- Hadi Herm geç kalacaksın!
- Tamamm, az kaldı.
- Taramakla neden uğraşıyorsun ki? Gel buraya.
Kızıl cadı bir büyü mırıldandı ve kızın kabarık saçları bir anda dalgalı ve özellikle de kabarık olmayan bir şekil aldı.
- Ahh Ginny teşekkür ederim. Beni büyük bir sorundan kurtardın.
- Önemli değil ama artık gitsen iyi olacak çünkü buluşma saatinize 10 dakika var!
- GERÇEKTEN Mİ?!
Dedi ve koşarak kapıdan çıktı. Telaşdan arkadaşına veda etmeyi bile unutmuştu.~
Kız kapının şifresini bildiği için Malfoy'u beklemek yerine içeri girmeyi tercih etti ama bilmediği şey Malfoy'un da onu almak için dışarıya çıkıyor olmasıydı. Kapı açılır açılmaz burun buruna geldiler ve Hermione korkuyla büyük bir çığlık attı. Devam edecekti ki Draco çevik bir hareketle belini kavrayıp eliyle de ağzını kapattı ve onu susturdu. Şuan aralarında santimler vardı. Bu ikisinin de kalplerinin ritmini bozmaya yetiyordu. Yaklaşık on saniye süren bakışmadan sonra kendine ilk gelen Hermione oldu. Ve çekilmek istediğini belirtmek için hafifçe öksürdü daha doğrusu öksürmeye çalıştı. Çünkü Malfoy sıkı olmasa da hâlâ ağzını kapatıyordu. Draco kızın çekilmek istediğini anlayınca hemen onu serbest bıraktı ve kendisi de birkaç adım geriledi. Bu sefer sessizliği bozan Draco oldu.
- Gidelim mi?
- Gidelim. Geç kalacağız..
Zindanları yarısına kadar sessiz dolaştılar. En sonunda Hermione cesaretini toplayıp konuşmaya başladı.
- Ee Malfoy nasılsın?
Draco yüzüne yansıtmasa da şaşırmıştı doğrusu. Az önceki yakınlaşmadan sonra kızın bu kadar normal bir şekilde nasıl olduğunu sorması, değişikti. Ya da ona öyle gelmişti. Bilemiyordu.
- İyi.. sen Granger?
- İyi bende. Neler yapıyorsun boş zamanlarında?
- Öncelikle sorguda mıyım? Ona göre cevap vereceğim çünkü.
Kız hafifçe ama sesli bir şekilde güldü.
- Hayır sorguda değilsin. Sadece merak ettim.- Tamam o zaman merakını giderelim. Dışarıdan ruhsuz ya da ne bileyim çok çalışkan ve o tarz şeyler işte. Öyle görünmesem de kitap okumayı çok severim. Hatta Hogwarts Bir Tarih favori kitabım.
- GERÇEKTEN Mİ? Onu sadece benim okuduğumu sanıyordum!
- Evet GERÇEKTEN.
Bunun üzerine karşılıklı ufak birer kahkaha attılar. Kahkahaları yavaşça gülümsemye döndü. Aynı zamanda birbirlerine bakıyorlardı. Hermione utandığını hissetti ve gülümsemesini silmeden başını öne eğdi.
- Devam etmemi ister misin? Yoksa senin için yeterli mi?
- Ah! Kusura bakma, daldım bir an. Lütfen devam et. Yani istiyorsan.
- İstiyorum hem böyle konuşmadan dolaşınca sıkılıyordum.
Şöyle devam edeyim. Koleksiyon yapıyorum mesela. Dur sormadan söyleyim. Yüzük koleksiyonu. Farklı şeylerle uğraşmak hoşuma gidiyor. Kitap okumak ne kadar farklı bir eylem tartışılır senin açından ama. Benim için öyle olmuyor. Yani genelde sevilen bir tip değilim, bilirsin işte. E sevilmeyince de hakkında pek olumlu şeyler düşünülmüyor. Buna kitap okumakta dahil.- Hey bu çok saçma. Herkes kitap okuyabilir. Nasıl davrandığı ya da kim olduğu önemli değil. Bu herkesin ihtiyacı olan bir şey aslında.
- Bende aynı fikirdeyim ama çoğu kişi seni sevmeyince senin de iyi şeyler yani kendin için de olsa böyle şeyler yapmanı absürt buluyor. Dalga geçiyor ve sen gereksiz yere sinirleniyorsun falan işte. Beni çok konuştuk sen anlat biraz kendini.
- Hayır şuan konumuz sen ve insanların sana karşı olan iğrenç tavırları değiştirmeye çalışma.
- Hayır Granger. Uzatma, ben senin sorularını cevapladım sıra sende.
- Neden bunu yapıyorsun?
- Neyi?
- Kendini neden önemsemiyorsun. Yani demek istediğim konu senin acılarına gelince değiştirmeye çalışman. Böyle yaparak onları aşamazsın.
- Konuyu değiştirmeye falan çalışmıyorum. Çok saçma yerlere getirdin.
Hâlâ yürüyorlardı. Hermione bir anda durdu böylece Draco da durmak zorunda kaldı. Hermione yavaşça Draco'ya yaklştı. Elini tam kalbinin üstüne koydu ve konuşmaya öyle devam etti.
- Ben buradaki acıları görebiliyorum Draco..
İlk kez ona ismiyle hitap etmişti. Bu Draco'nun anlık bir kalp krizi yaşamasına sebep olsa da aldırış etmedi ve elini kızın elinin üstüne koydu.
- Görmeni istemiyorum Granger!
Dedi ve kızın elini sert bir şekilde itti.- Lütfen sana yardım etmeme izin ver.
- Bana acımana ihtiyacım yok!
- Sana acımıyorum, beni anlamıyorsun. Sadece yanında olmak istedim.
- Sen kimsin Granger? Benim neyim olarak yanımda olacaksın? Arkadaşım? Sevgilim? Dur düşünme ben buldum. Düşmanım. Sen benim düşmanımsın Granger! Yanımda olamazsın.
- Düşmanın olmak istemiyorum..
- Ama öylesin ve öyle de kalacak! Anladın mı?!
- Anladım..
- Bir daha sakın benimle konuşayım deme. Dumbledore'la konuşup eşimi değiştireceğim. Seni bir daha görmek istediğimi sanmıyorum. Şimdi odana git ben dolaşırım kalan yerleri.
- Kalabilirim.
- Gerek yok!
- Tamam. Sen dolaş. İstediğin gibi olsun ama unutma ne zaman istersen buradayım. Seni her zaman dinlerim. Ve yargılamam.
- Öyle bir zaman olmayacak.
~
- Dediğim gibi Ginny onun çok canı yanmış. Ve o acıya kimseyi yaklaştırmıyor. Çünkü tekrar acımasından korkuyor.
- Bu seni yıldırmadı değil mi Hermione?
- Hayır aksine, onu iyileştirmek için elimden ne gelirse yapacağım. Yaralarının artık sarılması gerekiyor Ginny. O bunu haketmiyor. Kimse haketmiyor..
Bölüm sonu. Yeni bölüm her an gelebilir. Tarih veremiyorum. ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefret~Dramione
FanfictionHerkes kahvaltı için salonda toplanmıştır. Her şey olması gerektiği gibidir. Hayır. Bir çift göz hariç. O gözler bakmaması gereken birine bakıyordur. Ama bilindiği üzere nefretle. Saniyelik bir bakışla gözler birbirine değer fakat hemen ayrılır. Her...