Şu an arkadaşlarınızla ve kuzenlerinizle tatile gitmek için arabanın içindeyseniz ve sıcaktan, sıkıntıdan patlamak üzereyseniz siz de bendensiniz demek. O zaman benim eğlenceli, komik ve romantizim dolu hikâyemi okumaya varmısınız? Çünkü bu bir yaz...
Yeni bölüm ile geldim umarım yeni bölümü beğenirsiniz. Hepinize iyi okumalar. 🤍 Oy vermeyi unutmayın ☀️❤️❤️
Medyada bölüm sonu ile ilgili fotoğraf var.😉
3. BÖLÜM
Güne neşeli ve mutlu bir şekilde çok erken bir saatte uyanarak başlamıştım. Bu yüzden kimseye haber vermeden otelden çıkıp etrafı dolaşmıştım. Sonra kendime bir bisiklet kiralayıp yarım saattir etrafı geziyordum.
Etrafa neşeyle bakıp bisikletimi sürerken yanıma siyah bir jeep gelip benimle aynı hızda ilerlemeye başladı. Bunu farketmem ile sinirlenip pedala asılıp daha hızlı sürmeye başladım ama o da benimle beraber hızlanıyordu. Sabah sabah kim eceline susamışsa beni delirtiyordu. Sinirlenip bisikleti durdurdum ve aynı şekilde jeep de benimle beraber durdu. Bir süre sonra camı açıldı ve içinden Kuzey gerizekalısı bana sırıtarak bakıyordu.
Derin nefes alıp Kuzey'e bakıp bağırdım. "Galiba insanlarla uğraşmaktan zevk alıyorsun." "İnsanlarla değil seninle uğraşmaktan zevk alıyorum." Sinirlerim tepeme çıkarken daha çok bağırdım. "Hay ben senin aldığın o zevkin..." "Hop hop küçük kızlar küfür etmez." "Bu küçük kız birazdan senin dilini koparacak."
Kafamdaki yeşil kaskı çıkarmak için uğraşırken Kuzey kahkaha atıp eline telefonunu aldı. "Gülümse küçük kız." Gözlerimi kapatıp sinirden güldüm ve tam o anda fotoğrafımı çekti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ben ne olduğunu anlamadan Kuzey bana göz kırpıp "Bu fotoğraf hep bende kalacak küçük kız." deyip gaza basıp gitti.
Olduğum yerde öylece kalakalırken birkaç dakika sonra telefonumun çalmasıyla kendime geldim ve telefonu açıp konuştum. "Efendim." "Neredesin kuzi? Sabah uyanıp seni yatakta göremeyince merak ettim. Restoranda indim ama orada da yoksun." "Dışarıda bisiklet sürüyorum Nil." "Anladım kuzi ben de...
Ardından büyük bir hışırtı sesi geldi. Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp Nil'e seslendim. "Nil ne oldu?" "Kusura bakma." Arkadan erkek sesi gelirken kıkırdadım. Bir süre sonra Nil çığlık attı. "Kuzi az önce taş gibi bir çocuğa çarptım. Ya çok tatlıydı." Nil neşe ile konuşurken ben de kıkırdadım. "Belli oluyor kuzi. Sesin heyecanlı geliyor." "Oha." "Ne oldu?" "Ee bu o çocuk." "Kız ne oluyor?" "Kuzi senin şu geçen gün çarptığını çocuk varya." "Hatırlatırım ben ona çarpmadım o bana çarptı." "Her neyse işte az önce çarpıştığım yakışıklı çocuk onun yanına gitti ve şimdi de konuşuyorlar." "Hadi canım." "Vallahi öyle. Ayy Okyanus çabuk buraya gelmen gerek kuzi."
Orada olan olayları istemsizce merak ederken bisikletimi hızla sürmeye başladım. "Kapa Nil geliyorum." Nil telefonu kapatınca daha hızlı sürüp birkaç dakika sonra otele geldim. Direkt restorana girip Nil'i aradım. Kolumdan çekilmem ile korkup küçük bir çığlık attım. "Benim kuzi." "Korkuttun beni." Kolumdan çekip köşedeki masaya oturttu. "Kızım ne bu acelen?" Nil başı aşı ile karşımızdaki masayı gösterdi. "Şunlara bak." Nil'in gösterdiği yere baktığımda Kuzey ve yanında sarışın renkli gözlü bir erkek ve yine renkli gözlü bir kız oturuyordu.
