11. Bölüm - Arkadaşk

694 10 10
                                    


 Yağmur gördüğü adam ile hem sinirlenmiş hem de tatlı bir telaşa kapılmıştı. Hemen girişteki aynadan saçlarını ve üstünü başını düzeltti. Üzerinde iddialı sayılacak cinsten bir gecelik vardı. Değiştirmeyi düşündü ama kapıdaki adam o sürede tüm mahalleyi uyandırırdı. Yağmur kapının önüne gelip bir hışımla kapıyı açtı ve direkt konuşmaya başladı "ne var Akgün ne var ne oldu da bu saatte kapıma geliyorsun?" dedi sinirli bir şekilde. Karşısındaki adam hiçbir şey demeden sarılmak ve yığılmak arası bir şekil ile karşısındaki kadına kenetlendi "dayanamamışım Yağmur, kendimi ikna etmeye sabretmeye çalışmışım ama en ufak bir bocalamada dağıtmışım." Dedi ellerini karşısındaki kadının saçlarında gezdirirken. Yağmur'un göğsünden ittirmesi ile ayrılmıştı. Davet falan beklemeden içeriye doğru yürüyüp koltuğa oturdu. Yağmur kinayeli bir ses tonuyla "içeriye geçseydin" dedi arkasından. Kendisi de içeriye geçip Akgün'ün karşısına oturdu ve konuşmaya başladı "Akgün ben anlamıyorum cidden anlamıyorum geliyorsun yardım edeceğim diyorsun istememe rağmen ısrar ediyorsun diye kabul ediyorum, yaptığına bak. Daha kaç kere beni hayal kırıklığına uğratacaksın Akgün. Farkında mısın bilmiyorum ama yakalanabilirdim. Canımın da değeri yokmuş ya." Dedi. Yağmur konuşurken Akgün dolu gözler ile Yağmur'u izliyordu. Alkol ve uyuşturucunun etkisi dağılmaya başlamış, düşüşe geçmişti. " Yağmur ne desen haklısın. Aptal kafam ne diye gaza geliyorsun aptal kafam aptal." Bunları derken kafasına sert bir biçimde vuruyordu. " dayanamadım işte. Gecenin başından belliydi dayanamayacağım. Senin o adamı öpmeni sindiremedim, hazmedemedim. Kana da madde girince toparlayamamışım. Kime vurduğumu bile bilmiyorum. Ben o adam sandım, öldürmek istedim Yağmur. Sana dokunduğu için öldürmek istedim ama en çok neyi hazmedemedim biliyor musun senin o adama bakıp gülmeni. Kendime kızdım, kadere kızdım, Selçuk Taşkına kızdım ama en çok kendime. Seni yalnız bıraktım Yağmur, çok yalnız bıraktım. Zamanı geri alabilsem her şey çok farklı olurdu sana yemin ederim. Ellerini bir an için bırakmazdım sana yemin ederim." Dedi. Yağmurun önüne eğilmiş ve ellerini ellerinin içine almıştı. Yağmur bir hışımla ayağa kalktı ağlayarak ve bağırarak konuşmaya başladı " Bıraktın ama Akgün, bıraktın. Zaten geceyi mahvettikten sonra bu saate evime gelip söylediklerin neyi değiştirecek. Kafasını karıştırırım diye mi düşünüyorsun. Bana gardını elbet indirir diye mi peşimden ayrılmıyorsun. Bu gece neden seni seçmediğimin kanıtı Akgün. Bak sana hayatım tehlikede diyorum arkasına da neden bu kadar önemli olduğunu anlatan sebepler sıralıyorum. Neymiş efendim Akgün bey kıskanmış nişanlımı bak altını çiziyorum nişanlımı, o yüzden kuş uçmaması gereken partide her şeyi hiçe sayarak olay çıkarıyor. Emin ol eğer Burak bana söz verseydi sonuna kadar tutardı. O yüzden yok Burak'ı öpmüşüm yok gülmüşüm senin bunları kıskanmaya hakkın yok." Dedi. Yağmur'un söyledikleri Akgün'ü delirtmişti. Akgün'de ayağa kalkmış ve bağırarak konuşmaya başlamıştı " Sus Yağmur sus ne olur söyleme, canım zaten çok yanıyor. Hep kendi tarafından bak ama sen hep. Hapisten çıktım bak hapisten, 5 yıl güneşi görmemişim bir kere ya bir kere Akgün iyi misin demedin. Olanlar sanki benim keyfimden olmuş gibi konuşuyorsun geçip karşıma. Abimi öldürdüm ben, annemi öldürdüğünü söyleyen abimi öldürdüm. Aynı gün babam ailem dediğim insanlara pusu kuruyor, arabanın içinde nefes alma sebebim olan kadın da var. Benim gibi o da annesini kaybediyor. Tüm bu yaşananların sonunda eğer canıma kıymadıysam içeride kurduğum hayaller sayesinde ama bir çıkıyorsun hayallerini başka biri yaşıyor. Özür dilerim Yağmur, ben senden başka hayal kurmamışım. Nasıl delirmeyeyim şimdi?" dedi. Gözlerinden birkaç damla yaş akmıştı. Yağmur artık dizlerinin üstüne çökmüş hüngür hüngür ağlıyordu. Akgün de Yağmur'un yanına dizlerinin dibine çökmüş karşısındaki kadını sarmak isteyerek göğsüne doğru çekmişti. Akgün'ün çekmesi ile Yağmur'un ağlaması daha da şiddetlenmişti. Aşık olduğu adamın göğsünde bir kuş gibi çırpınarak ağlıyordu. Akgün göğsündeki kadının saçlarını okşarken konuştu " tek bir kötü gün delirmek için yetermiş." Dedi. Yağmur kafasını kaldırıp Akgün'ün gözlerine uzun uzun baktı. İkisi de dağılmış haldeydi. Yağmur Akgün'ün göğsünden destek alarak ayağa kalktı. Dolaptan bir şişe tekila çıkardı ve iki bardak alıp ortadaki sehpanın önüne çöktü. İki bardağı da doldurduktan sonra birini Akgün'ün önüne doğru itti. Akgün de önündeki bardağı eline almıştı aynı anda kafaya diktiler. Peş peşe 4-5 bardak bu şekil içmişlerdi. İkisi içinde çok yorucu bir gün olması sebebiyle bu içtikleri bardaklar onların mayışmasına neden olmuştu. Şaşırtıcı bir şekilde gülerek konuşuyorlardı birbirleriyle. Yağmur bir mekanda çıkardığı kavgayı anlatıyor Akgün ise kahkahalarla gülüyordu. Bir süre daha bu şekil hikayeler anlattıktan sonra birbirlerine yan yana oturuyorlardı. Akgün gerçekten dağılmış bir halde duruyordu. Yağmur karşısındaki adamın suratına uzun uzun bakıp adamın kafasını dizlerine yatırdı. Yavaş yavaş yüzünü sevmeye, saçlarını okşamaya başlamıştı. O sırada da bir şeyler anlatmaya devam ediyordu. Yağmur anlattıklarına tepki gelmeyince adamın yüzüne baktı. Bir kedi gibi Yağmur'un dizlerinde uyuyordu. Yağmur hatırı sayılır bir süre adamın yüzünü izlemişti ve sonrasında kendine kızıp ayağa fırlamıştı. Dizinde yatan adam kadının bu ani hamlesiyle doğrulmuştu. Yağmur'un yönlendirmesi ile koltuğa yatmıştı. Yağmur Akgün'ün üstünü örtüp odasına çıkmıştı. Evde Akgün'ün olduğunu bilerek uyumak bile çok farklı bir histi. Daha güvenli, daha huzurlu, daha mutlu.

SilsileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin