yanaklarındaki sıcaklığın gitmesiyle dudaklarını büzüyor Felix, sonsuza kadar o anda kalsa olmaz mı?
Sakince yemeklerini yiyor ikisi de, sanki bir kelime etseler tüm huzur kaybolacakmış gibi.
Yemekten sonra salona geçip oturuyor ikisi de, Jisung oturmadan önce pencereyi açıyor böylece yağan yağmur da eşlik ediyor ikisinin sessizliğine.
"Bugün burda kal."
Jisung bilerek soru eki eklemiyor cümlesine, o küçük kalmama ihtimaline bile izin vermiyor.
"Anlamıyorsun."
Felix'in sesi kısık ve çaresiz çıkıyor, bir suçlunun ses tonuna sahip.
"Anlatırsan, anlarım."
"Korkuyorum."
"Neyden?"
Felix derin bir nefes alıyor, kendine süre tanımak için.
"Benden uzaklaşmandan, bir daha arkana bakmamandan."
İkisi de fısıldar gibi konuşuyor, kimse onları duymasın diye. Oysa ki zaten kimse onların farkında değil.
"Ona ben karar vereyim, sen sadece seni baskılayan şeyi anlat."
Jisung, Felix'in sessiz kalmasıyla devam ediyor cümlesine.
"Bana güveniyorsan."
Felix ağlamaklı bir ses çıkarıyor, konuşursa sesinin titreyeceğinin farkında.
"Daha yeni tanıştık, beni tanımıyorsun."
Jisung gözlerinin içine bakıyor hafif bir tebessümle, belki biraz kırgın.
"Söylesene birini tanımak ne kadar süreye bağlı?"
"Bilmiyorum."
Jisung çekingen bir şekilde tutuyor elini Felix'in. Gözlerine bakarken kuruyor cümlesini.
"O zaman yavaşça birbirimizi tanıyalım. Hem öğrenmiş oluruz ne kadar süreye bağlı olduğunu."
Felix ne diyeceğini bilmeden başıyla onaylıyor Jisung'u, hissettiği huzursuzluk onu terk etmiş halde.
Bir süre sessizce bekliyorlar, ikisinin de gözü yağan yağmurda." Ben, ben seni sıkmaktan korkuyorum."
"Senden sıkılmam."
"O anlam da demiyorum, annem bana hep ilgi bağımlısı biri olduğumu ve onu boğduğumu söyler."
Felix bir süre elleriyle oynuyor gerilediğinde hep yaptığı gibi.
"Ben kıskanıyorum."
O kadar sessiz söylüyor ki Jisung duymak için biraz daha yaklaşıyor Felix'e.
"Ne?"
"Ben kıskanıyorum, değer verdiğim biri benim dışımda biriyle ilgilense hatta normal bir şekilde konuşsa bile ağlamak istiyorum. Sanki onu kaybediyormuş gibi hissediyorum."
Ses tonu suçlayıcı, kendini suçluyor Felix.
"Böyle hissetmen normal."
"Ama aşırı."
Felix tamamlıyor Jisung'un cümlesini. Her şeyin farkındaymış gibi.
"Aşırı olsun, benim için sorun değil. Bu yüzden senden uzaklaşmamı bekleme benden."
Felix derin bir nefes alıyor daha sonra ise dolan gözlerini tavana çeviriyor, neredeyse ağlamak üzere.
"Şimdi böyle söylüyorsun ama biraz geçince sen de bunalacaksın benden. "
" Nerden biliyorsun?"
"Çünkü hep böyle oluyor. "
" O zaman bir şeyleri değiştirmesi gereken benim değil mi? Neden bize bir şans vermiyorsun. Geleceği düşünme, bırak anı yaşayalım. "
Felix tepki vermeden bir süre boşluğu izliyor, Jisung ise onu. Daha sonra hafif bir tebessümle gözlerinin içine bakıyor Jisung'un.
" Tamam." diyor inanmış bir şekilde.
" Anı yaşayalım. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dont Leave Me \ Jilix
Teen FictionVe yeniden göz göze geliyorlar. *Lana Del Rey dinleyerek okumanızı öneririm.