7

302 45 19
                                    


Dinlenmiş bir şekilde uyanıyor Jisung daha alarmın çalmasına yarım saat var. Ve gün başlangıcı gibi devam ediyor. Sakin ve güzel.

Seungmin'e günaydın diyor ilk defa ve samimi bir gülüş kazanıyor ondan. İlk ders hızlıca bitiyor, güneş yavaş yavaş kendini belli ederken.

Jisung gözlerini kapatsa sanki en sevdiği şarkıyı duyabilir gibi hissediyor. O kadar huzurlu.

Kantine iniyor öğle arasına birkaç teneffüs kalırken Seungmin ile birlikte.

Dışarıda kendi başına çikolatasını yerken beklediği şey sonunda gerçekleşiyor, Felix ile göz göze geliyorlar. Fakat bu günü daha aydınlatması gerekirken bir anda yağmur başlıyor ve Felix'in yanağına düşen yağmur damlası gözyaşına eşlik ediyor.

Jisung endişeli bir şekilde ona bakmaya devam ederken Felix ona doğru adımlıyor. Yanına geldiğinde tam Jisung konuşmaya başlayacakken yanından geçip gidiyor.

Onu görmezlikten geldiğini anladığında bir süre bekliyor Jisung, ne yapacağını bilmeden.

Sonra ise peşinden gidiyor Felix'in, onun ağladığının farkında ve şu anda en önemlisi bu.

Okulun arkasına geldiğinde göremiyor Felix'i. Çevresine bakınarak ilerlerken duyduğu sesler ile duvarın yanındaki ağaca doğru ilerlemeye başlıyor. Burun çekme sesleri artarken ağacın dibinde oturmuş Felix'i görüyor Jisung ve sanki yağmur daha da hızlanıyor.

"Sana benden uzak dur demiştim."

Felix gözyaşlarından dolayı ıslanan kirpiklerinin ardından bakıyor Jisung'a. Jisung ise direkt gözlerinin içine bakıyor Felix'in. Ve diğerlerinden farklı olan bakışlarını gördüğünde rahatlıyor. Çünkü diğerlerinin ondan nefret ettiğine emin. Felix ise kırgın.

"Bir şey mi oldu? Bugün ilk defa karşılaşmamız oysaki."

Jisung sakin bir şekilde konuşurken Felix ise burnuna çekerek başını iki yana sallıyor.

"Benimle konuşma."

"Eğer neden bana kırıldığını söylersen bende daha dikkatli olurum."

"Sana kırılmadım. Umrumda bile değilsin."

"Ama şu an ağlıyorsun. Benim yüzümden olduğuna eminim."

İkisinin de sesi yavaş yavaş yükselirken en son Felix sinirle ayağa kalkıyor.

"Nasıl bundan emin olabiliyorsun?"

"Çünkü bakışların.."

Jisung'un sesi başka tutunacak bir şeyi yokmuş gibi çıkıyor ve biraz durakladıktan sonra devam ediyor cümlesine.

"Çünkü bakışların diğerleri gibi nefret ile bakmıyor, sanki bana kırılmışsın gibi bakıyor. "

Jisung cümlesini bitirmeden Felix ağlamaya başlıyor, ama bu daha sessiz sadece gözyaşları eşlik ediyor ağlamasına.

Felix ile birlikte eğiliyor yere Jisung bir eli Felix'in omzunu sıkıyor.

" Senin bir suçun yok. "

Felix bir yandan ağlarken bir yandan da sayıklıyor, sanki kendine kızıyormuş gibi.

" O zaman sorun ne?"

"Sorun benim."

Felix'in başı Jisung'un omzunu bulduğunda sessizce dökülüyor bu iki kelime dudaklarından, Felix'in hayatını tanımlayan bu iki kelime.

"Sorun sen değilsin."

"Benim."

Jisung düşünmeden konuşuveriyor, ama kendinden emin. Felix ise başını iki yana sallayarak daha sıkı sarılıyor Jisung'a ve bir süre öyle bekliyorlar.

Felix sakinleşinceye, ağlaması durana kadar sıkıca sarılıyor Jisung, yalnız olmadığını hissettirmek için.

Felix kendine geldiğinde gözlerini siliyor ilk daha sonra ise bir şey olmamış gibi kalkıyor Jisung'a doğru bakmadan. Arkasını dönüp uzaklaşıyor hiçbir şey olmamış gibi.

Jisung bir süre aynı şekilde oturmaya devam ediyor, sabahki huzuru kayıp.
Okulun bitmesine yakın o da kalkıyor yerden ve yavaş adımlarla gidiyor sınıfına. Okul bitene kadar da kaldırmıyor başını sırasından.

Okulun bahçesinden dışarı çıktıktan sonra her zamanki yoldan ilerliyor, yeniden kaldırımda oturan Felix'i görmek son umudu.

Köşeden dönünce gözleri direkt Felix'i buluyor, Felix ısrarla gözlerine bakmasada Jisung çekmiyor bakışlarını.

Felix'in önünde dikiliyor Jisung, umursamaz bir tavırla elini uzatıyor kaldırımda oturan çocuğa.

"Hadi eve gidelim."

Felix şaşırsada ağlamaktan şişen gözleri belli etmiyor duygularını. Donuk bakışlarla bir süre ona uzatılan ele bakıyor. Bir süre öylece bekliyorlar, Jisung'un aklından bile geçmiyor elini geri çekmek.

Yağmur yeniden başlıyor Felix'in gözlerinde, çilleri ıslanıyor. Başını iki yana sallıyor, sanki kendi kendine konuşuyormuş gibi.

"Emin misin?"

Jisung farkında Felix'in ondan çekindiğinin. Nedenini tam bilmesede bazı şeyleri anlıyor ve umrunda değil. Onunlayken huzurlu olması çoğu şeyi önemsiz kılıyor.

Sesli bir cevap vermiyor Jisung, sadece elini geri çekmeden beklemeye devam ediyor.

Ve en sonunda tutuyor Felix Jisung'un elini, ondan destek alarak kalkıyor kaldırımdan. İkisi de ellerini ayırmadan yürümeye başlıyorlar Jisung'un evine. Yol boyunca konuşmuyorlar, arada Felix göz yaşlarını siliyor.

Bazıları yanından geçen bu ikiliye tuhaf bakışlar atsa da kimsenin umrunda değil.

Çünkü şu anda ikisi sadece birbirlerine odaklanmış durumda. İleride de olacağı gibi.


Dont Leave Me \ Jilix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin