Junkyu ile olan son görüşmemizin üzerinden 1 kaç hafta kadar geçmişti sanırım, üzgünüm günlerin bile farkında değilim bu sıralar. Hayatımın en yorucu ve kötü dönemlerini geçirdiğimi dahi söyleyebilirim.
Şu son günlerde acımasızca öldürülmüş minik bir bebeğin ölümüne şahit oldum. Öyle korkunç geliyor ki bana bazen yaşananları, daha doğrusu yaşadıklarımı aklım almıyor ve 'neden ben?' diye sorgulamadan edemiyorum.
En yorucu olanı da bu oluyor işte. 'neden ben?' diye sorduğum zaman hiç bir cevabımın olmaması.
En son da Junkyu'yu hastanede görmüştüm. Hyunsuk'a destek olmaya gittiğimde o da oradaydı. Yine de her zaman yaptığımız gibi hiç konuşmadık. Hatta beni ciddi manada görmezden geldi bile diyebilirim.
Şimdi ise Yoshi'nin zorla, ağlaya ağlaya getirdiği bir partideydim ve bilin bakalım tam karşımda kim vardı?
Evet, doğru cevap. Junkyu.
Saatlerdir burda olduğumuz için içki kokusu yüzünden kusacak duruma gelmiştim neredeyse. Geldiğimizden beri sadece bir bardak gazoz içmiş, şimdi de elime tutuşturulan meyve suyu gibimsi şeyle oynuyordum. Sıkılmıştım çünkü Yoshi sürekli başkalarıyla ilgileniyordu ve beni buraya kadar sürüklemesinin hiçbir anlamı kalmamıştı.
Elimdeki bardağı bırakıp Yoshi'ye haber verdikten sonra lavaboya doğru yürümeye başladım. O sırada Junkyu'nun beni fark ettiği çok aşikardı. Aldırmadan lavaboya girdim.
Birbirleri ile bütünleşmeye çalışan insanları da atlattıktan sonra sonunda ellerimi ve yüzümü yıkayabilmiştim. Hemen sonrasında ise Yoshi'ye gözükmemeye çalışarak bardan dışarı çıktım. Şu an onun ne yaptığı inanın hiç umurumda değildi. Sadece kendimi bu işkenceden söküp atmak istedim.
Ben dans eden insanların arasından zar zor çıkmaya çalışırken yine Junkyu'ya yakalanmış ayrıca da rahatsız edici bakışlarına maruz kalmıştım. Halbuki yanındaki kızla oldukça eğleniyormuş gibiydi.
Dışarı çıktığımda biraz sendelediğim için ilk boş bulduğum banka kendimi atıverdim. Başım müzik ve insan gürültüsü yüzünden o kadar çok ağrıyordu ki bir an önce eve gitmek istiyordum. Bulunduğumuz yer evime çok uzak olduğu için yüksek ihtimal taksiye binmek zorunda kalacaktım ve bu saatte çalışan bir taksi bulmak, hele de bilmediğim bir yerde benim için oldukça zordu.
Bir süre bankta oturduktan sonra tam kalkmak üzereydim ki bardan çıkan iki kişi takıldı gözüme. Junkyu ve şu geldiğimizden beri yanında olan kız.
Junkyu beni fark ettiği gibi bana doğru yürümeye başladı. Kız da hemen peşinden geliyordu tabii ki.
Tam karşımda durup gülümsedi. Çok içmiş ve harap olmuş gibi bir hali vardı.
"Selam." Dedi, çatlayan sesiyle.
"Selam." Diyerek karşılık verdim ben de.
"Nasılsın?"
Benim daha cevap vermemi beklemeden yanındaki kızın omzuna kolunu attı.
"Bak."
Dedi gülümseyerek. O kadar yapmacıktı ki.
"Yeni sevgilim. Nasıl, çok güzel değil mi?"
Kıza doğru bakıp gülümsedi. Aynı küçükken bana gülümsediğinde ona aşık olduğum gibi.
"Güzel." Diyebildim sadece.
Başka ne diyebilirdim ki? O beni değil de o kızı seviyorsa ne yapabilirdim?
Kız nazikçe eğilip Junkyu'nun koluna girdi ve özür dileyerek götürdü onu.
Ne kadar nazik biri diye düşünmeden edemedim.
Neyse, en azından güvende olacağı biriyleydi, öyle değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sensedim | MashiKyu
Teen FictionDünyada her şeyin bir sonu vardır... İkisi de bu sözü çok iyi biliyorlardı ama sonu gelen şeyin aşkları olduğunun farkına varamadılar. (Querencia'daki MashiKyu için yazılmış bir kitaptır.) 20.08.21 - 04.03.22 ... 1 #mashikyu [210821] 1 #yedam [16092...