TW// taciz, sikmon cowbell
İyi okumalar, sizi seviyoruz♡LIAM'S POV.
"Zayn! Buralarda kırmızı bir USB gördün mü?"
"Hayır, neden? Önemli miydi?"
"İçinde senin davanın dosyaları vardı. Bulamazsam Harry beni yaşatmaz."
"Karakolda unutmuş olabilir misin?"
Zayn'in dediği şey mantıklı gelince telefonumu çıkarıp Niall'ı aradım.
"Alo? Niall, çok hızlı bir şey istemek için aradım, soyunma odasına gidip eski dolabıma bakabilir misin kırmızı bir USB bırakmış mıyım?"
"Hep işin düşünce ara zaten. Dur gidiyorum."
Şakayla söylediği şeye gülerek telefondan gelen hışırtıların geçmesini bekledim.
"Evet, burada. Karakolun önüne gel ben kapıdan vereyim. Simon'a görünmemen lazım dostum, adamın ölmüşlerine sövmüşsün."
Karşılıklı gülüşme ve hoşçakal sözlerinden sonra telefonu kapattım. Zayn'e de Niall'la konuşmamızı özet geçip dudağına uzun ve şehvetli sayılabilecek bir öpücük bıraktım. Anahtarlarımı alıp evden çıkarken artık ait olmadığım karakolu tekrar görmenin ve bana hissettirebileceklerinin korkusu vardı içimde.
Karakolun önündeki park yerinde Harry'nin arabasını görünce duraksadım. Karakolda bir işleri olsa biliyor olmam gerekirdi. Niall'ı dışarıya çağırmak yerine derin bir nefes alıp karakolun büyük kapısından girdim. Olacaklardan daha fazla kaçmak, o anlığına mantıksız gelmişti. Ama Niall'ın odasının önünde Louis, Harry, Bebe ve Niall'ı görmek kaçma fikrini bir kere daha düşünmeme sebep oluyordu. İçimde filizlenmeye başlayan endişe yerini gerginliğe bırakırken yanlarına doğru ilerledim.
Niall beni görünce doğruldu ve kolunu omzuma atarak diğerlerinin yanına çekti.
"Ben dışarıya getirirdim Li, içeri gelmene gerek yoktu."
"Bensiz sohbete dalmışsınız, kaçıramazdım."
Harry'e dönüp "Siz burada ne arıyorsunuz?" diye sordum.
"Uzun hikaye." Louis hevesli bir şekilde o uzun hikayeyi anlatmaya başlayınca hepimiz yüzümüzdeki yarım sırıtışlarla dinledik.
"Harry; Jennifer Wilson'ın cesedinin çürüyüp çürümediğine bakmak için morga gitmiş, ben de Bebe'nin yanındaydım. Raporlar için Bebe'nin odasına geldi, ama raporlar buradaymış, o yüzden hepimiz kalktık buraya geldik." Cümlesi biter bitmez bakışlarını parmaklarına indirip topuklarının üzerinde ileri geri sallanmaya başladı. Bu görüntünün tatlı olduğunu söylemeden geçemem.
Biz kendi aramızda gülüşürken Bebe raporları almak için yanımızdan ayrıldı. Daha Niall'dan USBmi isteyemeden gözüme koridorun sonundaki uzun boylu figür ilişti. Simon olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Korkuyla Niall'ın koluna yapıştım. Benim panik halimi görünce baktığım yere baktı. Simon pis gülüşünü yüzüne takmış, bize doğru ilerliyordu. Kemerinin önü kapalı değildi, üniformasının düğmeleri açılmıştı. Bu haliyle bile bana 'işine verdiği önemi' ve verdiğim kararın doğruluğunu hatırlatıyordu.
Niall cebindeki USByi bana verip istediğim zaman gidebileceğimi söyledi. Başımı sallasam da Simon'ın bize diyeceklerini merak ettiğim için orada kalmayı seçmiştim.
Dibimize kadar gelip sigaradan sararmış dişlerini gösterecek kadar güldü. Sonra Louis'ye dönüp "Sizinle bir şey konuşabilir miyim? Özel." dedi.
LOUIS' POV.
Karşımdaki gevşek adamı ezmek istermiş gibi bakan Harry'e aldırmadan adamı takip ettim. Birkaç oda ileride kendi odası olduğunu anladığım yere geldiğimizde kapıyı açıp içeriyi işaret etti. Gösterdiği koltuklardan birine oturdum. Karşıma oturup deri kemerini tek seferde çıkardı. Çok gerilmiştim ve bunun sonunun nereye gideceğini anlamış sayılırdım.
"Harry'de ne bulduğunu anlamıyorum." Ayağa kalkıp yanıma geldi. Kulağıma doğru eğildiğinde dizimi kaldırıp kasıklarına tekme attım. Karnına sarılıp yere düştüğünde hemen kapıya koştum. Yaşlılıktan olacak, kapatmayı unutmuştu. Hemen açıp kafamı dışarıya çıkardım. Ayaklanmış, tişörtümden beni içeri çekmeye çalışıyordu.
"Harry! Yardım et!" Var gücümle bağırdım. Gözyaşlarım yanaklarımı yıkamaya başlamıştı. Ağzımdan çıkan hıçkırıklara engel olamıyordum. Arkamdaki yaratık beni içeri çekecek kadar güçlü değildi ki odaya doğru koşan gözü kararmış üç kişi beni kurtarmaya yetişmişti. Kapıyı hışımla açıp odanın farklı yerlerine dağıldılar. Harry yerdeki Simon'ın yüzüne arka arkaya yumruklar atarken Liam kapıyı kilitliyordu. Ben bir köşede dizlerimi karnıma çekmiş otururken Niall bilgisayarın başına geçmiş kameraları hacklemeye uğraşıyordu.
Bir süre sonra olduğum yerden kalkıp Harry'nin yanına gittim. Durmadan bağırarak altına aldığı adamı yumrukluyordu.
"Harry, dur! Öldüreceksin."
"Bu orospu çocuğu seni taciz etmeye kalktı Louis. Ölmeyi hak ediyor."
Gemma'nın evleneceğini öğrendikten beri içinde bitmek bilmeyen bir sinir vardı ama bu siniri böyle çıkarmasını istememiştim tabii ki.
Simon'ın yüzü tanınmayacak hale gelinceye kadar yüzünü yumrukladı. Liam omuzlarından tutarak Harry'i geri çekince sonunda nefeslenerek Niall'a döndü. Niall iki elinin baş parmaklarını kaldırarak kayıtları sildiğini belli edince Harry botunun ucunu yerde kanlar içinde yatan adamın boğazına dayadı. Daha ölmediği hızlanan nefeslerinden anlaşılsa da Harry çenesini arkaya doğru ittirince birden hareketsiz kalmasından boynunun kırıldığını da anlamıştım.
"Hak etti puşt." Saçlarını arkaya savurarak her yeri kan olmuş ceketini çıkardı. İstemsizce ağlıyordum. Evinde kaldığım adam az önce gözümün önünde birini öldürmüştü. Titreyen ellerimle kapıyı açıp dışarıya "Bebe!" diye bağırdım. Yere çöküp yaşlı gözlerle Harry'e baktım. Az önce karakolun amirini öldürmemiş gibi bana bakıyordu.
"Ağlama. Ben asla haksız yere adam öldürmem. Piç çok bile yaşamıştı." Liam ve Niall'a beni savunmalarını isteyerek baksam da ikisi de adamı kenara çekmeye uğraşıyorlardı. Bebe kapıyı açıp hızla içeri girince şok olmuş bir ifadeyle elindeki dosyaları kandan kıpkırmızı olmuş yere düşürdü. Kağıtlar ışık hızıyla ıslanırken o Simon'ın yanına çöküp nabzını kontrol etti.
"Ölmemiş! Çok zayıf ama nabzı var çocuklar." Buna sevinip sevinmediği yüz ifadesinden anlaşılmasa da boş yere iş çıksın istemediği belliydi. Harry sinirle ona döndü.
"Ne demek ölmemiş?" Simon'ın yanına gidip botunun topuğuyla yüzünü ezdi. "Bir daha bak." Bebe terlemiş elinin iki parmağını amirin durmadan kan akan boğazına bastırıp bize döndü.
"Öldü."
Hepimiz birbirimizle bakışırken buğulanmış gözlerime rağmen en net gördüğüm görüntü, Harry'nin yüzünde yavaş yavaş büyüyen piç sırıtışıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You & I
FanfictionCW: madde kullanımı, içki, cinsellik, argo, kan, taciz girişimi, smut... w/ @larrylovebot28 "Oops." "Hi!" Sherlock uyarlaması olan bu kurguda Larry (Johnlock) ve Ziam var. LOUIS' & LIAM'S POV. 28 Bölüm + Prologue, Epilogue ¬ Sherlock'u Harry oyn...