7.Bölüm

3.9K 286 71
                                    

İyi okumalar

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Salih
Sabah alarm sesiyle değil, Emre'nin böğürmesiyle uyandım. Alarm sesi bile daha iyi geliyordu.

"Kalk lan saat kaç oldu dersi kaçıracağız." dedi odamın kapısından içeri. Onaylayan mırıltılar çıkarıp sola doğru döndüm yatağımda. Aslında kalkmak istemiyordum. Ama bugün branş dersinin olduğu aklıma gelince kalktım yataktan.

Uyumadan önce duşa girdiğim için şu an girmeme gerek yoktu. Üstüme yuvarlak yakalı siyah pençeni geçirip aynada kendime baktım. Baştan aşağı kendimi süzüp sesli bir küfür savurdum.

"Hassiktir! Ben bunu unutmuştum." dedim ve aynaya yaklaşıp boynumdaki morluğa baktım. Bu Kenan iti geçmiş yaşantısında kesin vampirdi. Başka bir açıklaması olamazdı.

Penyeyi üstümden attım ve boğazlı, beyaz penyemi giydim. Evet, yaz mevsiminde boğazlı penye giyiyordum.

Odamdan çıkınca, direkt bizim çocuklarla karşılaştım. Onlar çoktan hazırdı. Emre, kaşlarını şaşkın bir şekilde kaldırarak bana baktı.

"Bu havada boğazlı mı giydin lan?" dedi. Gözlerimi devirip cevap verdim.

"Aynen abicim. Boğazım ağrıyor." diye geçiştirdim. Kaan da, elindeki lolipopu açarken söylendi.

"Hadi gidelim geç kalacağız." dedi ve kapıya yöneldi elinde lolipop şekeriyle cebelleşirken. "Hay sokayım ya bunu niye açılmayacak gibi kapatırlar amına koyayım ya!" diye söylenerek şekeri açmaya çalışıyordu. Evet, Kaan lolipop yemeyi çok severdi. Sabahın körü de olsa yiyecekti. Emre, kapıda ayakkabılarını giydikten sonra Kaan'a baktı.

"Of ver şunu beceriksiz." dedi ve elindeki lolipopu alıp açmaya başladı. Biz de Kaanla ayakkabıları giymeye başladık. Emre, lolipopu açıp Kaan'a uzattı. Kaan, ayakkabısını giyerken ağzını açtı ve Emre lolipopu ağzına bıraktı.

"Sağol kanka." dedi Kaan ama sesi biraz garip çıkmıştı ağzında şeker olduğu için. Daha sonra hep birlikte apartmandan çıktık.

Okula doğru, sohbet ederek giderken, Kenan'ın arkadaş grubundan Oktay çıktı karşımıza.

"Selam kızlar." diyerek selam verdi. Biz de selam verdik. Sorunum Kenan'la olduğu için, arkadaş grubundakilerle konuşuyordum. Denk geldikçe işte. Emre'nin yanına geçip yürümeye başladı. "Eee Salih. Arayı düzelttiniz mi Kenan'la?" diye sordu bana bakarak. Emre ve Kaan'ın da bakışları beni bulunca, başımı sağa sola salladım.

"Yok. Bizim aramız öyle kolay kolay düzelmez." dedim ve okul görüş açımıza girmişti bile.

"Çetin de bir şey demiyor ki. Yani aslında birinizi seçse, bu konu bitecek." diye söylendi Oktay da. Aslında, Çetin ona olan ilgimizi biliyordu. Ben ona duygularımdan bahsedince, bana karşı arkadaşca duygular beslediğini söylemişti. Arkadaşca takılıp, kaleyi içten fethetmekti amacım. Ama sağolsun Kenan iti her yerden çıkıyordu.

Okula gelince bahçede, çimenlerin üstünde oturanlara kaydı gözüm okula girer girmez. Kenan ve arkadaş grubu vardı. Oktay da görmüş olacak ki bize hitaben konuştu.

"Hadi gelin birlikte oturalım." dedi. Bizimkilere baktım. Onlar da onaylayınca, Kenan'ların olduğu kısıma yürüdük. "Selam beyler. Kayın bakalım." dedi Oktay ve herkes yer açtı. Biz de oturduk. Kenan tam dibimdeydi. Yüzümü ona çevirdiğimde, sırıtarak bana baktığını gördüm.

"Ne bakıyorsun?" dedim huysuzca. Diğer herkes başka sohbet ediyorlardı.

"Hiiiç. Böyle terlersin. Niye boğazlı giydin?" dedi. Sanki bilmiyormuş gibi davranıyordu.

"Senin yüzünden it." dedim sadece onun duyabileceği bir şekilde.

"Aaa ama bana hep hakaret ediyorsun. Kırılıyorum." dedi dudaklarını büzerek. O büzdüğü dudaklarına yapışmak... Yani yumruğumu yapıştırmak istiyordum. Gözlerimi dudaklarından çekip sinirle cevap verdim.

"Siktir git." diye söylendim önüme dönerken. Kıkırdadığını duydum ama ona bakmadım. Gülüşünü görmek istemiyordum.

Ders saati gelince, binaya girdik. Fotoğrafçılık bölümü, ikinci sınıfta okuyordum ve malesef ki Kenan'la aynı bölümdeydik. Diğer çocuklar kendi derslerine giderken, biz zor olanı deniyor, Kenan'la derse gidiyorduk. Yan yana...

Dersliğe doğru giderken, Çetin'i gördüm. Bizim tarafa doğru yürüyordu. O henüz bizi farketmemişti çünkü telefonuna bakıyordu. Birbirimize gittikçe yakınlaşırken, telefonunu cebine koydu ve başını kaldırdı. Bizi görünce yüzüne bir gülümseme yayıldı. Ben de istemsizce gülümsedim. Kenan ne durumdaydı bilmiyorum çünkü yüzüne bakmıyordum.

"Selam." dedi Çetin. Ben de elimi hafiften kaldırıp selam verdim.

"Selam. Nasılsın?" dedim. Bakışları Kenan ve bende gezinip cevap verdi.

"İyi. Sen?" diye sorunca iyi olduğumu belirttim. Bana garip bir bakış atıp tekrar konuştu. "İyi olduğuna emin misin Salih? Yani şey... Bu havada boğazlı penye giymişsin. Hasta mısın?" diye sorunca, yanımdaki şahsiyete bir küfür daha savurdum içimden.

"Biraz boğazım ağrıyor da." dedim. Başıyla onayladı ve Kenan'a baktı. Sahi, Kenan neden hiç konuşmamıştı Çetinle.

"Geçmiş olsun." dedi Çetin. Gülümseyip cevapladım. O sırada, yanımdaki şahıs konuştu.

"Çetin, partileri sever misin?" diye sorunca bakışlarım hemen Kenan'ı buldu. Konuşma, Çetin'in ilgisini çekmiş olacak ki Kenan'a yöneltti tüm dikkatini.

"Tabii severim." dedi. Kenan, çapkın bir gülümseme sunup, cevap verdi Çetin'e.

"Akşam bir arkadaşım parti veriyor. Gelmek ister misin?" diye sordu. Çetin gülümseyip cevapladı.

"Sizin bölümden Berkay mı yoksa?" diye sordu. Kenan başıyla onayladı. "O partiye davetliyim. Düşünüp sorduğun için teşekkür ederim." dedi ve ikimize baktıktan sonra devam etti. "Şimdi dersim var. Gitmeliyim. İyi dersler. Akşam partide görüşürüz." dedi ve ayrıldı yanımızdan. Kenan'a baktığımda, bozulmuş gibi bir ifadesi vardı. Gülerek konuştum.

"Tüh yazık oldu. Düşmedi." deyip kıkırdadım ve yürümeye başladım dersliğe doğru. Ardımdan Kenan'ın geldiğini duydum.

"Düşecek. Sana daha önce de söylemiştim. Ben her zaman kazanırım." dedi. Alaylı bir şekilde gülümseyerek baktım yüzüne. Elimi gömleğinin yakasına götürüp düzeltir gibi yaptım.

"Hı hım. Sakın vazgeçme. Umut insanı ayakta tutar." diye fısıldadım yüzüne yaklaşıp. Birkaç saniye bakıştık. Daha sonra kendimi geri çekip dersliğe yürüdüm hızla.

Yorumlarınızı bekliyorum


Sizleri seviyorum 💙

DÜŞMAN YÂRİM (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin