beş

2.6K 291 127
                                    

ANAAAAM

Resmen 3.1Klık bölüm oldu ya. Bolcana yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınız.

(bu bölümde biraz detaylı cinsellik bulunmakta ben smut okumaktan hoşlaşmam diyorsanız geldiğinizde atlayabilirsiniz)

Alfa, ne yapacağını bilmiyordu. Nasıl duruluyordu? Durabilecek miydi? Nasıl kaldıracaktı omegayı kucağından? Kaldırmasına gerçekten gerek var mıydı? Hemen oracıkta, mağaranın açık ağzından soğuk hava içeriye süzülüp alev alev yanan ateşin etrafına yaydığı sıcaklığı keserken Park Jimin'i üzerindeki her şeyden kurtarıp orada saatlerce alamaz mıydı? Dokunduğunda ona bir çiçeğin en güzel taç yaprağını okşuyormuş hissi veren yanağını hemen üzerindeki tahtalara bastırıp iki yanından elleriyle uzansa sarabileceği kadar ince olan belini sıkı sıkıya tutarak kalçalarını kendine çekebilir, ellerinin teninde bırakacağı izleri umursamadan kendini ona çarparak omegayı doldurabilirdi.

Kendinde omegayı kucağından kaldıracak, elinden tutup biraz içeriye, soğuğun ve mağaraya gelenlerin bakışlarından korunacak bir noktaya götürecek enerjiyi bulamıyordu. Omeganın kokusu alfanın katlanabileceği, karşı koyabileceğinin çok daha ötesindeydi. Sanki onu tenine mühürlemiş, en güçlü tılsımlarla kendisine bağlamıştı. Nasıl bir efsunu vardı kokusunun ve omega ne yapmıştı da alfayı daha kilometrelerce uzaktan kendine getirmeyi başarıp kilitlemişti? Bilemiyordu, dudaklarını boynundan, omeganın koku bezinden ayıramıyordu. Sanki dudakları o bezinin üzerindeyken alfa dilinde damağında omeganın tadını alabiliyordu.

Daha fazlasını tatmak istiyordu alfa o anda, omeganın kurduyla çok iyi anlaşan kurdu omeganın kanının tadına varmak istiyordu, dudaklarında onun dudaklarının, dilinde onun sıvısının tadını almak istiyordu. Alfa bedenini kontrol etmek için çabalıyor, omegayı kaldırmaya yeltendiğinde hemen çevirip altına almamak için iradesinden geriye ne kaldıysa ortaya seriyordu.

"Kalk." diyebildi ancak alfa, omega ona inini göstermeyi teklif ettikten sonra. Kendisi onu kucaklayıp bir çırpıda götürmeyi tercih ederdi ama omegayla temas bölgelerini değiştirmezlerse eğer geri dönerlerken giyecek bir şey bulamayacaklar, omega da yürüyebilecek gücü kendinde bulamayacaktı. Omegaya daha fazla dayanacak takati kalmamıştı. Ve eğer omega onun söylediği gibi kucağından kalkmazsa üzerinde ne varsa orada parçalayacaktı alfa, sonra o süt beyazı tenine kendinden irili ufaklı izler bırakacaktı. Gören herkes omeganın Yoongi'ye ait olduğunu anlayacaktı, omeganın kokusu da, o beyaz başı da, teni de alfanın olacaktı yalnızca. Omega yalnız onun kollarına böyle kıvrılacak ve ensesi yalnız alfaya açılacaktı böyle.

Yalnız geçirdiği kızgınlık döneminin acısını çıkarmak istercesine şaha kalkmıştı kurdu Yoongi'nin, ağzından köpükler saçarak hırlıyordu neredeyse ve alfanın canı yanıyordu artık. En ilkel arzuları meydana çıkmıştı, oysa Jimin'in henüz kurduyla ortak paydada buluştukları yanını göstermek istemiyordu. Kızgınlık vakti geldiğinde omega belki kaldırabilirdi ama şimdi, normal bir zamandayken alfanın onu böyle hırpalaması narin bedenine zor gelebilirdi. Yine de kurdunu zapt etmek her zamankinden daha zordu Yoongi için, tırnakları, ayaklarının altındaki toprağı eşeliyor, sıkılı dişlerinin arasından hırlıyor, genişleyen burun deliklerinden hızlı hızlı soluk alıyordu kurdu. O omegayı istiyorum, diyordu, hemen şimdi istiyorum. Tek bir an bile bekleme. Ve sanki Yoongi ona kabullendiğini gösteren ufacık bir harekette bulunsa kara kurdu omeganın beyaz kurdunun üzerine atlayacaktı.

Omega, neyseki onu ikiletmeden ayaklanmış, küçük ellerini alfanın büyük ellerine sarıp peşi sıra onu inene doğru çekiştirmeye başlamıştı. Beyaz yün çoraplarının içindeki ayakları alfanın ona bakabildiği tek yeriydi ine dönene kadar. Vücudunda nereye bakarsa baksın omeganın, ister o sıkı kalçalarına, ister o dolgun dudaklarına, o dar omuzlarına, pürüzsüz boynuna, incecik beline, ufacık ellerine veya kaslı bacaklarına, kurdu sanki bedenini yırtıp da dışarıya atlayacakmış, omegayı oracıkta altına alacakmış gibi hissettiğinden bir tek ayaklarına bakabilmişti. Bunun da sebebi ayaklarının avuç içlerine sığabilecek kadar küçük olmasından olsa gerekti, içindeki yangınlara bir çakmak ateş daha atmak yerine şefkat göstermek için hazır olan yanına soluk olup duruyordu.

yin&yang | yoonmin ☯Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin