22.Bölüm

3.4K 261 43
                                    

İyi okumalar

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Kenan
Salih'le öpüşmemizin ardından, çocukların seslenmesiyle anca kendimize gelmiş ve ben kendimi direkt evden dışarı atmıştım. O da zar zor olmuştu. Çünkü beynim durmuş gibiydi. Salih'i öpmek bana garip bir şekilde iyi hissettiriyordu. Benden nefret eden, beni görmek bile istemeyen adamı öpmek bana çok iyi geliyordu.

Çocuklara her ne kadar kızsam da, her ne kadar inkar etsemde haklı olduklarını biliyordum. Ne kadar kaçarsam kaçayım, kendimden ve duygularımdan kaçamıyordum. Ben Salih'ten hoşlanmaya başlamıştım ve bununla yüzleşmem gerekiyordu.

Yine, her yalnız kalmak istediğimde yaptığım gibi Seyir Terasına geldim. İnsanlar buraya, şehrin manzarasını izlemek için geliyordu. Bense, kendimle başbaşa kalmak için. Onlardan uzak bir köşe keşfetmiştim ve hep oraya gidiyordum. Sadece bana ait bir yer gibiydi.

Terası arkamda bırakırken, biraz daha ilerledim ve sesler iyice azalmıştı bile. Nihayet kendi yerime geldim ve oturdum yeşilliklere. Mis gibi çiçek kokuyordu ve şehir harika görünüyordu. Tam kafa dinlemelik bir yerdi.

Bir süre sessizce oturup kafamı dinledim. Düşünmek biraz rahatlatıyordu ama Salih aklıma geldikçe heyecanlanıyordum aşık ergenler gibi. Çocukla kavga ede ede aşık oluyordum anasını satayım. Evet bunun sonucu belliydi. Aşık olacaktım ona biliyordum. Kaçışım yoktu.

Aklımda bu düşünceler dolaşırken, arkamdan gelen çıtırtı sesiyle arkama döndüm. Evet, ne kadar kaçarsam kaçayım, kader izin vermiyordu.

Başını kaldırdığı anda göz göze geldik. Hiçbir şey demeden önüme döndüm. Burayı sadece ben keşfettim sanıyordum. Meğer öyle değilmiş.

Sağımda çıtırtı olunca bakmadım. Muhtemelen o oturmuştu. En azından gider diyordum. Göz ucuyla ona baktığımda, dizlerini kendine çekmiş, kollarını dizlerine sarmış, manzaraya bakıyordu. Asıl manzaranın kendisi olduğundan habersiz...

Düşündüğüm şeylere kaşlarımı çatıp, önümdeki şehir manzarasını izlemeye devam ettim.

"Seni burada görmeyi beklemiyordum." dedi yanımdaki beden. Sesi oldukça sakin çıkmıştı. Başımı ona doğru çevirdiğimde, başını, kollarını sardığı dizine yaslamış, bana bakıyordu.

"Ben de seni." diyebildim. Kalbim göğüs kafesimi zorlamaya başlamıştı bile. Artık Salih'i her gördüğümde böyle mi olacaktı yani?

"Bu akşam..." dedi mırıldanır gibi ve devam etti. "Neden öpüp geri çekilmedin?" diye sordu. Ben de ellerimi arkama dayadım ve kendimi de hafif geriye attım. Gözlerimi şehir manzarasında gezdirdikten sonra, Salih'e baktım.

"Sen neden karşılık verdin?" diye sordum. Bir süre düşünür gibi durdu.

"Bilmiyorum." diye mırıldandı daha sonra. Derin bir nefes alıp verdim ve konuştum.

"Ben de bilmiyorum Salih. Senin yanında düşünemiyorum. Senin yanındayken kendimi durduramıyorum. Beynim bütün işlevini kaybediyor senin yanında. Ben... Ben bana ne oldu bilmiyorum? Çok farklı hissediyorum." dedim. Bakışlarımı yüzüne çevirdiğimde beni ilgiyle dinliyordu.

"Çetin'e hissettiğin gibi mi hissediyorsun?" diye sordu doğrudan gözlerime bakarak. Doğruldum ve ona doğru kaydım. Alnına düşen saçlarını geri attım. Bu hareketimle, yüzünü tamamen bana döndü. Bariz bir şaşkınlık ifadesi vardı yüzünde. Ona, hep vurmak için dokunmuştum bugüne kadar. İlk kez bu kadar yumuşak davranıyordum sanırım.

"Hayır Salih. Çetin'e hissettiğim gibi hissetmiyorum." dedim ve yutkundum. İyice yüzüne yaklaştım. Gözlerini gözlerimden çekmiyordu. "Çok daha fazlasını hissediyorum." dedim ve adeta mıknatıs misali çekildiğim dudaklara bastırdım dudaklarımı. Bu kez kaçmak yoktu. Bu kez kaçmayacaktım.

Aman aman neler oldu öyle 🤭

Yorumlarınızı bekliyorum

Sizleri seviyorum 😘

DÜŞMAN YÂRİM (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin