You & I

3

Bu bölümde, Sherlock dizisinin ilk bölümünde olan 'Pembe Üzerine Bir Çalışma' vakası var. İçinde vaka olan bölümler uzun olacak, bu da uzun bir bölüm. Ancak tamamen aynı vaka değil, değiştirilmiş yerleri de var ve tek bölümde bitmiyor yani atlamazsanız iyi olur.
İyi okumalar, sizi seviyoruz♡

"Ben de geliyorum"

Harry önce bana şaşırmış bir ifadeyle baktı, sonra da yüksek sesle kahkaha attı.

"Güzel şakaydı. Şimdi in arabamdan."

Sol tarafımdan emniyet kemerini alıp taktım.

"Şaka değildi. Şimdi sür arabanı."

Tam o bir şey söyleyecekken telefonu çaldı. Kısık sesle küfretti. Cebinden telefonunu çıkarıp kulağına götürdü.

"Ne var Liam? Tamam geliyorum işte. Beş dakikaya oradayım."

Bana bakıp iç çekti ve "Seninle tartışacak vaktim olmadığı için şanslısın" diyerek gaza bastı. O dikkatle yola bakarken ben de mimiklerinden ne düşündüğünü çözmeye çalışıyordum. Kırmızı ışıkta birkaç saniye durduk. Bu sırada Harry takım elbisesinin kollarını kıvırdı. Bu, dikkatimi oraya çekmeye yetmişti. Siyah gömleği, siyah ve kırmızı çizgili ceketi ve pantolonuyla, bir suç mahalli için fazla şık görünüyordu.

Söylediği gibi beş dakika içinde suç mahalline vardık. Harry bana dönüp "Bak, merakını ve endişeni anlıyorum ama hem bu benim işim hem de orada görmek istemeyeceğin şeyler olabilir."

"Hayır, görmek istiyorum." ona cevap olsun diye anlık söylediğim lafa sinirlendi ve beni beklemeden arabadan indi. Hemen arkasından ben de indim. Gazetecilerin olduğu yerden bize doğru kahverengi saçlı bir kadın geldi. Harry'e dönerek "Sonunda teşrif edebildiniz, Bay Styles," ikimizi baştan aşağı süzdü ve konuşmasına devam etti "Meşgul olduğunuzu söyleseydin başka bir dedektif bulurlardı." dedi. İtiraz edeceğini umarak Harry'e döndüm ama o piç sırıtışıyla yüzüme bakmakla yetindi. Onun bir şey demeyeceğini anlayınca ben söze atladım,

"Yanlış anladınız, biz-"

"Louis sakin ol. Birincisi, bu patavatsız hanım benim ablam, Gemma-" Gemma'ya dönerek devam etti. "İkincisi de, ben dedektif değilim, yüksek işlevli bir sosyopatım." Sonra yanından geçip polis şeritletiyle çevrili suç mahalline doğru gitti. Gemma da göz devirip gazetecilerin yanına döndü. Bense Harry'i takip ettim. Şeritlerin altından geçmeden ona yetiştim ve beraber kapısında güvenliklerin beklediği apartman dairesine girdik.

Bizi polis üniformalı bir adam karşıladı ve bir süre gözlerini üzerimde gezdirdi. Harry soru sormasına izin vermeden "O benimle." dedi.

"Sen gelene kadar ceset çürüdü, Harriet. Tamam tamam o bakışı atma yine-"

"Nerede, Liam?"

"Pekala; ikinci katta, hapla yapılan bir intihar, kredi kartlarına göre adı Jennifer Wilson, iletişim detayları için inceliyoruz, burada çok fazla kalmamış. Ayrıca sana yalnızca iki dakika verebilirim artık otopsiye gitmesi gerekiyor." Liam bunları anlatırken yukarı çıkıyorduk.

"Daha fazlasına ihtiyacım olabilir."

"Bakarız- senin adın neydi?"

"Louis de neden?"

"Bizim Niall ikinizi çok sevecek." ben, onun gülümseyerek söylediği şeyi anlayamazken o, önümüzdeki kapıyı açtı ve Harry'e döndü "Süren başladı, Styles."

Liam'ın kapıyı açmasıyla karşımıza çıkan cesetle ben iki adım gerilerken Harry, "Gelmemen gerektiğini söylemiştim." dedi. Duruma alışmaya çalışırken cesete bakmak yerine tüm odayı incelemiştim.