Elimdeki anahtarı çantama fırlatırken çantamı da aynı zamanda yere fırlatmış kendimi yatağa bırakmıştım
Sevgili arkadaşım Ülkü beni evde yanlız bırakmışken biraz ses çıkarsam bir sıkıntı olabileceğini sanmam
Telefonumu alıp gerekli kişilere mesaj göndermenin ardından Ülkü ile konuşmuş üstümü değiştirip kendime kahve yapmıştım
Çağan: Selam!
Balkonun demirliklerinden gelen sesle beliren Çağan beni şaşırtmamış aksine meraklandırmıştı
Tuana: Hayırdır...
Gözlerimi kol saatimin üstünde saniyeler arasında tutup Çağana döndüm
"Yarım saat geç kaldın"
Çağan: Ahahah! Ciddi misin sen?! Hergün geliş saatimi aklında tutuyosun demek
Tuana: Tutmama gerek yok alıştım
Dalga geçercesine parmaklarını saçlarının arasından geçirip gülerken kahvemden bir yudum aldım ve oturduğum yerden kalktım
Mutfağa geçip soğuk kahveyi bardağa döktükten sonra balkona gittim ve yerime yayılmış Çağana elimdeki kahveyi verdim. Bilmişçesine konuşurken kahveyi içmeye başladı
Çağan: Valla sıcak sıcak iyi gelir şimdi bu soğukt-
Ve kahveyi yuttuğu anda gözlerini devirdi
Çağan: Öf Tuanaa. İnsan bir kere bile olsa ona yürüyen çocuğa sıcak kahve yapar
Dediği şeye gülerek yanına oturdum
Tuana: Önden rezerve yaptırsaydın bu kadar konuşup dil dökmene kalmadan sıcak kahveni içerdin Çağan bey
Gözlerini kısarak bana bakarken kahvemden bir yudum alıp masaya koydum ve arkamı yaslanıp gökyüzündeki yıldızları tek tek saymaya başladım
Yıllar önce o seni yukardan izliyo derlerdi, seni hiç bırakmadı gözleri hep üstünde... Abim gitmeden önce her akşam derdi seni yıldız sayıları kadar çok seviyorum diye, ama o gece havada hiç yıldız yoktu...
Hep derim acaba beni o gün hiç sevmediği için mi gitti diye, yıldızlar olmazsa bende olmam derdi hep acaba sözünü mü tuttu. Tabi ben bunları o yaşımda kendime inanç olarak biriktirirdim. Şimdi gerçek olmadığını bilsem de inanırım hep o sözlere
Çağan: Öpim mi
Tuana: Ha?
Çağan karşımda iki büklüm olmuş gülerken ben ne dediğini algılamaya çalışıyodum
Tuana: Türkçe dersi alman lazım!
Evet az önce çemkirdim
Çağan: Hey! O edebiyat bir kere!
Evet bu çocuk gerçekten de maldı
Tuana: Sana inanamıyorum Çağan yaa
Çağan: Eh tabi böyle yakışıklı, kaslı, dik, gözü pek, mert, asker edalı bir çocuğun varlığına inanmak zor
Egosuna göz devirirken ellerimi kollarıma koyup kendimi ısıtmak için harekete geçtim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ℒ'ℯ𝓈𝓅𝓇𝒾𝓉 𝒟ℯ ℐ'ℯ𝓈𝓁𝒶𝓋𝒾ℯ𝓇
Fanfiction~𝑩𝒂𝒏𝒂 𝒚𝒂𝒓𝒅𝜾𝒎 𝒆𝒅𝒆𝒓 𝒎𝒊𝒔𝒊𝒏? ~𝑵𝒆 𝒌𝒐𝒏𝒖𝒅𝒂? ~𝑺𝒂𝒏𝒂 𝒂𝒄̧𝜾𝒍𝒎𝒂 𝒌𝒐𝒏𝒖𝒔𝒖𝒏𝒅𝒂:') 𝐛𝐮̈𝐲𝐮̈𝐤 𝐲𝐚𝐫𝐚𝐥𝐚𝐫 𝐚𝐥𝐦𝛊𝐬̧𝐥𝐚𝐫𝐝𝛊 𝐤𝛊𝐳𝐥𝐚𝐫 ~𝑩𝒆𝒏 𝒔𝒆𝒏𝒊 𝒄̧𝜾𝒈̆𝒍𝜾𝒌𝒍𝒂𝒓𝜾𝒏𝒅𝒂 𝒕𝒂𝒏𝜾𝒅𝜾𝒎 ...