III. Yaz ve IV. Yaz

653 92 142
                                    

❝Na Jaemin'in dudakları çileğe benzerdi❞

2016 yılında Jaemin'in büyük değişimleri apaçık bir biçimde başlamıştı. Buna yalnızca değişim denemez belki, bu aynı zamanda büyümekti. Hepimiz büyüyorduk. Lise ikinci sınıfa geçmek üzereydik, her birimiz bambaşka şeylerin peşindeydik muhtemelen. Fakat gözle görülür en büyük farklılıklar Jaemin'e aitti ve üstelik öznemiz Jaemin olduğundan size onunla ilgili her şeyi uzun uzadıya anlatmak istiyorum.

Park Jihoon'un intiharından sonraki o zaman diliminde, birden daha fazla okumaya, daha fazla konuşmaya ve edebiyatla başka bir gözle ilgilenmeye başlamıştı. En çok ilgisini çeken konu, intihar eden şairler ve yazarlardı. Sürekli onların biyografilerini, şiirlerini ve romanlarını okuyor, hayatları hakkında ilginç bulduğu şeyleri defterlerinin kıyısına not alıyordu. Sırada, yanımda otururken, tarih kitabının kenarına Nerval hakkında yazdığı şeyleri okuyordum göz ucuyla. Bir keresinde, öğle arası Renjun'u beklediğimiz sırada, ağacın gölgesi altında Sylvia Plath'ten söz etmişti uzun uzun. Sylvia, Ted Hughes ve Assia Wevill arasında geçen trajik hikâyeyi heyecanla anlatıyorken, ben onun kalkan kaşlarına, gözlerindeki heyecan ışıklarına, rüzgârda dalgalanan saçlarına bakıyordum dikkatle. Benim bakışlarımı fark edince susmuş, "Öyle bakma." demişti. "İntihara hâlâ meyilli değilim. Sadece bütün bunlar çok ilginç geliyor."

Ona ilginç gelen bütün bunları en çok benimle paylaşırdı. Bir şeyler anlatmayı o kadar çok seviyordu ve bunu yaparken öylesine heyecanlanıyordu ki, o zamanlar içimde doğan ona sarılma isteğim büyüdükçe büyüyordu. Jaemin'in hiç kapanmayan çenesinden nefret eden ben, onun konuşmasını zevkle dinler hâle gelmiştim fakat henüz bunu kendime itiraf edemeyecek kadar korkaktım. Zaten ben hep korkak olmuşumdur, Jaemin de böyle düşünüyordur muhtemelen.

Sonra tarzını, kıyafetlerini değiştirmeye başladı. Her zaman renkli giyinmeyi seven biri olmuştu ama artık o eski, baskılı tişörtlerini ve tek renk kapüşonlu ceketlerini bir köşeye atmıştı. Dizleri yırtık kot pantolonlar, renkli şortlar, rengarenk desenli tişörtler, rozetli, tokalı, zincirli ceketler giyiyor; beline örgü veya deri, renkli kemerler, bileğine bir sürü ipli bileklikler takıyordu. Sarmaşık'ta onu gören herkes dönüp bir daha bakardı. Çünkü burada Jaemin gibi görünen tek kişi vardı, o da zaten Deli Umji'ydi. Onun hakkında "Torununu da kendine benzetti." diyorlardı. Jaemin ise her zaman büyükannesine benzemekten gurur duyduğunu söylerdi.

Değişimleri hayatının, varlığının her yanından yükseliyordu âdeta. Duvarları beyaza boyalı, gösterişsiz, çocuksu odasını yenilemeye karar verdi. Çizgi film baskılı yatak örtülerini lila rengi, daha sevimli görünen nevresimlerle değiştirdi, eski ahşap kitaplığını maviye boyadı, duvarına, yatağının başına turuncu led ışıklar, sevdiği film posterleri, hoşlandığı kitaplardan alıntılar (alıntıları özenle renkli kalemlerle büyüklü küçüklü kağıtlara yazmıştı) ve bizimle çekildiği fotoğrafları asmıştı. Bir gün okuldan sonra hep birlikte evine gittiğimizde, duvara, led ışıkların hemen üzerine geniş ebatlarda bir LGBT bayrağı astığını gördük. Hemen yanında da beyaz bir kartonun üzerine kırmızı boyayla yazılmış bir söz vardı: "Biliyor musun, oradaki erkekler çok güzeldi!" (Daha sonraları bunun bana Onur Yürüyüşleri'nin başlamasını sağlayan Stonewall gösterilerinde söylenen ikonik bir söz olduğunu anlatmıştı.)

Ona dair her şey inanılmaz bir karakter ve biçim kazanmaya başlamıştı geçen yıllar boyunca. Kendine özgüydü, olabildiğince Jaemin'di ve bulunduğu her yere renk katıyor, düşüncelerini çekinmeden söylüyor ve gey propagandalarını yapmaktan asla geri duymuyordu.

Bize söylemesinden hemen sonra annesine ve büyükannesine de söylemişti eşcinsel olduğunu ve Eunha Teyze "Ben zaten çoktan anlamıştım." demişti kocaman gülerek (Jaemin böyle söyledi.). Deli Umji ise hemen torununa gökkuşağının bütün renklerini barındıran bir atkı örmüş, ona hediye ederken Jaemin'e her zaman yanında olduklarına, bunun asla insanların göstermeye çalıştığı gibi utanılacak veya yanlış bir şey olmadığına, olduğu kişiden gurur duyması gerektiğine dair uzun ve destekleyici bir süper büyükanne konuşması yapmıştı. Birkaç ay sonra Jaemin babasına da söylemeye karar vermişti ve ardından ona telefon ederek eşcinsel olduğunu söylemiş ve babası aynen şöyle demiş: "Aa, süper."

aşk çileği, nomin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin