Selamlar, nasılsınız? Nasıl gidiyor?
Bölümü okuduğunuz tarihi ve saati alabilir miyim?
Umarım keyifle okursunuz efendim. Bolca yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınız. D-Day için booooooolca stream yapınız. Öptüm çoook.
Reun, alfasının sırtına geçirdiği tırnaklarının ardında bırakacağı izleri tıpkı Namjoon gibi hiç mi hiç umursamıyordu. Tenine saplanan tırnakları kürek kemiklerini çiziyor, omurgası boyunca inen gümişi iziyle birleşiyordu. Namjoon'un beline sardığı bacaklarıyla onu kendine daha çok çekmeye çalışıyor, alfasının büyük cüssesinin altında sıkışıp kalmasına rağmen onu daha çok ezmesini istiyordu.
Namjoon'un alnına dökülen beyaz saçları tıpkı Reun'unkiler gibi alnında parlayan terleri yüzünden ıslanmış, destek almak için yüzünün iki yanından üzerinde yattıkları şilteye bastırdığı dirsekleri yüzünden kalın pazuları şişmişti. Kalın dudaklarının arasındaki dudakları tıpkı omegasının içi gibi talan ediyor, üzerindeki her gidiş gelişinde boğazından yükselen hırıltılara engel olamıyordu.
Yoongi ve Jimin'in çıkmasının ardından pek de vakit geçmeden büyük bir açlıkla gözlerini araladığında omegasını boynuna iyice sokulmuş, bir kolunu beline dolamış, bir bacağını bacaklarının arasına alarak ona yaslamış bulmuştu. Uykusunda belli belirsiz sızlandığını, bedeninin alev alev yandığını duyumsayabiliyor, kokusundan onun halinin de kendisinden pek bir farkı olmadığını anlayabiliyordu. Parmaklarını çenesine kondurarak yüzünü boyun girintisinden çıkarmış, ardından da dudaklarına ilkin yumuşak, daha sonrasında da bir türlü kendini durdurmadığı öpücükler bırakarak uyandırmıştı. Kardeşi ve kara alfanın olmayışını fırsat bilerek omegasını gittikçe artan tutkusuyla ve bozkurdunun telayışıyla beraber öpmeye başlamıştı.
Bir başka çift ile beraber yaşarken kızgınlıklarını konforlu geçiremeyeceklerini bildiklerinden kıyafetlerinden kurtularak birbirlerine dolanmaları pek vakit almamıştı bu yüzden. Namjoon onların hemen dönmeyeceğinden emin olduktan sonra omegasının üzerindeki kalın kıyafetleri hızlıca çıkarmış, dudaklarını tüm teninin tadını almak istercesine vücudunda gezdirmeye başlamıştı. O vakitten beri de defalarca kez gelmelerine rağmen Yoongi ve Jimin gelmeden önce olabildiğince birbirlerine dolanmaya çalışmışlardı. Acı içinde kıvranan kurtları onların her birleşmesinde biraz nefes almış, kızgınlığın o yakıcı etkisini hafifletmişti.
O gün sayısını bilmediği defadır omegasıyla beraber olduktan sonra onu kollarının arasın çekip saçlarının üzerine ufak öpücükler bırakırken duymuştu gelen uluma sesini. Yakında değildi fakat Namjoon kolaylıkla duyabiliyordu sesi üstelik bu ses bu kez yabancı da değildi onun için. Yoongi'ydi.
Namjoon, istemeyerek de olsa yüzü göğsüne yaslanmış dinlenen omegasını kucağından kaldırırken ses bir kez daha tekrarlanmıştı. "Yoongi," diye mırıldandı ilk Namjoon, ardından boğazını temizledikten sonra bir kez daha tekrar etti. "Yoongi sesleniyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yin&yang | yoonmin ☯
FanfictionKokusuyla kolaylıkla alfaları kızgınlığa sokabilen güzeller güzeli omega Jimin mıntıkalarına yaralı getirilen ve kokusunu sevdiği alfayı ziyaret etmek istiyordu. Fakat mıntıkadaki herkes onu hali hazırda durumu hassas olan alfa Yoongi'den uzak tutma...