Solo
"Rüyada Ki Engerek"Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın...🌟
Dolabın kapağını araladım ve bugün akşam yemeğinde giyeceğim elbiseyi aradım. Babamın isteği üzerine bugün ki akşam yemeğine Tae de davetliydi. Akşama kadar eksiksiz hazırlanmalıydım. Bahçe de Tae ile biraz daha durduktan sonra odama geçmiş ve hiç bilemdiğim duygular ile kendimi yatağa atmıştım.
Bana neler oluyordu? Bu his beni korkutuyordu, karnım kasılıyor gibi oluyor ve kalbim atmayı kesiyordu. Gözlerimi yumup açarak bu düşünceleri aklımdan sildim ve dolapta ki elbiselere göz gezdirdim. Hepsi birbirinden pahalı, kaliteli, değerli taşlarla bezeli, ben buradayım diyen elbiselerdi. Dolabın köşesinde duran mor, çok hafif bir kumaşa sahip, sade, uzun elbiseyi elime aldım ve ayakkabılarımın olduğu dolaptan da gri topuklu ayakkabıları elime aldıktan sonra hazırlanmaya başladım.
Her ne kadar kültürümüzde Hambok denilen bir giyiniş tarzı da olsa kraliyet ailesine mensup insanlar sadece dini günlerde ve milli günlerde hambok giyinir, köylü insanlarsa hamboklar çok pahalı olduğu için hiç hambok giyinemezdi.
Böğrümde ki yara yavaş iyileşmeye başlamıştı ve acısı yoktu. Hafif kumaş vücudumu yalayarak beni sardığında yüzüme hafif bir makyaj yapmış ve gözlerime pudra renklerinde bir far sürmüştüm. Kuaför tarafından ensemde topuz şeklinde toplanan saçımsa zarafetime zarafet katmıştı.
Akşam yemeği vaktinin gelmesiyle sakin ve emin adımlarla Yemek salonuna doğru yürümeye başlamıştım. Bu kocaman sarayda her şey için farklı farklı odalar, salonlar vardı. Bazen nasıl olurda bu kocaman sarayda kimse kaybolmuyor diye kendime sorardım.
Belki de herkesin hayali olabilecek bu saray benim için on sekiz yıl süre hapis olduğum bir zindandı. Çocukların neşeli bağrışlarına ev sahipliği etmesi gereken bu koridorlar yanlız ve hiç arkadaşı olmayan benim sessiz yakarışlarına ev sahipliği yapmıştı.
Babam her zaman seferlere çıkıyor, ülkemizin işleri ile ilgileniyordu Annemse sarayımızda ki işlerle ilgilenir arada Babama siyasi işlerde yardım ederdi bense yardımcıların arasında kaynardım. Kendimi yanlız hissettiğimde her zaman müziğe ve kitaplara koşmuş kendime ait bir dünya yaratmıştım, başka dünyalara yelken açmak, başka hayatların bir parçası olmak bana hem fantastik hemde güzel gelirdi.
Hizmetçiler yemek salonun kapısını açarak kafalırını yere eğdiler ve geçmem için önümden çekildiler. İki elimlede önümde bağdaş tutarak içeriye girdim.
Altın varaklarla ve değerli tablolarla bezeli bu oda insanın iştahını açıyordu. Gözlerim masanın etrafında gezinirken Tae'yi gördüm. Siyah bir tişört giymiş, dalgalı saçlarıysa özenle alnına dökülmüştü.
"Merhaba."
Herkese selam verdikten sonra yerime geçtim.
Babam masanın başında oturuyordu ben ve annemse onun yanında, Tae ise annemin yanında benim çaprazımda oturuyordu."Uzun zaman sonra Jisoo ile birlikte akşam yemeğini yemek çok güzel. Taehyung olmasaydı.... Belki de hala Jisoo bulunamamış olurdu. Sana Tekrar dan teşekkür ederim Taehyung."
Tae gülümseyerek babama baktı.
"Ben yapmam gerekeni yaptım kralım."
Babam gülümseyerek kafasını aşağı yukarı salladı ve yemeğine geri döndü.
"Kızımı bana geri getirdiğin için teşekkür ederim Tae'cim, beni ne kadar mutlu ettiğini bilemezsin. Ne dilersen dile benden."
Annem elini Tae'nin elinin üzerine koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOLO | Vsoo
Fanfic18 yaşına basan Kim Jisoo doğum gününde yaşananlardan sonra babasının isteği üzerine halasının sarayına gitmek için yola çıkar ama yolda karşılaştığı hain pusu bütün hayatını tepetaklak olmasına sebep olur. Pusudan Jisoo'yu kurtaran Kim Taehyung Jis...