"Üstüne tutunan yağmur damlalarını bile taşıyamadığını fark ettim. Omuzların zorlukla dik duruyor." Diye fısıldadı. İrkilişimin hemen ardından yutkundum. Az önce bunu söylemediğinden emindim. Yavaşça şemsiyesini bana uzattı. Gözlerim şemsiyeyi kavra...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Okuduğunuz tarihi alalım buraya. 🤎
Bölümün en aşağı kısmına da birkaç şey yazdım. Bölümü okumayı bitirdikten sonra orayı da okumanızı isterim.
Bölüm Şarkıları; Yıldız Tilbe, Delikanlım (Bu şarkıyı her dinlediğimde aklıma sadece Zafir geliyor. Bu şarkı bizim için Zafir'i temsil eden önemli şarkılardan biri olsun mu? Olsun olsun.)
İlyas Yalçıntaş, Lavinia (Bu şarkıda Lavinya'yı temsil eden önemli şarkılardan bir tanesi.)
Keyifli okumalar! 🤎
3. "KAYBOLMUŞ KÜÇÜK BİR KIZ ÇOCUĞU"
Boynumdaki kolyenin ağırlığını kalbimde hissedebiliyordum. Çok ağırdı. O kadar ağırdı ki kalbimin omuzlarının ağırısını içimde hissederdim. Kalbimin omuzlarını her şeye rağmen sıkıp destek olmak istiyordum ama ona ulaşamıyordum. Aramızdaki bağ açık renk saç telimden bile inceydi. O bağı gittikçe incelten bir kız çocuğu vardı. İkimizde birbirimizi istemiyorduk ama birbirimizden başka kimsemiz de yoktu.
Kendimle sınanıyordum.
Kafamın içindeki düşünceler her dakikada farklı yerlere savrulurken öylece akan sıcak suyun altında duruyordum. Vücudumdan kayıp giden su bedenime görünmez izlerini bırakıyordu. Sıcak suyun boynumdan hiç çıkarmadığım iki kolyemin üstünden tenime aktığını hissederken eğdiğim kafamı kaldırma tenezzülünde bulunmadım. Bir elim mermere yaslı duruyordu. Elimi oradan çeksem bacaklarım beni taşıyamayacak gibiydi.
Sıcak suyun altında olmama rağmen tüm bedenim tir tir titriyordu. İçimdeki depremin şiddetli sarsıntıları dışıma da vurmuştu. Avucumun içini yasladığım mermer şiddetli titreyişim yüzünden sürekli kayıyordu ve düşecek gibi oluyordum. Saçlarım ıslanmanın etkisiyle koyulaşmış, sıcaktan kırmızı olduğunu görmesem de bildiğim yanaklarıma yapışmışlardı.
