𝑲𝒂𝒓𝒔̧𝜾𝒍𝒂𝒔̧𝒎𝒂

904 70 113
                                    

Yağız

Koşarak Leya'nın yanına gittim. Sınıfta tekti ve ağlıyodu,

Yağız: Leya...

Gözleri beni bulduğunda yaşlarını sildi

Yağız: Noluyo iyi misin? Sınıfın devamı, Defne nerde?

Yanına giderken aynı zamanda konuşuyodum. En arkaya oturmuş cam karına sıkışmıştı

Yağız: Güzelim cevap versene

Saçlarını kulağının arkasında sıkıştırırken gözyaşlarını yine sildi

Leya: Ben büyük bir bataklığın içine düştüm Yağız

Başını eydi dudaklarını birbirine bastırdı. Bu onun gözyaşlarını dökmesine sebep olurken kafasını göğsüme dayadım

Yağız: Kim itti bitanem...

Hıçkırarak ağlarken ağzından çıkan sözler beni şaşırtmıştı

Leya: Yakında yanıma Denizi de çekicem

Ağlaması şiddetlenirken kapıdan izlendiğimizi anladım. Leya'yı uzun zaman sonra ağlarken görüyodum. Ağlaması normal ama olanlardan sonra kapısı kilitli sessizce gözyaşı döken bir kız şimdi bütün gözlerin üstünde olmasını kabullenmiş gibiydi. Durum herneyse gizli saklı bişey olduğu belliydi, kapıdan bizi dinleyen her kimse bunu duymasına izin veremezdim

Yağız: Eve gidelim canım hadi

Leyaya destek vererek kaldırmış çantasını omzuma takıp kapıya doğru ilerlemiştim. Ayak seslerini duymamla gerçekten dinlendiğimizi anlayıp sinirle soludum.

Leya: Neden durdun

Yağız: Boşver gel biz gidelim

Leyanın kolunu nazikçe tutup çıkartırken Tugay hoca bizi karşıladı

Tugay: Leya, Yağız nereye böyle çantalar ile?

Leyaya baktığımda sakin ol diyodu sessizce

Leya: Sahaya gidiyoduk hocam

Leyaya üzülmüş bir bakış attım ama o nedenini anlamadı. Andaç takımını görünce anlarsın be güzelim

Tugay: E hadi mayi ay ve andaç sahada vaveyla soyunma odasında seni bekliyolar

Derin bir oh çekmiş daha birbirlerini görmedikleri için sevinmiştim, acaba karşılaştıklarında ne olucaktı

Leya: Ben soyunma odasına geçiyorum o zaman

Yağız: T-Tamam

Tugay: Yağız gel biz geçelim

Tugay hoca hem voleybol hem de basketbol ile ilgileniyodu. O yüzden iki takımın da antrenörüydü.

Tugay hoca ile sahaya geçtiğimizde sahanın ne kadar büyük olduğunu yeniden hissetmiştim. Oyuncu koltuklarına gitmek için nerdeyse 50 adım atmamız gerek gibiydi, bir taraf basketbol bir taraf voleybol sahasıydı, bizimkilere korkarak yürürken Denizin yüzündeki sinir okunuyodu, noldu buna.

 ℒ'ℯ𝓈𝓅𝓇𝒾𝓉 𝒟ℯ ℐ'ℯ𝓈𝓁𝒶𝓋𝒾ℯ𝓇Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin