𝑪̧𝒂𝒈̆𝑻𝒖

671 44 149
                                    

Elimdeki anahtarı çantama fırlatırken çantamı da aynı zamanda yere fırlatmış kendimi yatağa bırakmıştım

Sevgili arkadaşım Ülkü beni evde yanlız bırakmışken biraz ses çıkarsam bir sıkıntı olabileceğini sanmam

Telefonumu alıp gerekli kişilere mesaj göndermenin ardından Ülkü ile konuşmuş üstümü değiştirip kendime kahve yapmıştım

Çağan: Selam!

Balkonun demirliklerinden gelen sesle beliren Çağan beni şaşırtmamış aksine meraklandırmıştı

Tuana: Hayırdır...

Gözlerimi kol saatimin üstünde saniyeler arasında tutup Çağana döndüm

"Yarım saat geç kaldın"

Çağan: Ahahah! Ciddi misin sen?! Hergün geliş saatimi aklında tutuyosun demek

Tuana: Tutmama gerek yok alıştım

Dalga geçercesine parmaklarını saçlarının arasından geçirip gülerken kahvemden bir yudum aldım ve oturduğum yerden kalktım

Mutfağa geçip soğuk kahveyi bardağa döktükten sonra balkona gittim ve yerime yayılmış Çağana elimdeki kahveyi verdim. Bilmişçesine konuşurken kahveyi içmeye başladı

Çağan: Valla sıcak sıcak iyi gelir şimdi bu soğukt-

Ve kahveyi yuttuğu anda gözlerini devirdi

Çağan: Öf Tuanaa. İnsan bir kere bile olsa ona yürüyen çocuğa sıcak kahve yapar

Dediği şeye gülerek yanına oturdum

Tuana: Önden rezerve yaptırsaydın bu kadar konuşup dil dökmene kalmadan sıcak kahveni içerdin Çağan bey

Gözlerini kısarak bana bakarken kahvemden bir yudum alıp masaya koydum ve arkamı yaslanıp gökyüzündeki yıldızları tek tek saymaya başladım

Yıllar önce o seni yukardan izliyo derlerdi, seni hiç bırakmadı gözleri hep üstünde... Abim gitmeden önce her akşam derdi seni yıldız sayıları kadar çok seviyorum diye, ama o gece havada hiç yıldız yoktu...

Hep derim acaba beni o gün hiç sevmediği için mi gitti diye, yıldızlar olmazsa bende olmam derdi hep acaba sözünü mü tuttu. Tabi ben bunları o yaşımda kendime inanç olarak biriktirirdim. Şimdi gerçek olmadığını bilsem de inanırım hep o sözlere

Çağan: Öpim mi

Tuana: Ha?

Çağan karşımda iki büklüm olmuş gülerken ben ne dediğini algılamaya çalışıyodum

Tuana: Türkçe dersi alman lazım!

Evet az önce çemkirdim

Çağan: Hey! O edebiyat bir kere!

Evet bu çocuk gerçekten de maldı

Tuana: Sana inanamıyorum Çağan yaa

Çağan: Eh tabi böyle yakışıklı, kaslı, dik, gözü pek, mert, asker edalı bir çocuğun varlığına inanmak zor

Egosuna göz devirirken ellerimi kollarıma koyup kendimi ısıtmak için harekete geçtim

 ℒ'ℯ𝓈𝓅𝓇𝒾𝓉 𝒟ℯ ℐ'ℯ𝓈𝓁𝒶𝓋𝒾ℯ𝓇Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin