oy ver yorum!! 💖
🧚🏻♀️
"Chaeyoung! Hadi, kahvaltıya gel!"
Jimin, masaya göz gezdirdi. Çok özen göstermişti. Umarım Chaeyoung beğenir diye geçirdi içinden.
Chaeyoung, mutfağa geldiğinde masaya baktı. Jimin'e baktı gülümserken. "Bunların hepsini sen mi hazırladın?"
Jimin, kafasını salladı Chaeyoung'un gülümsemesine karşılık verirken. "Evet, beğendin mi?"
Chaeyoung kafasını salladı. "Evet, bayıldım ama benim için bu kadar uğraşmana gerek yoktu. Gerçekten."
Jimin, Chaeyoung'un yanına geldi. "Hey, tabii ki de uğraşacağım. Sen benim ev arkadaşımsın. Sana çok iyi bakmalıyım. Hadi otur bakalım." deyip Chaeyoung'un sandalyesini çekti.
Chaeyoung gülerek Jimin'in kendisi için çektiği sandalyeye oturdu.
Jimin de Chaeyoung'un yanına oturduğunda, hızla Chaeyoung'un tabağını doldurmaya başladı. "Bunların hepsi bitecek, tamam mı?"
Chaeyoung kafasını salladı. "Tamam, Jimin. Yiyeceğim hepsini." diyerek güldü.
Jimin de gülmesine karşılık gülerek tabağı, Chaeyoung'un önüne koydu. Kendi tabağına bir şeyler aldı.
Sohbet ede ede kahvaltılarını yapmaya başladılar.
🧚🏻♀️
"Chaeyoung, güzelim! Neredesin?"
Jimin, elindeki telefon ile etrafına bakınmaya başladı. Jisoo'dan mesaj gelmişti. Chaeyoung ve kendisini, Namjoon'un ailesine ait olan bara davet ediyordu. Namjoon'ların barı oldukça güvenliydi. Herhangi bir sorun çıkmazdı.
"Buradayım, Jimin! Kusura bakma, duymamışım." deyip merdivenlerden indi.
Jimin, gülümsedi. "Sorun değil, Chae. Sen ses vermeyince endişelendim, sadece."
Chaeyoung, kafasını salladı ve gülümsedi. Jimin, çok düşünceli biriydi. Durmadan kendisini kontrol ediyordu. Sahilde olanlardan sonra Jimin, Chaeyoung'un üzerine fazla düşüyordu.
"Sen ne diyecektin?" diye sordu, merakla.
Jimin, Chaeyoung'un yüzünü incelerken gelen ses ile kafasını iki yana salladı. "Ha, ben mi? Şey ya, Jisoo mesaj attı az önce. Seni ve beni, Namjoon'ların barına davet ediyor. İstersen gidebiliriz, istersen de gitmeyiz. Kararı sana bırakıyorum."
Chaeyoung, 'anladım' dercesine kafasını salladı. "Anladım. Benim için sorun yok, gidebiliriz. Hem, senin arkadaşlarınla da tanışmış olurum. Onlara bir teşekkür borcum var." deyip gülümsedi.
Jimin, Chaeyoung konuşmasını bitirdiğinde gülümsedi. "Tamam o zaman. Sen de istiyorsan eğer gideriz. Akşam 8'de gideceğiz."
Chaeyoung, kafasını salladı. "Tamam, daha var 8'e. O süreçte bir şey yapabiliriz. Ben sıkıldım biraz da."
Jimin, telefonunu masaya bıraktı ve Chaeyoung'un yanına geldi. "Ne yapalım istersin?"
Chaeyoung biraz düşündü ve aklına gelen şey ile gülümsedi. "Buldum!" dedi heyecan ile. "Seni çizebilir miyim?"
Jimin, duydukları karşısında şaşkınca baktı. "Sen resim de mi çizebiliyorsun?"
Chaeyoung, kafasını salladı. "Evet, çocukluktan beri ilgim var resime. Eğer sen de istersen, resmini çizebilirim."
Jimin, kafasını salladı gülümseyerek. "Tabii ki de. Sen istersin de yapmaz mıyım? İste yeter ki ama nerede çizeceksin?"
Chaeyoung gözleri ile bahçeyi gösterdi. "Bahçeye ne dersin?"
Jimin, bahçeye baktı gülerek. "Olur, çok iyi olur."
Chaeyoung, heyecan ile ellerini çırptı. "Tamam o zaman. Sen bahçeye geç, ben malzemeleri getireceğim." Koşarak merdivenlere yöneldi. "Bekle beni yakışıklı, geliyorum!"
Jimin güldü ve arkasından bağırdı. "Bekliyorum, prenses!"
🧚🏻♀️
"Çok güzel oldu! Baksana, Jimin!"
Jimin, Chaeyoung'un çizdiği resime baktı. Gerçekten de çok iyi olmuştu. "Hey! Sen bu işlerde çok iyisin, Chae! Ya da her şeyde mi iyisin demeliyim?"
Chaeyoung, utangaç bir şekilde gülümsedi ve yüzünü kapattı. "Utanıyorum, demesene öyle şeyler ya!"
Jimin kahkaha attı. "Hey! Ellerini çek, tamam demiyorum."
Chaeyoung ellerini indirdi ve etrafına bakındı. Gözüne kestirdiği bahçe hortumu ile sinsice sırıttı. Şimdi yaktım seni, Jimin diye geçirdi içinden. Hızla hortumun yanına koştu ve eline aldı. Suyu bir çırpıda açtığında, Jimin'e baktı.
Jimin, Chaeyoung'a baktığında güldü. "Yo yo, hayır! Sakın o hortumu üstüme tutma, Chae! Hem resim ıslanacak bak!"
Chaeyoung, resimi kenara kaldırdı ve hortumu eline aldı. "Kork benden, Park Jimin! Seni sırılsıklam yapacağım."
Chaeyoung, hortumu Jimin'in üstüne tuttuğunda Jimin hızla kaçmaya çalıştı. Chaeyoung, kahkaha atarken bir yandan da Jimin'i ıslatmaya çalışıyordu. "Kaçma, gel buraya!"
Jimin, sudan kaçmaya çalışırken Chaeyoung onu ıslatmaya devam ediyordu. Jimin, kenarda duran diğer hortumu aldığında Chaeyoung, Jimin'e baktı. "O hortumu benim üzerime tutmayacaksın, değil mi?"
Jimin sırıttı. "Evet, güzelim. Tam da onu yapacağım!" deyip hortumu üzerine tuttu.
Chaeyoung da ıslanırken etraf hep su olmuştu. İkisi de sırılsıklam olmuştu ama yine de devam ediyorlardı.
Chaeyoung, Jimin'e doğru koşarken ayağı takıldı ve Jimin'in üstüne düştü. Yanlışlıkla dudakları birbirine değdiğinde Chaeyoung gözlerini kocaman bir şekilde açtı. Aynı durum Jimin için de geçerliydi.
Her yerleri sırılsıklam olmuşken, bahçe suyla dolmuşken, Chaeyoung Jimin'in üstünde duruyordu. Gözleri birbirlerinden ayrılmazken, Chaeyoung kalp atış seslerini duymaya başlamıştı.
🧚🏻♀️
selam! 🙋🏻♀️
bu bölüm hoşuma gitti. jimin'in, chae'ye bu kadar düşünceli davranması çok hoşuma gidiyor. 🥺
inşallah diğer bölümü geciktirmeden atabilirim.
neyse, sizi seviyorum. kendinize iyi bakın. 🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
treat u better
Fanfiction"sana onun davrandığından daha iyi davranabilirim. her kadın gibi sen de bir centilmen hak ediyorsun." jimin & chaeyoung.