Saat sabah 09.00 idi. Seher güne hem mutlu hem mutsuz bir şekilde uyanmıştı. Mutluydu çünkü babası ile yaşıyordu, mutsuzdu çünkü 5 yıldır ablasını hiç görmemişti. Ablası Kırımlı konağına gelin gittiğinden beri babası kızı Kevser ile tüm ilişkisini kesmişti. Onun hakkında konuşmak istemiyor, adını duymaya tahammül edemiyordu.
Seher kalktı günlük rutin işlerini halletti ve mutfağa çıktı çoktan kahvaltı hazırdı. Sofrada her şey vardı.Seher babasını sofraya çağırdı ve babası da gelince bana kız karşılıklı olarak oturup yemeklerini yemeye başladı. Seher dalgındı, ablasını düşünüyordu. Babası onun dalgın
olduğunu görmüştü ve sordu;- Hayırdır yavrum neyin var?
- Ee şeyy, ben ablamı düşünüyordum. Keşke o da bizim yanımızda olsaydı....
- Ssusss ben sana onun adını bu evde anmayacaksın demedim mi? Bir daha onun adını ağzına alırsan kalbini çok fena kırarım bilmiş ol!
-Ama baba 5 yıldır görmüyoruz birbirimizi, ben onu çok özledim sen özlemedin mi?Ve babasının gözünden 2 damla yaş düşer, sonra sofradan kalkar,
- Bir daha onun hakkında konuşma!Sonra odasına çıkar...
Seher de oturduğu yerde ağlar.Sonra hazırlanır ve dışarı çıkar. Biraz dolaşır ve telefonu çalar.
- Alo kimsiniz?
- Seher Kerimoğlu siz misiniz?
- Evet benim, siz kimsiniz nerden tanıyorsunuz beni?
- Seher hanım ben ********* Hastanesi'nden bir doktorum. Ablaniz Kevser Kırımlı konağın merdivenlerinden ağır bir şekilde düşerek ciddi şekilde yaralanmış ve kan kaybetmiş hemen hastaneye gelmelisiniz.
- Neee? Siz ne dediğinizin farkında mısınız? Hemen geliyorum.
Ve ağlayarak bir taksiye el işareti yapar ve taksiye binerek hastaneye gider. Sonunda hastaneye gelir. Hızlıca içeri girer ve ablasının adını verir yoğun bakımda olduğunu söylerler. Yukarı çıkar ameliyathanenin önüne gelir. O sırada doktor dışarı çıkar Seher Kırımlı burda mı diye sorar. Seher hemen evet burdayım diyerek doktorun yanına gelir.
- Kevser Hanım sizi görmek istiyor Seher hanım buyurun benimle gelin.
- Tamam doktor.Ve yoğun bakıma gelirler. Kevser Sehere özlemle bakar Seher ona sarılır ve Kevser konuşmaya başlar;
- Şimdi söyleyeceklerimi güzelce dinle kardeşim. Sakın sözümü kesme. Benim bu dünyada vaktim doldu . Öhö öhö Yusuf'um biricik yavrum sana emanet. Ona iyi bak. Benim yokluğumu hissettirme ona. O konakta bırakma yavrumu....
Ve Kevser öksürdükten sonra kelime-i şehadet getirerek hayata veda eder. Seher bir çığlık atar:
- Ablaaaa, ablacımmm beni bırakma ablacım....
Doktor onu sakinleştirici iğne ile sakinleştirmeyi başarır. Sonra Seheri diğer doktorların yardımı ile dışarı çıkarırlar. Ve bir sandalyeye oturturlar. O sırada hastaneye Yaman Kırımlı, Ziya Kırımlı, İkbal Kırımlı, Nedim ve Cenger de gelir . Yaman Seheri görür baygın bir halde çok güzel olduğunu düşünür ve aşık olur. Sonra doktora sorar;
- Doktor bey bu hanım kim?
- Yengeniz Kevser Kırımlının kız kardeşi Seher Kerimoğlu efendim.
- Anladım, teşekkürler. Yengem nerede? Öldü mü?
- Maalesef efendim, tüm müdahalelere rağmen kurtaramadık.
İkbalin gözleri kocaman olmuştur çünkü Kevseri merdivenlerden o itmiş sonra da kaçmıştır, eşi Ziya Bey de bunu görmüş büyük bir şaşkınlık ile izlemiştir. İkbal de onun bu olayı gördüğünü fark etmiş ve ona kimseye birşey söylememesi için yalvarmış zar zor ikna etmiştir. Sonra ise İkbal Ziyanın asıl ilaçlarını değiştirip yerine kafa dengesini bozan ilaçları koyup Ziyanın delirmesini sağlamıştır. Ziya hastanede kendi kendine söyle soylenmekteydi;
- O ö-öldüü K-kevser öldü!!
- Tamam Ziyacım sakin ol.
Ve Seher sonunda uyanır, şaşkınlık ile etrafına bakar.
- Neredeyim ben?
- Hastanedesiniz Seher hanım.Ve Seher tekrar ağlamaya başlar. Yaman neden olduğunu bilmeksizin kalbinde bir sızı hisseder. Ve içinden" acaba onu bir daha görebilecek miyim" diye düşünür.
Ve Seher e döner,
- İstersen bize gel hem yeğenini görürsün hemde dinlenmiş olursun.Seher kısa süre konuşamaz, Çünkü Yamanın heybeti onu etkilemiştir ve dili tutulmuştur. Sonunda cvp verir:
- Ee şeyy sizi rahatsız etmeseydim...
- Yok yok ne rahatsızlığı.
- Pekâlâ ozaman...
Ve arabaya binerler. Konağa giderler. Herkes Seher e hoşgeldin der. Yaman Neslihana Yusufun odasına yakın olan bir odayı ayarlaması için gönderir, bi süre sonra Neslihan odanın hazır olduğunu söyler. Ve Seher orada bulunanlardan müsaade isteyerek odasına çekilir.
Odasına gelir ve kapıyı kapatır. Duş alır ve üstünü giyer. Ve birden aklına Yaman gelir. O sırada içeri Yaman gelir.- Eee şeyy ben bi ihtiyacın var mı diye bakmaya geldim de, rahatsız etmedim umarım.
- Teşekkürler bir ihtiyacım yok.
- Tamam, ben gideyim. Bir şey olursa haber ver lütfen.
- Tamam tekrar teşekkürler.
- Rica ederim.
Ve Yaman odadan çıkar Seher ise kalbinde bir kıpırdanma hisseder. İçinden,
- Yok canım ne aşık olması. Ben kim Yaman kim, diye söylenir.
Ve en yakın dostu olan Kirazın kendini araması ile irkilir, telefonu açar;
- Alo Seher iyi misin, geç açtın telefonu?
- İyiyim Kiraz, sen nasılsın?
- Bende iyiyim de, senin sesin halsiz geliyor. Neyin var anlat hemen.
- Kiraz ben......
- Evet sen?
- Ben galiba aşık oldum!
- Gerçekten mi? Kime aşık oldun bakayım sen?
- YAMAN KIRIMLIYA, YANİ YEĞENİMİN AMCASINA!
- Sen ciddi misin?
- Evet...
- Hmm anladım. Neyse benim şuanlık gitmem lazım bir gelişime olursa ara beni.
- Tamam, görüşürüz canım...
Ve konuşma burada biter....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR EMANETLE BAŞLAYAN AŞK...
AléatoireBu kitapta Kanal 7 nin Emanet dizisinin SehYam aşkını senaryosunu değiştirerek yazmaya çalışacağım. Bir yanlışım olursa kusura bakmayın ltfn. Umarım beğenirsiniz, şimdiden keyifli okumalar❤️😊...