❝ one ❞

4.4K 101 70
                                    

❛ Profilimde bulunan Psychiatrist isimli kitabıma göz atarsanız çok sevinirim. ❜

"Sevgilim."

Önümdeki bilgisayarın touch pad'ini çalışma dosyamın üzerinde oynatıp duruyordum.

"Bebeğim?"

"Efendim sevgilim, efendim Thomas." Kaşlarını gerginlikle çattı.

"Sen, sadece sinirliyken bana Thomas dersin."

"Sinirli değilim sadece, sadece çok stresli ve gerginim. Bu sunum benim için çok önemli sevgilim biliyorsun." Yanımdaki koltukta dikkatlice beni dinliyordu.

"Haftalardır bu sunuma hazırlanıyorsun. Eminim bütün kelimeler hafızanda tur atıyordur şuan." Sağ elimi kavrayıp öperken, aynı zamanda kemikli elleriyle, açıkta kalan bacağımı okşuyordu.

"Biliyorsun galaya sadece 3 saat gibi kısa bir zaman kaldı ve ben seninle vakit geçirmek istiyorum." Sonuna kadar haklıydı. O benim için onlarca kameramanı alt edip. menajerini hiçe sayarak yanıma gelmişti.

"Haklısın bebeğim, fakat elimde değil."

"Benimle bu kadar ilgilenseydin eğer, şuan ikizlere hamile olabilirdin." Gerginliğimi en az seviyeye indirmeye çalışıyordu.

"Tom, dalga geçme." Sandalyemi yakınına ittirip, pembe dudakları üzerine narin bir öpücük kondurdum.

"Sen, istediğini kolaylıkla elde eden bir kadınsın Alison. Mesela beni." Ben geri çekilirken Tom bana nazaran daha sert öpüşüyle, beni sandalyeme yapıştırmıştı.

"Bebeğim, lütfen çalışmam gerek." Alelade bir dolma kalemle yaptığım topuzumdan dışarı sarkan saç tutamlarımı dudaklarımızı ayırmadan kulak arkama sıkıştırıyordu.

Elimdeki kalemle birlikte, kucağımda tuttuğum kağıt yığınını bir hışımla masanın üzerine koyup, bilgisayarımın kapağını kapattı.

"Biraz sakinleşmeye ihtiyacın var sevgilim. Belki birer kadeh şarap içebilir, yanında çikolata yiyebiliriz. Ya da daha iyisini yapar, sevişiriz." Dudakları şehvetle kıvrılırken, yeni noktası olan boynuma doğru ilerliyordu. Birbirimize ait olduğumuzun göstergesi olan morluklardan yaratacaktı.

Kuru temizlemeden yeni aldığı kahverengi takımı, takımıyla uyumlu rugan ayakkabılarını buraya gelirken giymeyi değil, koltuğuma koymayı tercih etmişti. Yanımda ise çoğu zaman olduğu gibi sadece şortla dolaşıyordu.

"Bebeğim neden kıyafetlerini giymedin ki? Birde hazırlanmakla mı uğraşacaksın?" Ben gözlerimi etrafta gezdirirken, o boynumda ısırıklarına devam ediyordu.

"Ilık bir duş ve biraz jöle ile halledilebilir." Kafasını boynumdan kaldırıp, yüzlerimizin arasına milimler koydu.

"Sevişeceğimizi düşünmüştüm. Bu kıyafetlerimle olsaydım eğer rahatça hareket edemeyecektim ve yüzlerce iz ile başa çıkmam gerecekti. Sonuçta savaştan çıkmış gibi galaya gidemezdim değil mi? Dünyaca ünlü bir oyuncuyum ben. Özensiz gibi lakapların ismimi kirletmesini istemem." Sıcak havaya oranla klimadan gelen buz gibi serinlik vücutlarımızı çok az oranla terletiyordu. Terli ve kokuşmuş bir vücutla kim sevişmek ister.

"Rahatlaman gerekiyor güzelim."

Üzerimdeki ince askılı siyah bluzumu eteklerinden kavrayıp, yukarıda doğru çekiştirdiğinde memelerimi göz önüne sermişti. O işine bir usta edasıyla devam ederken şortundaki kabarıklık 10 metre öteden kendini belli ediyordu. İkimizde birbirimizin vücudunu ezbere biliyorduk. Fakat Tom bu konuda aşırı derecede iyiydi.

𝐎𝐧𝐞 𝐒𝐡𝐨𝐭𝐬 | 𝐓𝐨𝐦 𝐇𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞𝐬𝐭𝐨𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin