❝ two ❞

2.8K 76 37
                                    

❛ Profilimde bulunan Psychiatrist isimli kitabıma göz atarsanız çok sevinirim. ❜

"Tom, kıpraşmayı kes lütfen!" Koca salonda tek bir koltuk dahi boş değildi. Filme gelenlerin büyük bir kısmının sevgili olduğu ortamdan gelen öpüşme seslerinden anlaşılıyordu.

Christian ve Anastasia'nın sevişme sahnesini izlerken aynı zamanda, Tom'un elleri ve kolları hiç durmaksızın oynuyordu. Kafamı sol tarafıma çevirip ne ile uğraştığını sezmeye çalıştım.

"Tom, hayatım neler oluyor?" Elimdeki mısır kovasını bacaklarımın arasına sıkıştırıp, Tom'un koluna dokundum.

"H-hiç bebeğim bir şey olduğu yok." Yüzüme asla bakmıyordu.

"Tom, şuan bir şeyler oluyor ve ben neler döndüğüyle ilgili en ufak bir fikre sahip değilim." Başımı omzuna yaslayıp benimle iletişime geçmesini bekledim.

"Sevgilim, karnın mı ağrıyor?" Gözlerim vücudunda gezinirken ben buradayım diyen kabarmış penisine irislerim otomatikman odak kurmuştu.

"Aman tanrım! Tom." Sesim biraz yüksek çıkmış olmalıydı ki, ön sıramızda oturanlar kafalarını çevirip bana bakmıştı.

"Yüce tanrım! Benden başka bir kadına bakarken ereksiyon oluyorsun demek ha!" Sadece dalga geçiyordum. Çünkü bende şuan Tom gibiydim. İzlediğimiz sahnelerin etkisi hormonlarımıza yansımıştı.

"Tess, bebeğim hayır, sadece ben... bilmiyorum yani neden oldu." O açıklamasını yaparken, bende kendimi gülmekten alıkoyamadım.

"Benimle dalga geçiyorsun." Utancından kırmızılaşan yanaklarının üzerine yumuşak bir öpücük bıraktım.

Etrafımı bizi izleyen herhangi biri var mı diye kontrol ettikten sonra, herkesin kendi derdinde olduğu kanaatine vardım. Az önce bacaklarımın arasına sıkıştırdığım mısır kovasını ayaklarımın yanına bıraktım.

Sabah giydiğim siyah deri şortumun düğmesini çözüp fermuarını açtıktan sonra koltuğumda birazcık aşağı kayıp şortumun içerisinde rahat edecek alan yarattım kendime. Ben bunları yaparken, Tom ise sanki delirmişim gibi bana bakıyordu. Sağ elini kavradıktan sonra şortumun içerisine sokup hareket ettirmesini bekledim.

"Islanmışsın." Parmaklarını aniden külotumun içerisine ittirdiğinde, kendimi inlemekten alıkoyamadım.

Daha sabah beraber olmuştuk. Fakat anlaşılan o ki ikimize de yetmemişti.

Parmakları işlevini yerine getirirken, ayak ucumdaki mısır kovası devrilip içindeki mısırların çoğu yere serilmişti.

"Hay aksi." Ben kovayı kaldırmak için yere eğilmeye çalışırken, güçlü elleriyle beni olduğum yere yapıştırmıştı.

"Onu birazdan halledebiliriz." İngiliz olmasından dolayı dudaklarından dökülen her kelime beni daha çok baştan çıkarıyordu.

Dudaklarımı kulaklarına en yakın konuma getirdim.

"Cüzdanında kondom var mı?" Soruma karşın diliyle dudaklarını yaladı.

"İşimizi evde halledeceğimizi düşünmüştüm." Benden bir hareket beklediği aşikardı.

Elini şortumun içinden çekip parmaklarını ağızının içerisine alıp emdi. "Tadına bayılıyorum."

𝐎𝐧𝐞 𝐒𝐡𝐨𝐭𝐬 | 𝐓𝐨𝐦 𝐇𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞𝐬𝐭𝐨𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin