Chan, karşısında oturan beş gence baktı ve boğazını konuşma yapmak için temizledi.
"Bizden nasıl bir intikam alacağını bilmiyorum, öğrenmek de istemiyorum."
Hyunjin elini kaldırdı ve yaptığının saçma olduğunu fark ettiğinde indirip hemen söze girdi.
"Ben çok düşündüm ve geçmişteki düşüncelerimin saçma olduğunu karar verdim. Ölmemiş."
Evet, ölmemiş.
"Ölmüş."
"Ne demek ölmüş?"
"Hyung, sakin ol."
"Siktir."
"Siktir."
Herkes Seungmin'e baktığında ayağa kalktı.
"Jisung cidden ölmediyse, belkide her şey planlıydı."
"Bilerek mi intihar etmiş ve ölmüş gibi gösterdiler diyorsun?"
Jeongin, Seungmin onu onayladığında ağzını şaşkınlığını belirterek açtı.
"İntihar edecek ne yaşadı?"
"Böyle bir şey yapmak için sebepleri ne?"
"Minho Hyung yıkılacak."
"Minho Hyung da şerefsizin tekiymiş."
"İntihar edenler cennete gitmez derler ama belki de o gider."
"İkiside söyledikleri yalanlar yüzünden cehennemde yanacaklar."
Cehennem...
Minho ve Jisung yanacak mıydı?
Belki de çoktan yanmışlardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
binnie olmasa bu hayat çekilmez😕😕
keşke olayları baştan itibaren bu şekilde yazsaymışım dedim ama artık çok geç
ŞİMDİ OKUDUĞUN
atlas | minsung
FanfictionNe hissetmişti? Ölüm mü? Ölmemişti ki o, kanlı canlı duruyordu. Peki ya öldüyse? Dirilemez miydi?
