❝ four ❞

2.7K 65 86
                                    

❛ Profilimde bulunan Psychiatrist isimli kitabıma göz atarsanız çok sevinirim. ❜

Tom, Siyah Range Rover'ı camdan yapılma garajın içerisine park ederken, bende arka koltuğa attığım çantamı, topuklu ayakkabılarımı ve tüylü montumu aldım.

Unicef, iyi niyet elçilerine birer armağan ve ödül vermek için ünlü camiasında tanınan bütün; kadın, erkek herkesi düzenledikleri bu geceye davet etmişti.

Tom, tekrardan iyi niyet elçisi seçilirken, onunla gurur duymamak elde değildi. Çok naif bir kalbe sahipti. Diğer tanınmış kişilerin aksine asla egoist, kendini bilmiş, terbiyesiz biri değildi. En küçük olumsuzluk karşısında bütün yelkenleri suya indirir, günlerce ağlardı. O benim minik bebeğimdi.

Arabanın kapısını nazikçe kapatıp, çıplak ayaklarımla arka bahçemize yürüyordum.

"Bebeğim, nereye gidiyorsun?" Tom, aracı kilitlerken arkamdan seslendi.

"Biraz havuza ayaklarımı sokacağım sevgilim. Gelmek ister misin?" Dudaklarını zevkle oynattı.

"Bu geceyi taçlandırmamız gerek. Ben şampanya ve iki kadeh alıp geliyorum." Evimizin kilidini anahtarla çevirirken bağırdım.

"Dolapta çilek ve biraz kiraz olması gerekiyordu. Gelirken getirir misin lütfen."

"Oldu bil!" Ayaklarımın altı topuklu ayakkabının tabanından dolayı ağrıyordu. Ne vardı yani ortopedik bir stiletto üretselerdi.

Beyaz ışıklandırmaların aydınlattığı havuz kenarına vardığımda, yeni sulanmış çimenlerin üzerinden iki, renkli minder çekip, popomu rahat yastığın üzerine oturttum.

Arka giriş kapısını elindekiler dolayısıyla yavaşça sürükleyen Tom, rahatlamak için mutfakta çoktan kravatını çıkartmış ve gömleğinin birkaç düğmesini açmıştı.

Onun aksine ben hala vücudumu saran elbiseyle iki büklümdüm.

Kadehleri taşın üzerine dikkatlice bırakıp, favorim olan La Grande Dame'in siyah cam şişesini aşağı yukarı sallamaya başladı.

Refleks olarak birkaç milim geriye giderken, şişenin ağızından köpükler çıkmaya başlamıştı bile. Şişe kapağı ise, yeni temizlenmiş havuzumuzun derinliklerine iniyordu. Bu geceden bir iz bırakıyorduk.

Bardaklarımızı yarıya kadar şampanyayla doldururken, lezzetli meyveleri kucağıma almış, mideme indiriyordum. Tom'da ayakkabı ve çoraplarını çıkarmış benim gibi yalın ayaktı.

Bardaklarımızı birbirine tokuştururken, onun kusursuz yüzünü ezberliyordum.

"Seni tekrardan tebrik ederim sevgilim. Bu yardım kuruluşlarının senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum." En sevdiği olan, dudağının kenarına yumuşak bir dokunuş bıraktım.

"Bunu söylememden nefret ettiğini biliyorum ama, 'her başarılı erkeğin arkasında güçlü bir kadın vardır' Robert Kıyosaki" Hayır, başarısının tek sorumlusu oydu. Ben sadece ona destek veriyordum. Herkesin yaptığı gibi.

"Benim başarılarımın sebebi sensin." Kıvırcık saçlarımı yüzümün önünden çekip, kulağımın arkasına sıkıştırdı.

𝐎𝐧𝐞 𝐒𝐡𝐨𝐭𝐬 | 𝐓𝐨𝐦 𝐇𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞𝐬𝐭𝐨𝐧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin