"Buyrun hocam!"
Rüya: Yağızcım Defne ve Özgüre haber verdiniz demi
Yağız: Defneye Esat haber vericekti Özgüre ulaşamadık
Rüya: Tamam canım Özgürün ailesine haber verirsiniz Yarın sabah 07.30 da görüşürüz
Yağız: Hoşçakalın hocam
Telefonu kapatırken Özgürü çaldırmaya başlayıp hoparlöre aldım ve sırt çantama eşyalarımı yerleştirmeye devam ettim
***
Defnenin yanından ayrıldıktan sonra eve geçtim ve Yağızdan sabah erken çıkacağımıza dair mesaj aldım. Çantamı hazırlama vakti geldi***
Sırf Tuananın zoruyla şimdi kendime çanta hazırlamış alarm kurmuş mutfakta kendime bişeyler yapıyodum. Yağız yukarda çanta hazırlıyoken Esat Defnenin yanından anca çıkmış eve geliyodu. Hazırladıklarımı masaya bırakıp Tuanayı aradım... Bir dakika nE?!***
Çağanın aramasını reddetmiş Ülküyü tekrar aramıştım ama telefonu kapalıydı. Hazırladığım çantamı kapıya koymuşken bilgisayarın başına geçip sevgili arkadaşım Özgürün yerini bulmak için birkaç program indirmeye başladım. Telefonu sabahtan beri kapalıydı ama sinyali hâlâ elimdeydi, bu güzel haberi ona vermek istersik ama beyefendi ortalıkta bile yok***
Esatı uğurladıktan sonra hızla odama çıkıp çanta hazırlamaya başladım. Rüya hocanın bahsettiği süpriz 4 günlük bir gemi turuymuş ve bir adaya gidicekmişiz
Büyük ihtimal kızlar da ordan geçicek ve tek dileğim 4 gün içinde biz gitmeden orda olurlar. Kendi çantamı hazırladıktan sonra Leyaya da birkaç kıyafet almalıyım galiba o kıyafetlerin içinde çürümemişse bu bir normallik değil mucize olmalıydı***
Rüya hocanın söylediği tur için hazırlanırken Leyanın da o adaya gelebileceği aklımdaydı. Sabahtan beri Özgüre ulaşmaya çalışyolardı ama önemli olan Ülkü veya Leyaydı. Özgürün gece bana haber vermesi ve şirketten bir araba almasıyla telefonunu toptan kapatması bir olmuştu. Konuştuklarını anlatıp kimseye söylelememi isteyince isteğini yerine getirmiştim. Bugün tam ders saatimizde telefonunu açıp bana Ülkünün iyi olduğuna dair mesaj yazıp telefonunu yine kapatmıştı. Olduğu adayı öğrenmek istiyodum ama yapmadım... Çünkü o sıra dersteydim:D***
Odanın önünde beklerken dizlerim titriyodu. Kim bilir ne kadar su yuttu, Ülküyü dinlemediğim gün ona sinirlenmiştim... Yada kıskanmıştım ama bu umrumda değil Akına güvenmiyodum ve arkadan onun sesini duyunca çıldırmıştım. Sabaha doğru telefonum çalınca dışarda olduğum için hızla açmıştım"Kimsin!
: Özgür benim Akın
: Ne istiyosun?
: Ülkü-
: NAPTIN LAN ÜLKÜYE!
: Bir sakin ol önce bak a-
: Akın uzatma ve söyle ne yaptın!
: (Anlatır)
: Allah belanı versin! Allah hepinizin belasını versin!
: Özgür bak
: Nerdesiniz hangi- Hangi adaya yakınsınız!
: Bilmiyoru-
: NE DEMEK BİLMİYORUM ÖĞREN!
: Tamam!- Tamam bak öğrenicem sakin ol tamam mı
: HEMEN!"Nereye yakın olduklarını söyleyince önce sahil güvenliğe haber vermiş ardından Denizle konuşup konuşup şirketlerinden bir araba almış ve yolun boşluğunu kullanıp son sürat adaya karayolundan ulaşmıştım.
Sahil güvenliğin büyük gemisiyle çıktığı tura katılmış Ülkü bulunduğunda direkt olarak gemiye getirilmişti. Gemiye çıkartmakta zorlanırlarken can kurtaranın kollarındaki Ülküyü kendi kollarıma almış büyük bir basamaktan tek hamlede çıkıp içeri sokmuş koltuğa yatırıp uyandırmaya çalışmıştım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ℒ'ℯ𝓈𝓅𝓇𝒾𝓉 𝒟ℯ ℐ'ℯ𝓈𝓁𝒶𝓋𝒾ℯ𝓇
Fanfiction~𝑩𝒂𝒏𝒂 𝒚𝒂𝒓𝒅𝜾𝒎 𝒆𝒅𝒆𝒓 𝒎𝒊𝒔𝒊𝒏? ~𝑵𝒆 𝒌𝒐𝒏𝒖𝒅𝒂? ~𝑺𝒂𝒏𝒂 𝒂𝒄̧𝜾𝒍𝒎𝒂 𝒌𝒐𝒏𝒖𝒔𝒖𝒏𝒅𝒂:') 𝐛𝐮̈𝐲𝐮̈𝐤 𝐲𝐚𝐫𝐚𝐥𝐚𝐫 𝐚𝐥𝐦𝛊𝐬̧𝐥𝐚𝐫𝐝𝛊 𝐤𝛊𝐳𝐥𝐚𝐫 ~𝑩𝒆𝒏 𝒔𝒆𝒏𝒊 𝒄̧𝜾𝒈̆𝒍𝜾𝒌𝒍𝒂𝒓𝜾𝒏𝒅𝒂 𝒕𝒂𝒏𝜾𝒅𝜾𝒎 ...