İçim Dışım Kaos

5 0 0
                                    

Hayata gelirken neden kimse bize bunu isteyip istemediğimizi sormuyor? Ya da neden bile bile bize yaşamamız gerektiği hakkında yalanlar savuruyorlar?

Ben hiç yaşamak istemedim. Bunu babam da biliyordu. Belki de bunu bildiği için bana kelebeğimi vermişti. Beni ondan sonra hayatta tutabilecek tek şeyin kelebeğim olduğunu o da biliyordu.

Etrafıma baktım. İçinde bulunduğum bu duruma anlam vermeye çalıştım.
Bir nezaretteydim. Bir diğer tarafımda nezarette hala onun yanında olan kelebeğime baktım. Bütün bu yaşadıklarımın hiçbir zerresine değmemişti.

Olaylar sarpa sarmıştı. Kelebeğimi almak için söylediğim yalan, yalan olmaktan çıkmıştı.

Siyah kapüşonlu çocuğa düpedüz attığım iftiradan sonra parkta bir hengame kopmuştu. İnsanlar yanımıza toplanmış suçladığım çocuğu az kalsın linç etmeye çalışmışlardı. Bunu engellemeye çalışırken etraftaki insanların ihbarıyla gelen polisler olay yerine geldiğinde bizim hırsızda benim ona iftira attığımı ve onu öldürmeye çalıştığımı söylemişti. Bazı söylediklerinde haklılık payı vardı ama onun ölmesini isteyecek kadar zalim biri değildim. Bende mecbur söylediğim yalanı devam ettirdim.
Polislere benimde ondan şikayetçi olduğumu söyledim. Yine ve yeniden bizim hırsız altta kalmadı ve beni deli olmakla suçlamakla beraber hayali şeyler gördüğümü söyledi polislere.

Aramızda polisler aracılığıyla sürdürdüğümüz kavga karşılıklı fiziksel şiddete dönmeye yüz tuttuğunda polisler her ikimizi de bir anda kelepçeleyip karakola götürdü.

Ve şu anda bir nezarette ben diğer nezarette kelebeğim ve onu benden çalan hırsızla tek başımızaydık.

Kelebeğimin onda ne bulduğunu anlamaya çalışıyordum. Basit biriydi normal herkes gibiydi işte. Belki biraz yüzü, fiziği falan güzeldi ama bunlar kelebeğim için önemli şeyler değildi ki ilgisini çekmezdi. O bunca yıl sadece benimle yaşadı başka hiç kimseyle ilgilenmedi. Şimdi neden bu çocuğa yakınlık duyup onun yanından ayrılmak istemiyordu.

Kafamda onun hakkında düşüncelerle ona bakarken bir anda o da benden kaçırdığı gözleriyle bana dik dik bakmaya başladı.

Bana böyle bakan ilk kişi olduğunu söylemiş miydim? Hemde öldürmek ister gibi bakan ilk kişiydi. Diğer insanlar benden nefret edip benden çekinirlerdi. Doğrusu ben çoğu kişiyle anlaşan tiplerden değilim. Aslında ben hiç kimseyle anlaşan biri değilim.

Bana hala bakmaya devam ettiğini görünce "Hayırdır? Açıkta bir yerimizi mi gördün?" dedim.
Demese miydim? Demeseydim iyiydi ama artık demiş bulundum.
Yaşadığım bunca saçmalıktan sonra saçmalamalarım artık bana normal gelmeye başladı.

" Bütün bu yaşadığım şeyler senin yüzünden. Olurda buradan çıktığımda aynı ortamda yeniden karşılaşırsak diye senin yüzünü aklıma kazıyorum seni gördüğümde o ortamdan hemen kaçabilmek için."

Beni suçluyordu.

" Eğer kelebeğimi bana verseydin bütün bu şeyler olmayacaktı. O parkta sen yoluna bende kelebeğimle birlikte kendi yoluma gidecektim."

Bana bıkkınlıkla baktı,

"Sen hala ne kelebeğinden bahsediyorsun ya? Benimle kafa mı buluyorsun kızım sen? Bende kelebeğin melebeğin yok. Bunu anlamayacak kadar gerizekalı mısın?" dedi.

"Hopp!" dedim. "Ağzını topla düzgün konuş önce."

Artık onunda kelebeğimi göremediğini anlamıştım ama kelebeğimin neden beni bıraktığını anlayamamıştım.

Ona biraz bıkkınlık ve tüm yaşanılan şeyler sonucunda üzgün olduğumu belli edecek şekilde baktım.

"Ben sadece onu almak istedim. Tamam mı? Sana bilerek ve isteyerek kötülük yapmadım. Bugün tüm bu yaşadığımız şeyler benim yüzümden."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 19, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Beyaz KelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin