34.Bölüm

2.3K 203 33
                                    

İyi okumalar

Önceki bölümü atlamayın lütfen...

Salih
Çetin, bir şey demeden gidince, Atilla abiyi kıskandığını anlamıştım. Ama yanlış kişiden kıskanıyordu. Keşke bunu söyleyebilseydim Çetin gitmeden. Ben de sonradan farkettim gittiğini.

Çıkışıma yarım saat kala, kafeden içeri giren bedenle kalbim hızlandı, onu her gördüğümde olduğu gibi. Ben masanın tozunu alırken yanıma geldi. Yüzüne bir gülümseme yerleştirip konuştu.

"Naber yavrum?" diye sordu. Gülümsedim ve cevap verdim.

"İyi. Senden?" dedim. Tozunu aldığım masaya otururken cevap verdi.

"İyi. Hem bir şeyler içeyim hemde seni alırım dedim. Belki bir şeyler yaparız diye düşündüm. Olur mu?" dedi. Başımla onayladım.

"Olur tabii. Ne içersin?" diye sordum.

"Soğuk limonata içerim. Hava çok sıcak." dedi. Duyduğum şeyle yüzüm düştü. Çetin'e üzülüyordum. Gördüğü manzaradan kim bilir nasıl etkilenmişti? Kenan, yüzümün düştüğünü farkedip, yerinden kalktı ve elimden tutup karşısına oturttu. "Neyin var güzelim?" diye sordu.

"Çetin'e üzülüyorum." dedim ve yüzüne baktım. Bakışları değişmişti.

"Sen hâlâ onu-" derken sözünü kestim.

"Saçmalama Kenan. O eskidendi. Ben artık seni seviyorum. Sakın böyle şeyler getirme aklına." dedim. Yüzündeki rahatlamış ifade, beni de rahatlatmıştı. Aklında şüphe olmasını istemiyordum.

"Peki ama Çetin'e neden üzülüyorsun? Geçen gün ne konuştuğunuzu da anlatmadın." dedi. Özür dilerim Çetin. Ama anlatmam gerekiyor. Kenan'ı kaybetmek istemiyorum.

"Anlatacağım. Ama şu an yeri değil. Zaten çıkmama az bir zaman kaldı. Çıkınca anlatacağım her şeyi." dedim ve duvardaki saate baktım. "Ben işe geri döneyim." deyip ayaklandım ve limonatasını getirdim. Bardağı elimden alırken elimi tutmuş ve gülümsemişti. Böyle ufak hareketler bile heyecanlandırıyordu beni.

Bir süre dışarıdaki müşterilerle ilgilendikten sonra içeri girdim. Atilla abi ve Açelya, Kenan'ın yanındalardı. Ne yalan söyleyeyim, Açelya'nın Kenan'a bakışlarını hiç beğenmedim.

Kenan, Atilla abiye bir şeyler anlatıyor, Açelya bakışlarıyla yiyordu resmen. İçimdeki kıskanç çocuğu zorla zaptederek personel odasına gidip önlüğümü çıkardım ve dolaba koydum. Birkaç kez derin nefesler alıp içeri geçtim. Doğruca Kenan'ın yanına gidiyordum. Yanına gelince, masanın üstünde duran elini tuttum.

"Hadi sevgilim ben hazırım." dememle üçlü bana baktı. Kenan, şaşkın bir şekilde bakıyordu. Atilla abi zaten bizi sevgili sanıyordu. Açelya'nın bakışları ise, ellerimize kitlenmişti. Kenan, üstündeki şaşkınlığı kısa sürede atıp bana uydurup ayağa kalktı. "Yarın görüşürüz abi." dedim Atilla abiye ve Kenan'ı elinden tutup çekiştirdim. O da sadece görüşürüz diyebilmişti.

Kafeden çıktıktan sonra bile Kenan'ın elini bırakmadım. Sanki elini bıraktığım an kaybedecek gibi hissediyordum. Bu yüzden bu çocuğun elini bırakmaya niyetim yoktu.

Kıskanç Salih online 🤭

Yorumlarınızı bekliyorum

Sizleri öpüyorum 💋

DÜŞMAN YÂRİM (BxB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin