Birileri- Aşık Olmamam Gere
10. Hata, 1. Kitap;
"EMİN MİSİN?"
Kuaförler benim düşmanımdır.
Bunun 2 büyük nedeni var ve ilki; ergenliğe girdiğim ilk yıllarda saklı. İlk defa kuaföre gidip fazlasıyla yakındığım kaşlarımı aldırmak adına annemle yola koyulmuştuk. Kaşımın ortası çıkmış sınıfta birkaç kişinin dalga konusu olmuştum. Bunun sonucunda da Güven benimle dalga geçen herkesle kavga etmiş en sonunda da suçsuzken suçlu konumuna gelmişti. O zamanlar her ne kadar yapılan bu dalgalara alınmasam da kaşlarımın arasında ki sarı tüyler bir zaman sonra sinirimi bozmaya başlamıştı. Kuaför salonuna annemle girdiğim ilk anı asla unutamam. Kaşlarımı alacak kadının ağzında korkunç bir ciklet vardı ve alıcı gözle dükkana girer girmez beni süzmüştü. Yayvan yayvan ağda mı? diye sorduğunu hatırlıyorum. Nedensizce o zamanlar ağzında ki sakızla ağdayı özdeşleştirmiş o kadından deli gibi korkmuştum. Annem durumu açıkladığında beni büyük bir koltuğa oturtmuştu. Ona nasıl bir kaş istediğimi söylediğimde beni susturmuş ve sen kendini bana bırak demişti. Tam şu an biri bana geçmişe dönme şansın var Mevsim dese bu ana dönerdim. Kendimi cikletli o kadının eline bırakmamak için her şeyi yapardım... İnanın bunları söyleme nedenim kadının kaşlarımı tüküre tüküre alması değildi. -şimdi bir düşündüm de onun payı da vardır.- Kuaförlere düşman olmamın nedeni aynaya baktığımda Adile Naşite benzememdi.
2. nedene gelecek olursam o zamanlarda lisenin ortalarındaydım. Fantastik romanlara ilgi sarmış ve deli gibi vampir kurguları okuyordum. O zamanlarda şu herkesin bildiği Alacakaranlık adlı romanın filmi çıkmasın mı? Ve bende başrol kızın -sanırım adı Bella'ydı- saçlarına vurulmayayım mı? Hele o perçemi yok muydu o perçemi... Bazı zamanlar saçlarımı çengelli tokayla tutturup o şekli vermeye uğraşır, vampirlerle beyzbol oynamaya gider gibi düşünerek havalı havalı evden çıkardım. Bileğim de de tabii müthiş bir fanteziyle kırmızı kalemle çizili iki vampir dişi ısırığı... Zor zamanlar atlattım, ancak bunları yaşayan tek kişi ben değildim. Okulda bir ara 3 kızın 2 sinde Bella'ya benzer bir kesim vardı. Ben de çengelli tokalarla şekil verdiğim saç imajının Bella yerine kapıcının küçük oğluna benzediğimi fark eder etmez ilk evde saçıma o kesimi vermeye çabalamıştım. Tabii daha önce kaş tecrübemin sonucu kuaförden tırsıyordum. Elbette yapamadım, saçımı etrafta gezemeyecek bir hale getirip annemle yine kuaförün yolunu tutmak zorunda kaldım. Bu sefer gittiğimiz yerde bir kadın değil bir adam vardı. Yine de adamın kendini bana bırak demesinden korktuğum için dedemden bana kalan kapaklı telefonumdan Bella'nın fotoğrafını bir poster yardımıyla çekmiş ve adama gösterip bundan istiyorum demiştim. Adamın öz güvenle gülümsediğini hatırlıyorum. Ağzında garip bir ciklet çiğnemediğinden midir bilinmez büyük bir güvenle oturmuş ve kesimin bitmesini başlamıştım. Adamın saçımı nasıl bu hale getirdiğim hakkında yüzlerce azar işitsem de kesimin heyecanından ayaklarım durmadan sallanıp durmuştu. Ta ki adamın "TA DAAA!" diyerek aynaya beni döndürmesiyle. Çünkü artık Bella'ya değil, kapıcının küçük çocuğuna bile değil, Jasper'a benziyordum. Adam suçunu saçlarımın sarı oluşuna atmıştı ve bana kırıklarını alacağım dediğinde onu onaylamamla bağdaştırmıştı. Güven'in günlerce alay konusu olduğumu hatırlıyorum... Sınıfta o hariç kimse benimle dalga geçemiyordu çünkü Güven kısa boylu olmasına rağmen baya tombul bir çocuktu ve kavga etmeye oldukça yatkındı. Lisenin sonuna girdiğimiz yaz tatili deli gibi uzayıp fit bir görünüme ulaşmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI ÖLDÜRME SANATI
HumorAŞKI ÖLDÜRME SANATI "Böyle olmamalıydı. Bir çok şeyin bambaşka olmasını istediğim yanım ardımda kalmış, kendime düşman olmuşum gibi. Hep derdin ya bana sen kendini tanımıyorsun diye. " "Senin sayende bir gece vakti elimde sigara seni bekleyen kendi...